30 Mayıs 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

  • Kölelerin rüyası, efendisini kendisinin satın alabileceği bir pazardır.
  • Doğada hiçbir şey yok olmaz, gerçekleşmiş umutlar dışında.
  • Sözde kısa, düşüncede geniş ol.
  • Kötü bir düşünce, yüreği kirletir.
  • Şair, içindeki akıntıda avlanır.
  • Acaba diyalektik ölüm içinde geçerlimidir.
  • Yalancının iyi bir belleği olmalı.
  • Doğru hedefe de eğri yoldan ulaşılır.
  • Küçük insanlarla konuşmak, insanın belini büker.
  • Düşünceler gümrüğe tabi değillerdir, sınırları geçmedikçe.
  • Bir dizi sıfırdan, kolayca bir zincir yapılır.
  • Yurttaşlar salt titrese bile, devletin temel duvarlarında çatlaklar oluşur.
  • Başkalarının okuryazar olmayışı da yazmayı zorlaştırır.

STANİSLAW LEC

29 Mayıs 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

  • Açık olmayan bir algı, karanlık bir algıdır.
  • Güvenlik, mutluluğun temel koşuludur.
  • Varlıkların en yetkinleri, en az yer kaplayanları, yani birbirlerini en az engelleyenlerin ruhlarıdır.
  • Ruhların yetkinliği, erdemleridir.
  • En güçlüler her zaman en bilge, en bilgelerin de her zaman en güçlü olması öngörülür.

GOTTFRİED WİLHELM LEİBNİZ


Yaşamın çirkinlikleri, DÜNYAYA SONUNA KADAR AÇIK BİR DÜŞÜNÜRDEN bir yalnız adam yaratmayı başarabildi.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Rumeli Kavağı Sergisi

Sergi ile ilgili resimlere buradan ulaşabilirsiniz.

NOT ETTİKLERİM

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, insanlar, tatsız ve acımasız öğretiler yüzünden, her şeyden utanır oldular. Kendilerinden, mutlu olmaktan, sevmekten, yaratmaktan utanıyorlar.

Öyle bir zaman ki, bu Jean Racine, Berenice'i yazdı diye yüzü kızararak, Rembrandt, Gece Nöbeti adlı tablosunu yaptı diye, mahallenin karakoluna koşup kendini bağışlatmanın yolunu arayacaklar. Yazarlar, sanatçılar bugün, vicdan azapları içinde yaşıyorlar.

Kendimizi bağışlanası göstermek moda oldu aramızda.


ALBERT CAMUS

Özgürlük Tanığı

27 Mayıs 2011 Cuma

NOT ETTİKLERİM

VELİLER İÇİN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ


Komşularınızı tanıyınız. Mahallenizi çocuğunuzla gezip, her yeri tanıyınız.

Çocuğunuzun bakıcısından sabıka kaydı isteyiniz. Kendisi hakkında bilgi toplayınız.

Uyanık olunuz. Çocuğunuza fazla ilgi gösteren ve ona pahallı ve gereksiz hediyeler alanlara karşı temkinli olunuz.

Gizli Güvenlik Parolanız olsun. Başkası, çocuğunuzu araba ile alacaksa, kullanmak üzere çocuğunuza paylaşmaması gerektiğini söylediğiniz bir parola.

Çocuğunuzun internet hareketlerini takip ediniz. Bilgisayarı evin ortak kullanım alanlarından birine yerleştiriniz ve böylece herkesin rahatça geçerken görebilmesini sağlayınız. Yatak odasına değil!

Çocuğunuza GÜVENLİ BİR YUVA veriniz. Her zaman kendi evinde destek, huzur ve mutluluk bulsun.

Her zaman size güvenebileceğini bilmeli, ona destek vereceğinizden emin olmalı.

Çocuğunuza tüm adını, adresini ve telefon numarasını ezberletiniz. (alan kodları dahil.)

Çocuğunuza 155'i aramasını öğretiniz. Oraya vermesi gereken bilgileri öğretiniz.

Üzerinde ismi yazlı şeyler giydirmeyiniz. Çocuğunuzun çantası, eşyaları ve giysilerinin görünen yerlerine asla isim yazmayınız.

Çocuklarınızın tüm arkadaşlarını tanıyınız ve ailesi ile de tanışınız. Her zaman arkadaşlarının adres ve isimlerini yanınızda taşıyınız.

Çocuğunuzun, GÜNCEL VESİKALIK FOTOĞRAFLARINI BULUNDURUNUZ! Çantanıza, cüzdanınıza ya da kolay bulunacak bir yere koyunuz.

Çocuğunuzun her zaman nerede olduğunu biliniz. Halka açık alanlarda asla yalnız bırakmayınız.

Küçük çocukları, asla halka açık yerlerdeki tuvaletleri, tek başına kullanmasına izin vermeyiniz.

AKLINIZDA BULUNSUN; ÇOCUKLARIMIZIN KANDIRILMA YÖNTEMLERİ HEP AYNIDIR. ÖNLEMİMİZİ ALALIM.

  • Şefkat Gösterme
  • Yaş ve Yetki Kullanma
  • Yardım İstemek
  • Rüşvet Vermek
  • Bilgisayar veya Sanal
  • Uyuşturucu
  • Şöhret Vaat Etmek
  • Acil Bir Durum
  • Eğlence ve Oyunlar
  • Adınızı biliyor gibi yapmak
  • Tehdit/korku yöntemi
  • Oyun arkadaşı/dost görünmek
  • Cinsel bilgi ve görüntü

(BU DURUMLARIN ÇOCUĞUNUZUN BAŞINA GELEBİLECEĞİNİ VE NELER YAPMASI GEREKTİĞİNİ EN ÖNEMLİSİ BU DURUMLARI SAKLAMAMALARI GEREKTİĞİNİ SÖYLEYİNİZ)

Not: Çocuklarınıza bu tavsiyelerimizi ne ezberletip geçiniz ne de üstün körü söylemeyiniz. Onları bu tavsiyelere uygulamaları gerektiğine inandırınız. Tavsiyelerimizi yaşam kuralı gibi gösteriniz.


VELİLER ÇOCUKLARINIZ BUNLARI BİLİYOR MU?

  • Alan kodu ile birlikte numaralarınızı bilmesi gerektiğini.
  • Ev adresiniz ve ailesinin adı ve soyadını bilmesi gerektiğini.
  • Acil Durumlarda 155 no' lu telefonu aramasının önemli olduğunu.
  • Nereye kiminle giderse gitsin ilk önce ailesiyle konuşup izin alması gerektiğini.
  • Okulda veya sokakta oynarken, her zaman yanına bir arkadaş almasının güvenli olacağını söylemeliyiz. Birisi onu ellerse ya da tedirgin ederse hiç çekinmeden "HAYIR DUR!" diye bağırabileceğini.
  • Ailesinden asla sır saklamaması gerektiğini, özellikle bir yetişkin tarafından bir sırrı.
  • Mağazada kaybolursa elini kaldırıp yardım isteyebileceğini, Asla mağazadan başka bir yere ayrılmamasının önemli olduğunu.
  • Tanımadığı biri onu zorla götürmeyi denerse avaz avaz bağırması gerektiğini ve karşı koyabiliyorsa koymasını.
  • Tanımadığı biri ondan yol sorarsa ya da yardım isterse aracına yaklaşmaması ve bir yetişkine söylemesi gerektiğini.
  • Ailemden izin almadan asla kimseden hediye alamam, arabasına binemem ve onlarla konuşmam.

Not: Sergiye gelen vatandaşları bilgilendirmek için, Çocuk polisi tarafından verilen duyuruyu, sizlerde diğer insanlarla paylaşırsanız sevinirim.


Sevgilerimle.










26 Mayıs 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

SEVMEKTEN VAZGEÇMEYİNİZ

Hintli bir adam, suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür.

Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar.

Hintli, tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar.

Yakınındaki bir bey ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler.

Hintli adam şöyle der:

"Sokmak, akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek vardır. Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"

Sevmekten vazgeçmeyiniz.

Etrafınızdaki akrepler sizi devamlı soksalar bile...

23 Mayıs 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

SAĞLIĞIN KORUNMASI ÜSTÜNE


  • Yılların geçmekte olduğunu unutma. Gençliğin aşırılıkları içinde yaşayıp gideceğini sanma. Yaşlanmak, kaçınılmaz bir şeydir.
  • Yaşayışının, önemli bir yönünde apansız bir değişiklik yapmaktan sakın. Böyle bir değişiklik zorunu ise, yaşayışının geri kalan yönlerini de ona uydur.
  • Beslenme, uyku, beden eğitimi, giyim gibi alışkanlıklarını gözden geçir. Sana zararlı olduğunu düşündüğün şeylerden yavaş yavaş vazgeçmeye çalış.
  • Yemek, uyku, iş zamanlarında her tasadan uzak, neşeli olabilmek, uzun yaşamanın en etkili yollarından biridir.
  • Tutkularına, ruhsal etkinliklere gelince, çekememezlikten, kuşkulu korkulardan, için için kemiren öfkeden, ince eleyip, sık dokumaktan kaçın. Aşırı sevinçten çok neşeye yakın ol.
  • Her türlü kıvancı tatmaya bak, ama hiçbirinde işi taşkınlığa vardırma.
  • Yenilikler karşısında hayranlık ve şaşkınlık duy.
  • Kafayı, göz kamaştırıcı zenginlikte örneklerle besleyecek, tarih, masal, doğa gözlemleri gibi şeyleri oku. Beslenmeni mevsimine göre düzenle. Bu düzenleme, vücutta daha büyük değişiklik sağlayabilir.
  • Sağlığında başgösteren yeni aksaklıkları önemsememezlik etme. Hemen hekime danış.
  • Hastalıkta sağlığına, sağlığında da bedenini işletmeye gereken önemi ver.
  • Sağlığında bedenini güçlüklere alıştırmış kimse, ağır olmayan hastalıkların çoğunu yalnız perhiz ve iyi bir bakımla atlatır.
  • Celsus aynı zamanda bir bilge kişi olmasaydı, hekim olarak, hem sağlığın hem de uzun yaşamanın en önemli koşullarından biri diye, karşıt şeyleri birbirleriyle sürekli değiştirmeyi, ama bunu yaparken daha kolay olan, aşırı uçlara yönelmeyi öğütlemezdi. Başka bir deyimle:
- Hem aç kal, hem de doyuncaya dek ye ama doymayı yeğ tut.
- Hem uyanık kal, hem uyu ama uyumayı yeğ tut.
- Hem otur, hem kımılda ama kımıldamayı yeğ tut.

Böylece insan bedeni hem bakım görür, hem de kendini dizginlemeyi öğrenir.
  • Kimi hekimler hastanın gönlünü hoş etmeye, onun suyuna göre gitmeye düşkün olur. Hastalığı gerçekten iyileştirebilecek yolu unuturlar.
  • Kimi hekimler de, hastalığın gerektirdiği iyileştirme yolunu, titiz kurallara bağlamaya öyle önem verirler ki, hastanın psikolojik durumuyla yeterince ilgilenmeyi düşünmezler.
  • Kendine ikisinin arası bir hekim seç. Böylesini bulamazsan ikisine de görün. Hekiminin hem seni yakından tanıyan, hem de alanında büyük ün kazanmış biri olmasını da unutma.


FRANÇİS BACON

Denemeler


Not: Aulus Cornelius Celsus, Birinci yüzyılda yaşamış, ünlü bir Romalı hekim ve flozoftur. Hekimlik üstüne De Medicina adlı 8 ciltlik yapıtı önemlidir.

D A V E T

Sitemin açıldığı ilk günden itibaren, beni yalnız bırakmayan vefalı misafirlerimi, resim sergime davet ediyorum.


Yer: RUMELİKAVAĞI, HÜKÜMET KONAĞI

Tarih: 25.5.2011- 28.5.2011

Saat: 11.00'de Açılış



Sevgilerimle.


Not: Sergide, profilimde yer alan fotoğrafımın, yağlıboya portre çalışması var.

22 Mayıs 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

SEVGİ, GELECEĞİ HAZIRLAMAKTIR.

NOT ETTİKLERİM

  • Kendini beğenme, ilerlemeyi geri çeker.
  • Sokrates'in onu öldürmek isteyenler karşısında, kendinde bulduğu üstünlük şu idi :
Bilmediğini, biliyor sanmıyordu.

Bu yüzyılların, bu en beğenilen örnek yaşamı ve düşüncesi, böylece meydan okuyan bir bilgisizlik itirafı ile sona eriyordu. Bunu unutmakla ülkümüzü de unuttuk.

  • Bilgisizliğimizi bildik mi,
  • Yobazlığı attık mı,
  • Dünyayı ve insanları sınırladık mı,
  • Bir sevdik yüzü kısacası güzelliği bulduk mu,

Doğası bozulmamış, insani değerleri kaybolmamış eski Yunanlı'larla bir yerde buluştuk demektir.



ALBERT CAMUS

Helena'nın Sürgünlüğü
Adlı eserinden

NOT ETTİKLERİM

YURTTA SULH, CİHANDA SULH



ATATÜRK

NOT ETTİKLERİM

DEVLETLERİN GERÇEK BÜYÜKLÜĞÜ ÜSTÜNE


  • Bir ulusun egemenliği ile büyüklüğü için en önemli şey, askerliği en onurlu iş, başlıca uğraş saymaktır.
  • Askerliği kesin uğraş edinmemiş bir ulusun, hiç yoktan yükselemeyeceğini belirtmeliyiz.
  • Bu uğraşa sürekli olarak kendini vermiş ulusların, özellikle Türkler ve Romalılar gibi, olağanüstü başarılar yarattıkları da, tarihin öğrettiği değişmez bir gerçektir.
  • İç savaşlar, bedendeki yüksek ateşe benzer.
  • Denizlere egemen olmak, üstünlüğün temellerindendir.
  • Bir ülke ordularıyla ve toprağın verimiyle, güçlü bir ülke olur.

FRANÇİS BACON

19 Mayıs 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

ATAM, SENİN IŞIĞINDA GELECEĞE YÜRÜYORUZ .

NOT ETTİKLERİM

Tutkusuz hiçbir büyük iş yapılmadı bu dünyada. Tutku enerjinin biçimsel ve bunun sonucunda da öznel yanıdır.

Tarih bilinçli bir erekten yola çıkarak başlamaz. Önemli olan, insanlar için bilinçdışı olarak eylemlerinin sonuçlarıdır. İşte akıl bu anlamda, dünyayı düzenleyip yönetmektedir.


GEORG WİLHELM FRİEDRİCH HEGEL

Madde ve Tin

NOT ETTİKLERİM

SÖYLEŞİ ÜSTÜNE

  • Söyleşi, hiç kimsenin tekelinde olmayan, herkesin içinde rahatça gezinebileceği, sonsuz kırları andırmaktadır.
  • İnsan, tadında ve tuzunda bir sözle, acı bir sözü birbirinden ayırt edebilmelidir.
  • Taşlama damarı ağır basan, diliyle herkesi korkutan kimsenin, başkalarının belleğinden de aynı ölçüde korkması gerekir.
  • Çok soru soran, hem çok öğrenir, hemde çok sevilir.
  • İnsanın küçük düşmeden kendini övmesine elverişli tek bir durum vardır. Kendinde bulunduğuna inandığı bir erdemi bir başkasında da görüp övmesi.


FRANÇİS BACON

NOT ETTİKLERİM

ZENGİNLİK ÜSTÜNE

  • Hakkınla kazan.
  • Ölçüyle harca.
  • Kıvançla dağıt

  • Yapacağın iyilikleri, ölümüne dek erteleme. İyi düşünülürse, böyle davranmak kendi malına değil, başkasının malına eliaçıklıktır.
  • Zenginliğe koşarak giden, suçsuz kalmaz.
  • Toprağa dönünceye kadar, kendi alınterinle ekmek yiyeceksin.


FRANÇİS BACON


NOT ETTİKLERİM

İYİLİK VE HUY GÜZELLİĞİ ÜSTÜNE

  • İyilik, insanoğlunun mutluluğunu istemektir.
  • İyilik adını verdiğim şey, bir alışkanlıktır.
  • Huy güzelliği ise, iyilik eğilimidir.
  • Tanrının niteliği olan bu eğilim, insan erdemleri ile büyüklükleri arasında en yücesidir. Bundan yoksun olan insan tedirgin, kötü, düşük, zararlı haşarattan bile daha aşağı bir varlıktır.

FRANCİS BACON

16 Mayıs 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

  • İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar.
  • Bir kız, iki dirhem bir çekirdek giyinmiş bir oğlanla evlenmesine engel olan babasına "bunu ödeyeceksin!" diyordu. Kız kendini öldürür. Ama babası hiç de bir şey ödemedi. Adam balık avlamayı çok seviyordu. Üç pazar sonra yeniden ırmağa dönüyordu. "unutmak için" diyordu buna. Hesap doğruydu. Unuttu.
  • Bir suçluya, hatasının doğasından ya da karakterinden değil, talihsiz koşullardan ileri geldiğini söylerseniz, size derinden minnet duyar.
  • Biz kendimizden iyi olanlara nadir olarak bel bağlarız. Daha çok onların toplumundan kaçarız. Tersine, çoğu zaman kendimize benzeyen ve zayıf yanımızı paylaşan kimselere açarız içimizi. Demek ki, kendimizi düzeltmeyi ya da iyileştirmeyi istemeyiz.
  • Kendi üzerimde uzun araştırmalardan sonra insanın yaratılışındaki o derin çift yönlülüğü gün ışığına çıkardım. O zaman, belleğimi kaza kaza,
Alçak gönüllülüğüm, parlamama.

Küçülmenin, yenmeme.

Erdemin, ezmeme yardım ettiğini anladım.

  • Tüm insanlar hakkınızda iyi konuştu mu, vay halinize!
  • Uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi.
  • Hiç kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz. Oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder.
  • Çevremden birisi insanları üç kategoriye ayırırdı:
Yalan söylemeye mecbur kalmaktansa hiçbir şey gizlememeyi yeğleyenler.

Hiçbir şey gizlememektense yalan söylemeyi yeğleyenler.

Aynı zamanda hem yalanı, hem de gizi sevenler.
  • Bazen bir şeyin içyüzü, yalan söyleyeni doğru söyleyenden daha iyi belli eder kendini. Doğru ışık kör eder. Yalansa, tersine, her nesneyi değerlendiren güzel bir alacakaranlıktır.
  • Her özgürlüğün ucunda bir yargı vardır; İşte özgürlüğün son derece ağır bir yük olması bundandır.
  • Başkaları hakkında verdiğiniz hüküm, dosdoğru gelip, kendi yüzünüze çarpar ve orada bazı yaralar açar sonunda.

ALBERT CAMUS


Not: DÜŞÜŞ adlı eserinden, derlemiş olduğum alıntılar.

15 Mayıs 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

Söylencelerin kendi yaşamları yoktur. Onlara bizim can ve kan vermemizi beklerler. Yeryüzünde onların çağrısına bir tek insan karşılık verdi mi, özlerini taptaze sunarlar bize.

Bizim işimiz bu özü korumak ve yeniden dirilmesi için, ölüm uykusuna dalmamasını sağlamaktır.

Bugünün insanını kurtarmanın olanaksız olduğunu düşünüyorum kimi zaman, ama, bu insanoğulları ruhça ve bedence kurtarılabilir hala. Onlara mutluluk ve güzellik yollarını açabiliriz.

Güzelliksiz ve özgürlüksüz yaşamaya razı olursak, Prometheus söylencesi bize, insanın ancak bir zaman için paramparça edilebileceğini, insanın tümüne yararlı olmadıkça, hiçbir şeye yararlı olamayacağını bize anımsatır.

İnsan ekmek ve çalı istiyorsa ve eğer ekmeğin daha zorunlu olduğu doğru ise, çalının anısını korumayı öğrenelim.

Prometheus insanları, zor işlerini duraksamadan, toprağa ve durmadan biten ota, bir yanlarıyla bağlı kalacaklardır.


ALBERT CAMUS

(Prometheus Cehennemi)

NOT ETTİKLERİM

O insanlar ki, düşlerde yaşar gibi bakmadan görüyorlar, duymadan dinliyorlardı.


PROMETHEUS

Albert Camus
(Prometheus Cehennemde)

14 Mayıs 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

  • Öğrenim bizler için, kıvanç, ruh güzelliği ve yetenek kaynağıdır.
Kıvancı, bir köşeye çekilip yalnız kalmaktır.
Ruha kattığı güzellik konuşmada belli olur.
Kazandırdığı yeteneklerin ise, yargılar vermemizde, işlerimizi düzenlememizde yararı olur.

  • Kitap vardır, ancak tadına bakmak içindir.
  • Kitap vardır, yutmak için,
  • Kitap vardır, çiğnemek, özümlemek içindir.

Kimi kitapların, ancak birkaç bölümüne göz atmalı,

Kimi kitapları, baştan sona şöyle bir okuyup geçmeli,

Kimi kitapların, her ayrıntısının üzerinde, titizlikle durarak, adamakıllı okunmalı.

  • Öğrenim insan kişiliğini bütünler, ama öğrenimin kendisi de kişiliğin deneyleriyle bütünlenir.
  • Geziler, gençlerde eğitimin, yaşlılarda görgünün bir parçasıdır.
  • Kendini benden çok seviyor diye, bir başkasına neden kızayım.
  • İnsanların ölümden korkması, çocukların karanlık bir yere girmekten korkmasına benzer.
  • Kendisi erdemsiz olan kişi, başkalarının erdemini hiçbir zaman çekemez.
  • Öç almak, vahşi bir adalet yoludur.


FRANÇİS BACON

Denemeler

12 Mayıs 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

Düşüncemi apaçık söyleyerek, suç ortaklığı duygusundan kurtulabilirim.


EINSTEIN

NOT ETTİKLERİM

KİŞİLİĞİN ORTAYA ÇIKIŞI


Farklılaşmış toplumlarda, bireyin özel uğraşılarının kendisi için, göreceli olarak çok az değeri vardı. Bunun nedeni, kişiliğinin ve buna dayanan her şeyin ancak çok zayıf ahlâksal değeri olmasıydı. Kişisel fikirleri, kişisel inançları, her türlü kişisel özlemleri gözardı edilebilir niceliklerdi.

Toplum tarafından emilen birey, toplumun eğilimlerini uysalca izliyor ve kendi yazgısını ortaklaşa varlığın, yazgılarına tâbi kılıyordu. Çünkü onun gözünde kendi yapısının, bugün ona atfettiğimiz anlamı ve büyük önemi yoktu.

Tarihte ne kadar ileri gidersek, her şeyin o kadar değiştiğini görürüz. Öncelikle, toplumsal kitlenin içinde kaybolmuş olan kişilik, ortaya çıkmaktadır.

Daha önce, sınırlı ve az saygı gösterilen bireysel yaşamın alanı genişleyerek, ahlâksal saygının önemli konusu haline gelir.

Birey, kendisine verilen şeyleri kendi kendine kullanmak, dünya için kendine en uygun gelen betimlemeleri yapmak, yapısını özgürce geliştirmek üzere gitgide daha çok genişleyen haklar kazanır.

Bu haklarla, tarihin boş öğretilerine karşı çıkılır. Çünkü ne kadar ileri gidilirse, kişiliğin saygınlığı o kadar ileri gidiyor.

Bundan daha iyi yerleşmiş başka bir yasa yok. Toplumsal kurumları, bunun zıttı bir ilke üzerine oturtma girişimi, gerçekleşemez ve yalnızca günlük basanlara sahip olabilir. Çünkü şeylerin olduklarından başka bir şey olmaları sağlanamaz.




EMİLE DURKEM


11 Mayıs 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

SANATÇININ ROLÜ


Ben insan olarak mutluluk peşindeyim. Sanatçı olarak da, savaşlara, mahkemelere başvurmaksızın yaşatmak istediğim birçok kişi daha var sanıyorum.

Günümüzde zorbalıklar gelişti. Bugünün zorbalıkları ne susmayı kabul ediyorlar ne de yansızlığı. Kendini belirtmek, zorbalıktan yana, ya da ona karşı olmak gerekiyor.

Bu durumda benim söyleyeceğim, ben zorbalığa karşıyım. Bunu söylemekle rahat bir tanıklığı benimsemiş olmuyorum.

Benim yaptığım, sadece zamanı olduğu gibi kabul etmek, kısacası mesleğimin gereğini yapmaktır.

Hem siz şunu unutuyorsunuz ki, bugün, yargıçlar, suçlandıranlar ve tanıklar görülmedik bir hızla birbirine karıştılar.

Sizce benim bir yerim olabilirse, bu yer hiçbir zaman, birçok filozof gibi, bir yargıç kürsünün üstünde ya da altında olmayacaktır hiç değilse.

Bunun dışında, bağlantılıda olsa, iş görme yolları yok değil. Bugün bu yollardan biri, bence birincisi ve en verimlisi sendikacılıktır.


ALBERT CAMUS

10 Mayıs 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

BUGÜNÜN DÜNYASINDA SANATÇI NE YAPABİLİR?


Sanatçılar, toplumun içinde bulunduğu gerginliğe katlanamayarak ya fildişi kuleye sığınıyorlar, ya da toplumu geren, halk öğreticilerinin yanında yer alıyorlar.

Ben, her iki türlüsünü de kaçmak sayıyorum. İnsan acılarına ve güzelliğe aynı zamanda hizmet etmeliyiz.

Bunun gerektirdiği sabır, güç ve sesiz, gösterişsiz başarı beklediğimiz, yeniden doğuşun dayanacağı değerlerdir.

Bu çabanın ne tehlikeli ne acı yanları olduğunu biliyorum. Tehlikelere göğüs germekten başka çaremiz yok.

Köşesinde oturan, sanatçılar çağı geçti. Kırılmak, dünyaya küsmek de yok. Sanatçının kolayca düşeceği durumlardan biri, kendini yalnız sanmaktır.

Sanatçıya, yalnız olduğunu bağıra bağıra söylemekten, oldukça pis bir zevk alanlarda çıkıyor. Ama aslında hiç de öyle değil.

Sanatçı, herkesin ortasında, bütün çalışan ve savaşanların, ne üstünde, ne de altında, onların tam hizasındadır.

Yapmaya çalıştığı iş, baskı karşısında zindanları açmak, herkesin derdini ve sevincini dile getirmektir. Bu işte, sanat düşmanlarına karşı, kendinin kimseye düşman olmadığını göstererek haklı çıkar.

Elbette sanat tek başına doğruluk ve özgürlük getirecek bir diriliş sağlayamaz ama sanat olmadıkça bu diriliş, biçimini bulamaz. Bulamayınca da hiçbir şeye benzemez.

Kültür ve onun gerektirdiği, bağıntılı özgürlüğün bulunmadığı toplum, ne kadar düzenli olursa olsun, bir vahşi ormandır. Onu için de her gerçek sanat yaratışı, yarın için müjdedir.



ALBERT CAMUS

8 Mayıs 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

  • Sana bilginin ne olduğunu öğreteyim mi? Bir şey bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şey bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir.
  • Yaşarken, ailemize sevgi ve saygı göstermeliyiz.
  • Doğru olan şeyi görmek, ama yapmamak korkaklıktır.
  • Garip öğretiler üzerinde çalışmak gerçekten zararlıdır.
  • Büyük ve üstün insan bir araç değildir.
  • İnsanların beni tanımamış olmalarından dolayı üzülmem. Ben onları tanımadığım için üzülürüm.
  • Birbirine bağlı olanlar, saygıdeğer insan olurlar.
  • Saygı yerinde gösterilir ise, ayıp ve utançlardan uzak kalınır.
  • Anlaşmalar doğru olan şeye göre yapılırsa, verilen sözler yerine getirilir.
  • Erdemli insan, kendini esas şeye verir. Bu esas şey ortaya çıkınca, "gerçek ilkeler" gelişir.

KONFÜÇYÜS

NOT ETTİKLERİM

ANNECİĞİM


Beni sevindirensin,
Dünyaya getirensin,
Bebekken emzirensin
Hayatım anneciğim.

Gözlerin içten güler,
Ya o pamuktan eller,
Sanki koklamak yeter
Hayatım anneciğim.

Tenin pembe gül gibi,
Saçların sümbül gibi,
Bir sırça gönül gibi
Hayatım anneciğim.

Yaslanınca göğsüne
Bir leylâk bahçesine
Girmiş gibiyim mi? ne
Hayatım anneciğim.

Seni sevsem bir türlü,
Sevmesem de bir türlü,
Çünkü sonu hüzünlü
Hayatım anneciğim.


MÜNİR CEYHAN
1957

NOT ETTİKLERİM

Bir insan, yabancılara sevgi ve saygı gösteriyorsa, bu onun bir dünya yurttaşı olduğunu, yüreğinin bütün öbür karalardan kopmuş bir ada değil, onlara bağlı bir kıta olduğunu doğrular.


FRANCİS BACON

7 Mayıs 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

AYAKLANMALARLA TOPLUMSAL KARGAŞALIKLAR ÜSTÜNE


Yetkilerini, her hangi bir amacın, gerçekleştirilmesine yarayacak bir destek durumuna düşüren, böylece kendini, gerçek sorumluluğundan başka sorumluluklara adayan devlet yöneticisi, ülkenin denetimini gitgide elden kaçırmağa başlar.

Uzlaşmazlıkların, kavgaların, bölünmelerin ulu orta sürdürülmesi de, o günkü yönetime saygı kalmadığının belirtisidir.

Devlet büyükleri kendi çevrelerinde, çılgınca dönmeye başlarsa, odaklarla, yörüngeler birbirine karışmış demektir.

Ayaklanmaların neden olduğu, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü ayaklanmaları önlemenin en güvenilir yolu, bunları doğuran nedenleri ortadan kaldırmaktır.

Parlayıcı yakıt bir kez birikmişse, bunu tutuşturacak kıvılcımın ne zaman geleceği hiç belli olmaz.

Ayaklanmaların nedeni iki yolla olur.
  • Büyük oranda yoksulluk
  • Büyük oranda hoşnutsuzluk
Yıkılan ocakların sayısı ne denli çok ise, karışıklığı destekleyenlerde o oranda artar.

Böyle çok kişinin çıkarına uygun düşen savaşlar, bir devlette ayaklanmalarla, karışıklıkların kesin, şaşmaz belirtisidir.

En korkunç ayaklanmalar, açlıktan çıkanlardır.

Sonunda ip en hafif çekme ile kopuverir - İSPANYOL ATASÖZÜ

Ayaklanmaların nedenlerini körükleyici etkenler.

  • Açlık
  • Yeni vergiler
  • Yasalarda değişiklik
  • Tanınan yasal hakların geri alınması
  • Topluma genel bir baskı
  • Değersiz insanlarla, yabancıların yükselmesi
  • Ordudan haksız yere çıkarılmış askerler
  • Umut kırıklığına uğramış partililer
Küskün toplumu, ortak bir amaç çevresinde toplayıp, birleştiren buna benzer şeylerdir.

Ayaklanmaları önlemenin yolu, ülkedeki yoksulluk ile düşkünlüğü ortadan kaldırmaktır.

  • Alım satımı her dalda dengeli olarak geliştirmek
  • Üretimi desteklemek
  • Aylaklığa son vermek
  • Savurganlığı, çarçur etmeyi engellemek
  • Toprağın verimini arttırıp işlemek
  • Satış fiyatlarını saptamak
  • Vergileri, harçları buna benzer yükümlülükleri hafifletmek yolu ile olur.
Az kazanıp çok tüketen bir toplum, ülkeyi, tutumlu yaşayıp çok biriktiren bir toplumdan daha az zamanda çökertir.

Yeni zenginlerin sayısını, büyük kitlenin sayısına göre aşırı arttırmak, bir devleti hızla yoksulluğa götürür.

Ülke gelirine katkıda bulunmayan kurumlardaki insanların, sayısını arttırmak da aynı sonucu doğurur.

Bir ülkenin yaşama düzeyini dış ülkeler sırtından yükseltilebileceğini de unutmamak gerekir. (Çünkü bir yere verilecek bir şeyin, önce başka bir yerden alınması zorunludur)

Bunun için de bir ulusun başka bir ulusa satabileceği üç şey vardır.
  • Doğal ham maddeler,
  • Yapım maddeleri
  • Taşıma, ulaştırma
Bu üç tekerlek dönerse ülkeye refah gelir.

En önemlisi, bir ülkede zenginlik ile paranın birkaç elde toplanmasını önleyecek bir yol uygulanmalıdır.

Para gübreye benzer, dört bir yana saçılmadıkça işe yaramaz.

Bu da ancak tefecilik, istifçilik, büyük otlakları elde tutmak gibi, herkesin ocağını yıkacak kazanç yollarını yasaklamakla olur.


FRANÇİS BACON

NOT ETTİKLERİM

Toplumun babası olmaları gereken hükümdarların, bir partiye bağlanıp yan tutmaları durumunda, devlet bir yanına çok ağırlık yüklendiği için dengesizlikten batan bir gemiye dönüşür.

NİCCOLO MACHİAVELLİ

NOT ETTİKLERİM

YÜKSEK GÖREVLER ÜSTÜNE

Yüksek görevdeki kimseler, üç bakımdan kuldurlar.

  • Devlet başının ya da devletin kulu.
  • Ünün kulu.
  • Gördükleri işin kulu.

Bu yüzden, ne kişiliklerinde, ne davranışlarında ne de zamanlarında özgürdürler.

İnsanın, özgürlüğü pahasına bir güçlük ardında koşması, ya da başkalarından güçlü olmaya çalışırken, kendi üzerindeki gücünü yitirmesi, yadırganacak bir özlemdir.

Bir göreve yükselmek, çetin bir iştir. İnsan çabaladıkça yeni güçlüklere sürüklenir. Zaman zaman küçülür, onursuzluk yolu ile onur kazanır.

Yüksek görevlerin tabanı, kaygan olur.

Buralardaki insanın sonu ya yuvarlanmak ya da en azından gözden düşmektir. Pek iç açıcı bir şey değildir.

Çekilmek isteseler çekilemezler, gerekli olduğu zaman bile böyle istekte bulunamazlar. Tersine yaşlılıklarında, hastalıklarında bile bir köşeye yerleşemezler. Tıpkı sokak başlarında oturmaktan bir türlü vazgeçmeyerek, kendilerini alay konusu eden kocamış kentliler gibi.



FRANÇİS BACON

6 Mayıs 2011 Cuma

NOT ETTİKLERİM

İTİAATSİZLİK


Bir kişiye, kuruma ya da güce itaat, (dış yasaya uyma) boyun eğmedir.

Bu tutum özerkliğimden (iç yasadan) vazgeçip, bir dış irade ya da kararı, kendiminkinin yerine kabul edişimi belirtir.

Kendi akıl ve inancıma uymam (iç yasaya uyma/özerk itaat) ise bir boyun eğme değil, onaylama eylemidir.

İnancım ve kararım, iddia ettiğim gibi bana aitse, benim parçamdır.

Başkalarının yargılarından çok onların peşinden gidersem, kendim olurum.

Böylece itaat kelimesi, sadece mecaz anlamı ile "dış yasaya uyma" durumundakinden tümüyle farklı bir anlamda da kullanılabilir.


ERİCH FROMM

5 Mayıs 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

Vicdan kelimesi, birbirinden oldukça ayrı, iki olguyu ifade etmek için kullanılmaktadır.

Biri bizim memnun etmek istediğimiz ve öfkelenmesinden korktuğumuz bir otoritenin içimize yerleşmiş sesi olan "otoriter vicdan"dır.

Bir de "insancıl vicdan" vardır. İnsan türünün, her üyesinde var olan, içsel sestir ve dış yaptırım ve ödüllerden bağımsızdır.

İnsancıl vicdan, neyin insanca ve neyin insanlığa aykırı, neyin hayata yararlı ve neyin zararlı olduğu hakkında sezgi yoluyla bizi uyarır.

Bu vicdan, bizim birer insan olarak fonksiyonlarımızı çağıran, insanlığa davet eden İÇİMİZİN SESİDİR.



ERİCH FROMM

NOT ETTİKLERİM

Devlet adamı ile filozof ayırımı, hiçbir geometri oranıyla gösterilemeyecek kadar büyüktür.


SOKRATES

3 Mayıs 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

Seçim kürsülerinde, kaş çatmalarla, yıldırılarla gösterilen güçten söz etmiyorum. Beyazlığın ve öz suyunun gücü ile bütün deniz rüzgârlarına karşı koyandan söz ediyorum.

Dünyanın bu karakışında meyveyi hazırlayacak olan odur.


ALBERT CAMUS

NOT ETTİKLERİM

Bilir misiniz dünyada en çok sevdiğim şey nedir? Sadece kaba güçle hiçbir şeyin kurulamaması.

İki şey egemenliği elinde tutar.

Biri kılıç, biri düşünce, kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.



NAPOLYON BONAPART

NOT ETTİKLERİM

Güneşin kendisi götürdü beni karanlığa, öylesine kalındı ki aydınlığı, evreni bütün biçimleriyle pıhtılaştırıyor, bir karanlık parıltıya boğuyordu. Ama, bu başka türlü de söylenebilir.

İsterdim ki, bu alacakaranlık ki benim için, her zaman gerçeğin ta kendisidir. Karşısında kendimi rahatça anlatayım.

Bu alacakaranlığı, dünyanın bu saçmalığını öylesine biliyorum ki, ondan kabaca konuşulmasına dayanamıyorum.


ALBERT CAMUS

Bilmece

2 Mayıs 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

Bilge insan, üç değişiklik gösterir:

  • Uzaktan bakılınca ciddi,
  • Yaklaşınca yumuşak,
  • Konuştuğunda sözleri inandırıcıdır.


KONFÜÇYÜS

1 Mayıs 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

  • İnsanı, dikkatli çalışmaya götürmeyen bir sevgi olabilir mi?
  • İnsanı, doğru yola götürmeyen bir bağlılık var olabilir mi?
  • Yakınmaksızın, yoksulluğa katlanmak güçtür.
  • Gururu olmayanın, zengin olması kolaydır.
  • Haksızlığa adaletle, inceliğe incelikle karşılık veririm.
  • Bir insanın bilgisi yeterse, ama onu tutacak erdemi yoksa, neyi kazanırsa kazansın sonunda her şeyi yitirir.
  • Konuşmalarda anlam aranır.
  • Öğretimde sınıf farkı olmamalıdır.
  • İnsanlar yaradılıştan özdeştirler. Ama iş başındayken birbirlerinden farklılaşırlar.


Bilge insanın dokuz düşünce konusu vardır.

  • Gözlerinin iyi görmesi, (Yaşananlara duyarlılık)
  • Kulaklarının iyi duyması, (Doğru algılama)
  • Yüzünün yumuşak olması,
  • Davranışlarının saygılı olması,
  • Konuşmalarının içten olması,
  • Yaptığı işte dikkatli olması,
  • Kuşku içinde olduğunda, başkalarını sorguya çekmesi,
  • Kızdığında, güçlüklere katlanması,
  • Kazanç gördüğünde doğruluk düşüncesi,


KONFÜÇYÜS

NOT ETTİKLERİM

ÖLÜM ÜSTÜNE



Bir bilge kişi ne güzel söylemiş "inlemeler, dövünmeler, soluk bir yüz, ağlayan yakınlar, kara yas giysileri, gömme törenleri gibi şeyler, ölümü korkunç gösterir"

Gözden kaçırılmaması gereken nokta, insan yüreğinde bir tek duygunun bile ölümü alt edecek güçten yoksun olmadığıdır; dolayısı ile ardında savaşı kazanabilmesine yardımcı olacak bunca dayanağı bulunan insan için, ölüm hiç de korkulacak bir düşman değildir.

Öç, ölümü yener, sevgi küçümser, onur özler, üzüntü koşa koşa gider ona, korku ise onu önceden benimser.

Ölümün yaklaşmasına yakın, olgun ruhlarda pek az bir değişiklik yarattığı da önemsenmeyecek bir şey değildir. Çünkü böyle ruhlar, son anlarına dek aynı kalırlar.

Ölümün çevresinde kopartılan yaygara, ölümün kendisinden daha çok korkutur.


FRANÇİS BACON

Denemeler