30 Haziran 2010 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

  • Düşüncelerine dikkat et, sözün olur
  • Sözlerine dikkat et, hareketin olur
  • Hareketine dikkat et, alışkanlığın olur
  • Alışkanlığına dikkat et, karakterin olur
  • Karakterine dikkat et, kaderin olur
İNGİLİZ ATASÖZÜ

YAĞLI REVANİ

Malzemeler:

  • 6 adet yumurta
  • 250 gr. irmik
  • 250 gr tereyağı (margarin)
  • 1-2 çorba kaşığı pudra şekeri
Şerbet mâlzemeler:
  • 3,5 su bardağı şeker
  • Su



Yapılışı:

Porselen bir kâseye, oda sıcaklığında yumuşamış yağı, pudra şekerini ve irmiği alınız.Tahta spatula ile beyazlaşıncaya kadar karıştırınız. Daha sonra yumurta sarılarını teker teker ilâve ederek mâlzemeye yediriniz. Diğer taraftan, porselen bir kâsede, yumurta beyazlarına bir fiske tuz ilâve ediniz ve kar oluncaya kadar çırpınız. Yumurta beyazlarını diğer karışıma yavaş yavaş hareketlerle ilâve ederek karıştırınız. Yumurta beyazlarının sulanmaması için çok fazla karıştırmayınız. Yağlanmış kenarları 3-4 parmak kalınlığında tepsiye (38 cm. çapında) karışımı boşaltınız ve orta ısılı (160-170) fırında 40-45 dakika altın sarısı renk alıncaya kadar pişiriniz. Daha önce çelik tencerede, şekerin üzerini 1-2 parmak geçinceye kadar su ilâve ederek, pişirdiğiniz, (kaynamaya çıktıktan sonra 5-6 dakika) ılıtarak bekletiğiniz ılık şerbeti fırından çıkardığınız sıcak kekinizin üzerine dökünüz ve şerbeti çekmesini sağlayınız. Üzerine toz yeşil fıstık serperek ve kaymak eşliğinde sunum yapınız.


KOLAY REVANİ


Mâlzemeler:

  • 5 adet yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 3 su bardağı un
  • 1,5 çay kaşığı karbonat
  • 2-3 damla limon suyu veya (1 paket kabartma tozu)
Şerbet mâlzemeler:

  • 4 su bardağı toz şeker
  • Şekerin üzerini 2 parmak geçecek kadar su

Yapılışı:

Porselen bir kâsede yumurtaları 1-2 dakika çırpınız. Şeker, kabartma tozu, unu ilâve ederek, 2-3 dakika daha çırpınız. Yağlanmış fırın tepsisine boşaltınız. Orta ısılı fırında (160-170) altın sarısı renk alıncaya kadar 40-45 dakika pişiriniz. Daha önce, hazırladığınız ılık şerbeti, fırından çıkardığınız keke dökerek, şerbeti çekmesini sağlayınız. Üzerine toz yeşil fıstık serperek, kaymak eşliğinde sunum yapınız.




27 Haziran 2010 Pazar

BÖREK YAĞI FORMÜLÜ

Mâlzemeler:
  • 100 gr. tereyağı
  • 100 gr. margarin
  • 100 gr. sızma zeytinyağı
Not: Böreklik yağlar eşit ölçüde karıştırılmalıdır.


Hazırlanışı:

Porselen bir kâsede, yağları köpürtünceye kadar çırpınız. Milföy, kol böreği, açma, midye böreği vb. kat kat katmerli hamur işlerinde kullanabilirsiniz.

Not: Hamur işlerindeki, kulak memesi ve ele yapışmayacak kıvamda, gibi tanımlar insanları yanıltmaktan başka bir şey değil. Örneğin, Ekmek ve pide hamuru ne kadar cıvık (ekmek hamuru kıvamı) olursa, ekmeğin gözenekli ve pidenin hamuruna incecik şekil verebilecek ve dokusu istenebilir yumuşaklıkta olacaktır.

26 Haziran 2010 Cumartesi

YOĞURT TATLISI

Mâlzemeler:

  • 250 gr. susuz yoğurt
  • 250 gr. pudra şekeri
  • 750 gr. toz şeker
  • 2,5 su bardağı un
  • 3 adet yumurta
  • 1 çorba kaşığı tereyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2-3 damla limon suyu

Yapılışı:

Porselen bir kâsede yoğurdu 5-10 dakika mikserle çırpınız. Pudra şekerini, yumurtayı, erimiş tereyağını, kabartma tozu ile karıştırılmış unu ilâve ederek 2-3 dakika tekrar çırpınız. Dikdörtgen borcama veya 25-30 cm. çapında tepsinizi yağladıktan sonra, hafif un serpilmiş ve silkelenmiş olarak hazırladığınız kaba karışmı aktarınız. 160-170 dereceli (turbo olmayan fırında) orta ısılı fırında 40-45 dakika pişiriniz. Daha önce hazırladığınız, ılık şerbeti dökünüz.

Şerbetin hazırlanışı:

Çelik tencereye, şekeri ve üzerini bir parmak geçecek kadar su ilâve ederek, 6-7 (suluca bir şerbet) dakika kısık ateşte kaynatınız. İnmesine yakın limon suyunu ilâve ediniz.


Not: Yoğurt tatlınızı, porsiyonluk olarak da hazırlayabilirsiniz. İstediğiniz ölçülerde, kaşıkla dökerek (aralardaki boşluğu, mâlzemenin kabaracağını düşünerek ayarlayınız) hazırlayabilirsiniz.

NOT ETTİKLERİM

  • Hayatın nimetlerinin değerlerini bize öğreten, ancak hayatın zahmetleridir.
  • Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir.
  • Akılsızlar, hırsızların en zararlılarıdır; zamanımızı ve neşemizi çalarlar.
  • Aşk ve sevinç büyük çabaların kanatlarıdır.
  • Bilgi arttıkça huzursuzluk da artar.
  • Büyük yükleri kaldırabilmek için, onların ortasını bulmak gerekir.
  • Çok soruyorsan, kötü bilgi almışsın demektir.
  • Deli üfürür, bilgi konuşur.
  • En büyük zorluklar, onları aramadığımız yerlerden çıkar.
  • İnsan ancak anladığı şeyi duyar.
  • İnsanın bir şeyi öğrenebilmesi için, her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir.
  • Ölçülülük katıksız mutluluk kaynağıdır.
  • Samimi olmayı vaat edebilirim; tarafsız olmayı asla
  • Sevgi her şeyi birleştirir.
  • Sevmek inanmak demektir.
  • Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
  • Sözler şâirin silahlarıdır.
  • Umutsuzluklarımız hiç beklemediğimiz yerde karşımıza çıkar.
  • Zeki adam kendini frenledi mi mutlu oldu demektir.
GOETHE

25 Haziran 2010 Cuma

UN HELVASI

Malzemeler:

  • 1/2 kg. un
  • 250 gr. tereyağı
  • 50-60 gr çam fıstığı

Şerbet mâlzemeleri:

  • 600 gr. toz şeker (3 su bardağı)
  • 1/2 kg. su veya süt

Yapılışı:

Dibi kalın çelik tencerede, unu ve yağı kısık ateşte, pembeleşinceye kadar tahta spatulayla, sürekli karıştırarak kavurunuz. Bu aşamada fıstıkları ilâve ediniz ve altın sarısı renk alıncaya kadar kavurunuz. Helvanızın parlak olması için, 1/2 su bardağı suyu kavurduğunuz una serpiştiriniz. Şerbet için, şeker ve suyu bir taşım kaynatınız. Kaynamış şurubu, kavrulmuş unun üzerine bir defada dökünüz ve bir kere karıştırarak, tencerenin kapağını kapatınız. Kısık ateşte suyunu çektiriniz. Suyu iyice çekildikten sonra bir defa karıştırınız ve ocağı kapatınız. İstediğiniz şekilde kalıplaştırarak servis ediniz.

20 Haziran 2010 Pazar

PATATES KIZARTMALI YUMURTA

Malzemeler:

  • 3-4 adet yumurta
  • 2 orta boy patates
  • 1/2 tatlı kaşığı tuz
  • Kızartmak için sıvıyağ

Yapılışı:

Patatesleri yıkayınız ve soyunuz. Patatesleri kızartma şeklinde kesiniz ve kesilenleri tekrar 1cm (küpler halinde) genişliğinde kesiniz. Temiz su gezdirdikten sonra süzgeçe aldığınız patateslerin üzerine tuzu serpiniz. Süzgeçi hoplatarak tuzun tüm patatesleri tatlandırmasını sağlayınız. Tencerede hazırladığınız kızgın yağda kızartınız ve sahana aktarınız. Bu aşamada, Porselen kâsede çırptığınız yumurtaları kızarmış patatesleri üzerine eşit miktarda dökünüz. Ocağın kahve pişirme gözünde, spatulayla yumurtaların patatesin her tarafına eşit dağılması için şöyle bir karıştırınız. Pişirme süresi çok önemli, yumurtanın sarı ve beyazının çok pişmemesi gerekiyor. Yumurtanın beyazı normal görünümünü kaybettiğinde, hafif nemli iken altını kapatınız. (kapak kapatmadan pişiriniz) Patatesler kızartıldığı halde, çok hafif bir yumurta yemeğidir. Karabiber serperk sunum yapınız.

TAVADA PATATES BÖREĞİ


Malzemeler:

  • 3-4 adet yumurta
  • 2 orta boy patates
  • 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
  • 2-3 çorba kaşığı un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı karabiber

Yapılışı:

Porselen bir kâseye yumurtaları kırınız ve çatalla 1-2 dakika çırpınız. Rendelenmiş patatesleri, unu, tuz ve karabiberi ilâve ederek, mâlzemeler bütünleşinceye kadar tahta spatulayla karıştırınız. Ocağınızın büyük gözünde tavayı 1-2 dakika kızdırınız ve bir kaşık yağı dökünüz. Tavayı havaya kaldırınız ve yağın her tarafını kaplamasını sağlayınız. Karışımın yarısını dökünüz.
Krep yapar gibi altı nar gibi kızarınca, tavayı hoplatarak veya bir tabağa ters çevirip, tavaya aktararak diğer tarafını da altın sarısı renk alıncaya kadar pişiriniz. Diğer yarısını da aynı şekilde hazırlayınız. Çay saatlerinizde de ikram edebileceğiniz özel bir lezzettir. Sunum aşamasında, üçgenlere bölünüz. Kiraz domates, salatalık ve 3-4 adet zeytin ile servis ediniz.

Not: Arzu ederseniz, rendelenmiş keçi veya taze kaşar peyniri ve bir avuç kadar, ince kıyılmış maydanoz ilâve ederek, farklı şekilde de hazırlayabilirsiniz.

18 Haziran 2010 Cuma

KABAK MÜCVERİ

Malzemeler:
  • 3 adet kabak
  • 3 adet yumurta
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
  • 1/2 demet dereotu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı kırmızı toz biber (isteğe bağlı)
  • 1/2 çay kaşığı karabiber (isteğe bağlı)
  • 5-6 çorba kaşığı un
Yapılışı:

Kabakları iyice yıkadıktan sonra, kabuklarını kazıyınız ve tekrar yıkadıktan sonra, porselen bir kâseye, kabakları rendeleyiniz ve avucunuzun içinde sıkarak suyunu çıkarınız. Suyunu sıktığınız kabaklara, yumurtaları kırınız. Soğanı rendeleyiniz, dereotunu incecik kıyınız, zeytinyağını, tuzu ve baharatları ilâve ediniz. Sulanmaması için tahta bir spatulayla mâlzemeler bütünleşinceye kadar karıştırınız. Bu aşamada unu ilâve ederek malzemeye yediriniz. 10-15 dakika dinlendiriniz. Derin tencerede (zücaciyelerde kızartma yapmak için, kızartma sepetiyle birlikte satılan çelik tencere bulabilirsiniz) Bol yağda, kaşık kaşık dökerek kızartınız (kızartmanız yağ çekmeyecektir) Kâğıt havlu serilmiş tabağa, kızarttığınız mücverleri çıkartınız. Sıcak olarak, sarımsaklı yoğurt ile sunum yapınız.

Not: Aynı mâlzemelerle FIRINDA MÜCVER olarak da hazırlayabilirsiniz. Dikdörtgen borcamı yağladıktan sonra, hafif un serpiştiriniz ve karışımı dökünüz 170 dereceli fırında altın sarısı renk alıncaya kadar pişiriniz. Karelere bölerek sunum yapınız.

Not: Bakırcılar çarşısında mücver tavası bulabilirsiniz. Tavada, mücverleri dökmek için yuvalar oluşturulmuş, pişirilmesi kolay ve şekil bakımdan çok güzel, tavsiye ederim.

15 Haziran 2010 Salı

FIRINDA PEYNİRLİ PATLICAN

Malzemeler:

  • 1 kg. patlıcan
  • 2-3 adet kırmızı etli biber
  • 250 gr. keçi peyniri
  • 1 çay bardağı taze kaşar peyniri ( dil peyniri)
  • 2 adet yumurta
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 su bardağı süt (yoğurt)
  • 1 Türk kahvesi fincanı un
  • 1 çay bardağı sızma zeytinyağı
  • 1/2 çay kaşığı taze çekilmiş karabiber
  • 1/2 çay kaşığı deniz tuzu (peynirin tuz durumuna göre)
  • 1 avuç kadar maydanoz (isteğe bağlı)
Yapılışı:

Patlıcanları alacalı soyunuz ve bir parmak genişliğinde, yuvarlak şekilde kesiniz. Patlıcanların acı suyunun çıkması için, bir miktar tuz attığınız suda 10-15 dakika bekletiniz. Patlıcanları zedelemeden hafifçe sıkarak sudan çıkarınız. Havlu kâğıt üzerine aldığınız patlıcanların nemini alınız. Porselen bir kâseye patlıcanları alınız ve üzerlerine zeytinyağının yarısını ilâve ederek harmanlayınız. Izgarada veya teflon tavada patlıcanları kızartma rengine gelinceye kadar arkalı önlü kızartınız. Yağlanmış fırın tepsisine bir sıra diziniz ve üzerlerine, közlenmiş ve küçük küçük kesilmiş kırmızı biberleri serpiştiriniz. Sosu için, beyaz peyniri çatalla eziniz ve başka bir kapta çırptığınız yumurtaları ilâve ediniz. Rendelenmiş soğan, maydanoz, un, süt (yoğurt) kalan zeytinyağını, karabiberi ve tuzu ilâve ederek tüm malzemeyi karıştırınız. Sosu (kıvamını kontrol ederek) patlıcanların üzerine yayınız. Bir sıra patlıcan ve üzerine sos şeklinde kat kat hazırlayınız ve son olarak rendelenmiş kaşar peynirini serpiniz. Orta ısılı fırında kaşar peyniri eriyinceye kadar 170 - 180 derecelik fırında pişiriniz.

Not: Kabak kullanarak, diğer malzemeler ve pişirme işlemleri aynı şekilde hazırlayabilirsiniz. Maydanoz yerine dereotu, kabağa yakıştığı için öneririm.




KAHVALTILIK ZEYTİN EZMESİ

Malzemeler:

  • 250 gr. sele zeytin
  • 1/2 limon suyu
  • 1/2 Türk kahve fincanı sızma zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı kekik
Zeytinlerin çekirdeklerini çıkarınız. Rondodan geçiriniz ve zeytinyağı, limon suyu, kekik ilâve ederek karıştırınız. Karışımı kavanoza doldurunuz. Ezmeyi buzdolabında uzun süre saklayabilirsiniz.

Not: Birer tutam kimyon, nane, 1 diş sarımsak (ezilmiş) ilâve ederek farklı bir lezzet oluşturabilirsiniz.

KAHVALTILIK PEYNİR EZMESİ

Malzemeler:

  • 250 gr. keçi peyniri
  • 1 Türk kahve fincanı sızma zeytinyağı
  • 1 Türk kahve fincanı limon suyu
  • 1 çay kaşığı kırmızı toz biber

Yapılışı:

Peyniri rendeleyiniz ve zeytinyağı, limon suyu, kırmızı toz biberi ilâve ederek karıştırınız. Kahvaltılarda, çeşitli geometrik (üçgen, daire, kare, dikdörtgen) şekillerde kesilmiş minik ekmekçiklere sürerek, sunum yapınız.

Not: Ekmekleri fırınlayarak da hazırlayabilirsiniz.

13 Haziran 2010 Pazar

NOT ETTİKLERİM

BU DA GEÇER

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkan insanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar.

Köylüler, Derviş'e kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, yolda birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir'in bölgenin en zengin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında bir başka çiftlik sahibidir.

Derviş, Şakir'in çiftliğine varır, çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer, içer, dinlenir. Şakir de ailesi de hem misafirperver hem gönlü geniş insanlardır... Sonra tekrar yola koyulma zamanı gelir. Derviş Şakir'e teşekkür ederken;

"Böyle zengin bir insan olduğun için hep şükret" der

Şakir ise şöyle cevap verir:

"Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz, bazen görünen de gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer..."

Derviş Şakir'in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, Dervişin yolu yine aynı bölgeye düşer. Şakir'i hatırlar, tekrar ona uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülerle sohbet ederken Şakir'den söz eder.

Haaa o Şakir'mi der köylüler, O iyice fakirleşti, şimdi Haddad'ın yanında çalışıyor."

Derviş hemen Haddad'ın çiftliğine gider, orada Şakir'i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önceki sel felâketinde bütün sığırları telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak, selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad'ın yanında çalışmak zorunda kalmıştır. Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad'a hizmetkârlık yapmaktadır.

Şakir bu kez Derviş'i son derece mütevazı olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır...

Derviş vedalaşırken Şakir' olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir'den şu cevabı alır:

"Üzülme... Unutma, bu da geçer..."

Ölüm de mi geçer?..

Derviş gezmeye devam eder ve aradan yedi yıl geçtikten sonra yolu yine aynı bölgeye düşer. Şaşkınlık içinde olan biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüş, ailesi olmadığı için de bütün varını yoğunu en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakir'e bırakmıştır. Şakir Haddad'ın konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerca sığırı ile yine yörenin en zengin insanı olmuştur.

Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır. "Bu da geçer..."

Birkaç yıl daha sonra Derviş yine Şakir'i arar. Bir tepe gösterirler, tepede Şakir'in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: "Bu da geçer"

Derviş, "Ölümün neresi geçecek" diye düşünür ve gider.

Ertesi yıl Şakir'in mezarını ziyaret etmek için geri döner, ama orada mezar filan yoktur. Büyük bir sel gelmiş, bütün tepeyi sürüp savurmuştur. Şakir'den geriye hiçbir iz kalmamıştır.

...

O yıllarda ülkenin Sultanı, kendisi için çok değişik yüzük yapılmasını ister. Bu öyle bir yüzük olacaktır ki, Sultan mutsuz olduğunda umudunu tazeleyecek, mutlu olduğunda ise mutluluğun tembelliğine kendini kaptırmasına izin vermeyecektir.

Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz. Bir gün Sultan'ın adamları bu bilge Derviş'i bulurlar, yardım isterler. Sultan yüzük işine takmıştır.

Derviş Sultan'ın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir.

Kısa bir süre sonra yüzük Sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz, çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır. Yüzüğün üzerinde "BU DA GEÇER" yazmaktadır.

Not: Bu hikâye, parmağındaki yüzüğe (yaşadıkları mutlulukların ve acıların anlık yaşandığını, her şeyin gelip geçici olduğunu) bakarak, "BU DA GEÇER" yazısının varmış gibi, gözlerinde canlanacağını düşünüyorum. Bu hikâyeden ders alacak insanlara ithaf olunur.


11 Haziran 2010 Cuma

ÇAYDANLIKLARIN BAKIM VE TEMİZLİĞİ HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER

Günlük kullanımlarınız için iki adet çaydanlık edininiz. Birinin bakım ve temizliğini yaptığınız zaman diğerini kullanınız. Çaydanlıklarınızda kireç oluşmasını istemiyorsanız kaliteli bir içme suyu kullanınız. Demini hazırladığınız küçük çaydanlığın, çaydan kararmış kalıntılarını yok etmek için, çaydanlığınıza mutfakta kullanılan çamaşır suyundan 1 çorba kaşığı ve sıvı deterjandan 1 çorba kaşığı ilâve ediniz. Ocağınızın kahve pişirme gözünde çaydanlığı elinizde tutup zaman zaman eğerek ve çevirerek deterjanlı suyun her tarafına bulanmasını sağlayınız. En son içindeki suyu, akış olan bölümünden akıtarak, (siyah görülen bu kısım, dış yüzeyin renginde açılacaktır) temizleyiniz. Daha sonra sıcak su dolu kapta (kaynattığınız deterjanlı su ile birlikte) temizleme süngerinin yumuşak bölümü ile büyük çaydanlığın içini dışını ve kapakları iyice yıkayınız. Bu işlemi iki kere tekrar ediniz. Bol bol durulayınız. Küçük çaydanlığa su doldurunuz ve 2-3 defa kaynatarak dökünüz. En son her iki çaydanlığa su doldurarak bekletiniz. Bu işlemi de bir hafta süreyle günlük olarak tekrar ediniz. Kullanımdan önce demlik olan çaydanlığa 1/2 limonu dilimleyiniz ve su ilâvesi ile kaynatarak dökünüz. Tekrar iyice durulayarak kullanıma hazır ediniz. Çaydanlıklarınız ilk günkü gibi pırıl pırıl tertemiz görünecektir.

Not: Çaydanlıklarınızın içindeki çay poşetlerini (çay yapraklarını) atınız ve çalkaladıktan sonra, içini temiz su gezdirip bir sonraki kullanım için hazır ediniz.


Not: Çaydanlıklarınızın kirlenmemesi için, yemek pişirdiğiniz esnada, çaydanlıklarınızı ocağın üstünden alınız.

Not: Çay makinesi kullanılmak istenirse, sağlığımız için çelik olanlar tercih edilmelidir.

Not: Suyu sıkılmış limon kabukları ve suyu ile ellerinizi yemek pişirmeden önce oğuşturunuz ve ellerinizi yıkadıktan sonra yemek pişiriniz. Limon suyu ellerinizi dezenfekte ettiği gibi ellerinize de pamuk gibi yumuşak bir doku kazandırıcaktır.