Sanatın görevi; ideoloji içerisinde görülmesi, duyulması engellenmiş, gizlenmiş olanı ortaya koymaktır.
THEDOR W. ADORNO
30 Haziran 2012 Cumartesi
27 Haziran 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Bu belirsizlik güçle kapitalizmin her yönüne sinmiştir. İstikrarsızlık "esnek" bir dönemin "rutinine" dönüşmüştür. Eski kapitalizmde belirsizlik ve risk "heroik kapitalist girişimci" ile özdeşleştirilirken, günümüzde bu etkiler sıradan insana yayılmıştır.
Bunun en önemli sonuçlarından biri, başarısızlığın sadece en yoksul ve çaresiz kesimleri bekleyen bir kader olmaktan çıkarak, orta sınıfların yaşamında da daha sık karşılaşılan bir durum haline gelmesidir.
Toplumsal elitin giderek daralması, her türlü başarıyı daha ele geçmez hale getirmiştir.
Kazanan hepsini alır piyasası, çok sayıda eğitimli insanı başarısızlığa mahkum eden rekabetçi bir yapıya sahiptir.
İşten çıkarma ve yeniden tasarlama süreçleri, geçmişin kapitalizminden daha çok emekçi sınıfların yaşadığı ani felaketleri orta sınıftan insanlara da yaşatıyor.
RICHARD SENNETT
Bunun en önemli sonuçlarından biri, başarısızlığın sadece en yoksul ve çaresiz kesimleri bekleyen bir kader olmaktan çıkarak, orta sınıfların yaşamında da daha sık karşılaşılan bir durum haline gelmesidir.
Toplumsal elitin giderek daralması, her türlü başarıyı daha ele geçmez hale getirmiştir.
Kazanan hepsini alır piyasası, çok sayıda eğitimli insanı başarısızlığa mahkum eden rekabetçi bir yapıya sahiptir.
İşten çıkarma ve yeniden tasarlama süreçleri, geçmişin kapitalizminden daha çok emekçi sınıfların yaşadığı ani felaketleri orta sınıftan insanlara da yaşatıyor.
RICHARD SENNETT
NOT ETTİKLERİM
Bugün imâl edilmiş risklerin dışarıdan gelenlerden daha tehlikeli olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Küresel ekolojik risk, nükleer tırmanma ya da dünya ekonomisinin çökmesi felaketlere yol açabilecek niteliktedir.
Beslenme rejimi, ilâçlar, hatta evlilik düzeninde gözlenen bazı riskler, bireyleri çok daha doğrudan etkiliyor. Sağlığa yönelik risklerde olduğu gibi pek çok riski elimizden geldiğince azaltmak isteriz.
Ortaya çıkışından itibaren risk nosyonunun sigortacılığın yükselişiyle el ele yürümesinin nedeni de budur.
Sigorta güvenlik teminine yönelik olmakla birlikte, aslında riskten ve insanların riske karşı tutumlarından palazlanır.
İster özel sigorta, isterse devletin refah sistemleri biçiminde olsun, sigorta sağlayanlar özünde riski yeniden dağıtıyorlardır.
Evini yangına karşı sigortalatan kişi riski ortadan kaldırmış olmaz, sadece bir ödeme karşılığında sigortacıya aktarmış olur. Riskin alınıp satılması kapitalist bir ekonominin salt tesadüfi bir özelliği değildir.
Kapitalizm gerçekte risksiz düşünülemez ve işleyemez. Belirsizlik ve risk kapitalizmin doğasına içkindir. Bu nedenle sürekli olarak belirsizlik ve risk üretip topluma yaymak yeni kapitalizmin özel misyonudur.
Yeni kapitalizm topluma bilinçli olarak belirsizlik ve risk pompalamakta, insan ilişkilerini kökten dönüştürmektedir.
Esnek kapitalizmin parolası niteliğindeki "uzun vade yok" sloganı insan ilişkilerine aktarıldığında "bırak git", kendini adama" ve "fedakarlıkta bulunma" gibi sürekli risk altında olmanın getirdiği depresif bir "kayıtsızlık" hali anlamlarına gelir.
Yeni kapitalizmiz en belirleyici yanı, riskin ve belirsizliğin demokratikleşmesidir.
ANTHONY GIDDENS
NOT ETTİKLERİM
Yeni kapitalizm günümüz toplumunun "risk toplumu" olarak nitelenmesinde hayati bir rol oynamaktadır.
Risk toplumu güvenin olmadığı, insanların kendilerini güvende hissetmedikleri bir belirsizlikler toplumudur.
Bu toplumda güven öylesine merkezdedir ki, birey için kendini koruma, emniyete alma, ulusal gelirden pay almayı önceler, hatta temel dürtü olarak açlığın yerini korku alır.
ULRICH BECK
Risk toplumu güvenin olmadığı, insanların kendilerini güvende hissetmedikleri bir belirsizlikler toplumudur.
Bu toplumda güven öylesine merkezdedir ki, birey için kendini koruma, emniyete alma, ulusal gelirden pay almayı önceler, hatta temel dürtü olarak açlığın yerini korku alır.
ULRICH BECK
26 Haziran 2012 Salı
NOT ETTİKLERİM
BİLGİ TÜRLERİ
GEORGES GURVITCH
- Dış dünyanın algısal bilgisi
- Toplum, grup, biz ve başkası bilgisi
- Sağduyu bilgisi
- Teknik bilgi
- Politik bilgi
- Bilimsel bilgi
- Felsefi bilgi
GEORGES GURVITCH
NOT ETTİKLERİM
Bilgi eşyanın yüzeyinde dolaşmaz; bilgi varlığın içerisinde ve derinliklerindedir.
EMILE BREHIERE
EMILE BREHIERE
NOT ETTİKLERİM
Zekâ ve tecrübe birleşince, düşünce; düşünce ve yöntem birleşince de bilgi ortaya çıkar.
GEORGES GURVITCH
GEORGES GURVITCH
NOT ETTİKLERİM
YABANCILAŞMA
Yabancılaşma, insanın kendisini yabancı, anlamsız hissettiği bir deneyim biçimidir.
İnsan kendisini dünyanın merkezi, hareketlerinin yaratıcısı olarak görmez, tersine hareketleri ve davranışlarının sonuçları onun boyun eğdiği hatta taptığı efendileri olmuştur.
Dolayısıyla yabancılaşma, çağdaş toplumdaki durumuyla her yeri kaplamıştır; insanın işiyle, tükettiği şeylerle, devletle, başkalarıyla ve kendisiyle olan ilişkilerini belirler.
İnsan ilk kez bütünüyle insan elinden çıkma nesnelerden oluşan bir dünya yaratmıştır ve kendisini yarattığı Golem'in ( robot, otomat) kölesi olarak algılamaktadır.
Araba, buzdolabı, televizyon (cep telefonu) gerçek işlevleri dışında sahiplerinin toplum içindeki üstün yerlerini belirler.
Yediğimiz, içtiğimiz, damak zevkimizden önce markalara göre belirlenir.
Nesnelerle herhangi bir somut ilişki kurmadan, ürettiğimiz gibi tüketiriz.
ERICH FROMM
Yabancılaşma, insanın kendisini yabancı, anlamsız hissettiği bir deneyim biçimidir.
İnsan kendisini dünyanın merkezi, hareketlerinin yaratıcısı olarak görmez, tersine hareketleri ve davranışlarının sonuçları onun boyun eğdiği hatta taptığı efendileri olmuştur.
Dolayısıyla yabancılaşma, çağdaş toplumdaki durumuyla her yeri kaplamıştır; insanın işiyle, tükettiği şeylerle, devletle, başkalarıyla ve kendisiyle olan ilişkilerini belirler.
İnsan ilk kez bütünüyle insan elinden çıkma nesnelerden oluşan bir dünya yaratmıştır ve kendisini yarattığı Golem'in ( robot, otomat) kölesi olarak algılamaktadır.
Araba, buzdolabı, televizyon (cep telefonu) gerçek işlevleri dışında sahiplerinin toplum içindeki üstün yerlerini belirler.
Yediğimiz, içtiğimiz, damak zevkimizden önce markalara göre belirlenir.
Nesnelerle herhangi bir somut ilişki kurmadan, ürettiğimiz gibi tüketiriz.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Bir insanın karakteri, o insanın dünya ile nasıl bağlantı kurduğu ile ilintilidir.
QUİNTUS HORATİUS FLACCUS
QUİNTUS HORATİUS FLACCUS
NOT ETTİKLERİM
Bir kişinin karakterini, can sıkıcı psikolojik çözümlemelerden çok gülüşünden anlamak mümkündür.
DOSTOYEVSKİ
DOSTOYEVSKİ
NOT ETTİKLERİM
Yabancılaşma, insanın gönlüyle bağını koparması, gönlünü unutması durumudur.
AHMET İNAM
AHMET İNAM
NOT ETTİKLERİM
Yaşamı üretmeyen, beslemeyen zevkler peşinde koşmak, bir yozlaşmadır.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
BUDİZM ÖĞRETİLERİ
Bizden nefret edenlerden nefret etmeden yaşayalım, galibiyet nefreti doğurur. Çünkü yenilen kişi mutsuzdur, galibiyeti de yenilgiyi de terk eden kişi HUZUR içindedir.
Kişi öfkeyi sevgi ile, kötülüğü iyilikle yenmelidir; açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yenmelidir.
Bedeninizin, dilinizin ve aklınızın öfkesinden kurtulun; bedeninizle, dilinizle ve aklınızla erdemli olmaya çalışın.
Budizmin temel öğretisi, dünyasal ve bedensel bütün zevklerden kurtulup mutlu olmaktır.
Dünyada kötülüğe sebep olan ve başkalarını incitme ihtimali olan her şeyden uzak durmayı öğütler; iyi olmayı öğütler, çünkü;
BAŞKALARININ MUTLULUĞU SENİN MUTLULUĞUNDUR
O beni incitti, beni yendi, bana üstün geldi gibi düşünceler besleyen kişi asla NEFRETTEN kurtulamaz. Bu tür düşünceler taşımayan kişiyi NEFRET TERK EDER.
Çünkü nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez; nefret SEVGİ ile yok edilir, bu ÖLÜMSÜZ BİR KANUNDUR.
Erdemli bir kişinin kendini kontrol ederek yaşadığı bir tek gün, kendini kontrol etmeksizin yaşayan kimsenin yaşadığı yüz yıldan daha değerlidir.
SİDDHARTA GAUTAMA BUDDHA
Bizden nefret edenlerden nefret etmeden yaşayalım, galibiyet nefreti doğurur. Çünkü yenilen kişi mutsuzdur, galibiyeti de yenilgiyi de terk eden kişi HUZUR içindedir.
Kişi öfkeyi sevgi ile, kötülüğü iyilikle yenmelidir; açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yenmelidir.
Bedeninizin, dilinizin ve aklınızın öfkesinden kurtulun; bedeninizle, dilinizle ve aklınızla erdemli olmaya çalışın.
Budizmin temel öğretisi, dünyasal ve bedensel bütün zevklerden kurtulup mutlu olmaktır.
Dünyada kötülüğe sebep olan ve başkalarını incitme ihtimali olan her şeyden uzak durmayı öğütler; iyi olmayı öğütler, çünkü;
BAŞKALARININ MUTLULUĞU SENİN MUTLULUĞUNDUR
O beni incitti, beni yendi, bana üstün geldi gibi düşünceler besleyen kişi asla NEFRETTEN kurtulamaz. Bu tür düşünceler taşımayan kişiyi NEFRET TERK EDER.
Çünkü nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez; nefret SEVGİ ile yok edilir, bu ÖLÜMSÜZ BİR KANUNDUR.
Erdemli bir kişinin kendini kontrol ederek yaşadığı bir tek gün, kendini kontrol etmeksizin yaşayan kimsenin yaşadığı yüz yıldan daha değerlidir.
SİDDHARTA GAUTAMA BUDDHA
NOT ETTİKLERİM
İyiliği aramada ısrarlı olan ve huzura kavuşmayı isteyen kişi, becerikli, vicdanı duyarlı, nezaketli konuşan, alçakgönüllü biri olmalıdır.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Hiç kötülük işleme, iyilik yap ve kendi düşünceni temizle. Kimseyi azarlama, kimseye vurma, kanunların sınırları içinde davran.
Gökten altın yağsa, ruhu fakir insanların isteği doyurulamaz; isteğin, küçük bir zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, BİLGE bir kişiliktir.
KONFÜÇYÜS
Gökten altın yağsa, ruhu fakir insanların isteği doyurulamaz; isteğin, küçük bir zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, BİLGE bir kişiliktir.
KONFÜÇYÜS
25 Haziran 2012 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Vicdanın sürekli canlı tutulması, yani bir yaptırım gücü olarak, kötülüklere engel olması ve iyiye yönlendirilmesi için insanların, sürekli birbirlerine erdemli olmayı hatırlatmaları ve kötülüğü değil iyiliği, konuşmaları gerekir.
O, koca bir gün birlikte oluyorlar, adalet ve doğruluktan bahsetmiyorlar, yalnızca yaptıkları küçük kurnazlıklardan bahsediyorlarsa, bu insanların durumu gerçekten hazindir.
KONFÜÇYÜS
O, koca bir gün birlikte oluyorlar, adalet ve doğruluktan bahsetmiyorlar, yalnızca yaptıkları küçük kurnazlıklardan bahsediyorlarsa, bu insanların durumu gerçekten hazindir.
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Eğitimde, bir çok değerli prensip öğretilmesi, onun eğitildiği ve kişiliğinde bir gelişme olduğunu göstermez. Problem o prensipleri uygulama, hayata geçirme noktasında yatmaktadır.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Erdem, bencil olmamak, kendisi için istediğini başkası için de istemek ve kişinin iç dünyasını temizlemesidir.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Bir yerde hiçbir şekilde mülk yoksa, orada bir adaletsizlikten söz edilemez.
Çünkü mülk düşüncesi bir şey üzerindeki haktır ve adaletsizlik ise bu hakka saldırma ya da onun gaspı anlamına gelir.
EUKLEIDES - ÖKLID
Çünkü mülk düşüncesi bir şey üzerindeki haktır ve adaletsizlik ise bu hakka saldırma ya da onun gaspı anlamına gelir.
EUKLEIDES - ÖKLID
NOT ETTİKLERİM
- Ölçülü olmak
- Fedakarlık
- Alçak gönüllülük
- Doğallık
Bozulmaması gereken insani değerlerdir.
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Kişi eğer eski ateşini koruyarak, yeniye ilişkin bir anlayış geliştirebiliyorsa, öğretici olmaya uygun biridir.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
24 Haziran 2012 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Eksik insan, geçmişinden ve geleceğinden koparak, yalnızca bugünde yaşayan ve samimi benliğinin dışına çıkmış insandır.
MARTIN HEIDEGGER
MARTIN HEIDEGGER
20 Haziran 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
SİS
Sakla uzak anıları
Sen, dokunulmaz ve solgun sis
Sen şafağın üzerine
Gece şimşeklerinden ve göğün yarıklarından
Fışkırıp yayılan
Duman!
Sakla uzak anıları,
Benim için yok olanı sakla!
Sakla ki yalnızca çitini göreyim
Bostanın,
Yarıklarından kediotları taşan duvarı
Göreyim.
Sakla uzak anıları
Gözyaşlarına boğulmuş!
Sakla ki tatlı sularını
Kara ekmeğime katık eden
O iki şeftaliyi, o iki elmayı göreyim.
Yalnızca
Sakla uzak anıları
Sevmemi ve onlara dönmemi dileyen
Sakla ki, bir gün yorgun
Çan sesleri arasında geçeceğim
O yolun beyazlığını
Göreyim yalnızca
Sakla uzak anıları
Sakla onları ve yüreğimden sal!
Sal ki orada yalnızca
Selviyi
Burada yalnızca bu bostanı göreyim,
Yanımda köpeğimin uyukladığı.
GIOVANNI PASCOLI
Sakla uzak anıları
Sen, dokunulmaz ve solgun sis
Sen şafağın üzerine
Gece şimşeklerinden ve göğün yarıklarından
Fışkırıp yayılan
Duman!
Sakla uzak anıları,
Benim için yok olanı sakla!
Sakla ki yalnızca çitini göreyim
Bostanın,
Yarıklarından kediotları taşan duvarı
Göreyim.
Sakla uzak anıları
Gözyaşlarına boğulmuş!
Sakla ki tatlı sularını
Kara ekmeğime katık eden
O iki şeftaliyi, o iki elmayı göreyim.
Yalnızca
Sakla uzak anıları
Sevmemi ve onlara dönmemi dileyen
Sakla ki, bir gün yorgun
Çan sesleri arasında geçeceğim
O yolun beyazlığını
Göreyim yalnızca
Sakla uzak anıları
Sakla onları ve yüreğimden sal!
Sal ki orada yalnızca
Selviyi
Burada yalnızca bu bostanı göreyim,
Yanımda köpeğimin uyukladığı.
GIOVANNI PASCOLI
NOT ETTİKLERİM
İçimizdeki çocuk, sebepsiz yere ağlamayı ve gülmeyi sever, ışıkta düşünmeye ve düşlemeye cesaret ettiği şeylerle karanlıkta karşılaşacağından korkar, denizle, hayvanlarla, taşlarla konuşur.
GIOVANNI PASCOLI
GIOVANNI PASCOLI
NOT ETTİKLERİM
Benim mutluluğum bir şekilde yararlı olma olanağı bulmaktır. Her şeye rağmen yazmaya devam edeceğim, çünkü bu benim varolma savaşımdır.
FRANZ KAFKA
FRANZ KAFKA
19 Haziran 2012 Salı
NOT ETTİKLERİM
Göksel perinin sevinci, eskiden unsurları uzlaştıran,
Gel de dindir benim için bu çağın kargaşasını;
Kuduran kavgayı, göklerin ezgisiyle yatıştır,
Ölümlü gönülde ayrımlar birleşinceye dek,
Eski, sakin, büyük doğası insanın
Tedirgin çağdan ağıncaya dek, güçlü ve duru.
FREDRICH HÖLDERLIN
Not: Ağmak : Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek.
Gel de dindir benim için bu çağın kargaşasını;
Kuduran kavgayı, göklerin ezgisiyle yatıştır,
Ölümlü gönülde ayrımlar birleşinceye dek,
Eski, sakin, büyük doğası insanın
Tedirgin çağdan ağıncaya dek, güçlü ve duru.
FREDRICH HÖLDERLIN
Not: Ağmak : Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek.
NOT ETTİKLERİM
Ozandan korkma, soylu öfkeye büründüğünde, harfleri öldürür, ama ruhu yaşatır, ruhları.
FREDRICH HÖLDERLIN
FREDRICH HÖLDERLIN
NOT ETTİKLERİM
Pek işsiz, pek korkulu çevrem, her şey parçalanıp dağılmakta, nereye baksam.
FREDRICH HÖLDERLIN
FREDRICH HÖLDERLIN
NOT ETTİKLERİM
Hayat, yüzde on başımıza gelenler, yüzde doksan da bizim bunlara verdiğimiz karşılıktır.
DENNIS KIMBRO
DENNIS KIMBRO
NOT ETTİKLERİM
Kaybedenler başarısızlığın götürüsünü düşünür. Kazananlar da başarının getirisini düşünür.
ATASÖZLERİ
ATASÖZLERİ
NOT ETTİKLERİM
Aksiyonsuz vizyon, gündüz düşü gibidir. Vizyonsuz aksiyon da kabus gibidir.
JAPON ATASÖZÜ
JAPON ATASÖZÜ
18 Haziran 2012 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
En son, insanın devredilemez sandığı her şeyin değişime, alış-verişe konu olduğu ve devredilebilir olduğu bir dönem gelmiştir.
Bu, o ana dek ifade edilen ve aktarılan ama asla değişilmeyen; verilen ama asla satılmayan; edinilen ama asla satın alınamayan erdem, sevgi, inanç, bilgi, vicdan, vb. - kısaca her şeyin ticarete girdiği dönemdir.
Bu çürümüşlüğün genelleştiği, her şeyin para ile edinilmesinin evrenselleştiği, ya da ekonomi politik diliyle konuşacak olursak, manevi ya da maddi her şeyin pazarlanabilir bir değer durumuna geldiği, en gerçek değerinden kıymetlendirilmek için pazara getirildiği bir dönemdir.
KARL HEINRICH MARX
Bu, o ana dek ifade edilen ve aktarılan ama asla değişilmeyen; verilen ama asla satılmayan; edinilen ama asla satın alınamayan erdem, sevgi, inanç, bilgi, vicdan, vb. - kısaca her şeyin ticarete girdiği dönemdir.
Bu çürümüşlüğün genelleştiği, her şeyin para ile edinilmesinin evrenselleştiği, ya da ekonomi politik diliyle konuşacak olursak, manevi ya da maddi her şeyin pazarlanabilir bir değer durumuna geldiği, en gerçek değerinden kıymetlendirilmek için pazara getirildiği bir dönemdir.
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Burjuvazi, üstünlüğü ele geçirdği her yerde, bütün feodal, ataerkil, romantik ilişkilere son verdi.
İnsanı "doğal efendiler"ine bağlayan çok çeşitli feodal bağları acımasızca kopardı, ve insan ile insan arasında, çıplak öz çıkardan, katı "nakit ödeme"den başka hiçbir bağ bırakmadı.
Kişisel değeri, değişim-değerine indirgedi, ve sayısız yok edilemez ayrıcalıklı özgürlüklerin yerine, o tek insafsız özgürlüğü, ticaret özgürlüğünü koydu.
Tek sözcükle, dinsel ve siyasal yanılsamalarla perdelenmiş sömürünün yerine, açık utanmaz, dolaysız, kaba sömürüyü koydu.
Burjuvazi, şimdiye dek saygı duyulan ve saygılı bir korkuyla bakılan bütün mesleklerin halelerini söküp attı, doktoru, avukatı, rahibi, şairi, bilim adamını kendi ücretli emekçisi durumuna getirdi.
Burjuvazi, aile ilişkisindeki duygusal peçeyi yırtıp attı ve bunu salt para ilişkisine indirgedi.
FRIEDRICH ENGELS
İnsanı "doğal efendiler"ine bağlayan çok çeşitli feodal bağları acımasızca kopardı, ve insan ile insan arasında, çıplak öz çıkardan, katı "nakit ödeme"den başka hiçbir bağ bırakmadı.
Kişisel değeri, değişim-değerine indirgedi, ve sayısız yok edilemez ayrıcalıklı özgürlüklerin yerine, o tek insafsız özgürlüğü, ticaret özgürlüğünü koydu.
Tek sözcükle, dinsel ve siyasal yanılsamalarla perdelenmiş sömürünün yerine, açık utanmaz, dolaysız, kaba sömürüyü koydu.
Burjuvazi, şimdiye dek saygı duyulan ve saygılı bir korkuyla bakılan bütün mesleklerin halelerini söküp attı, doktoru, avukatı, rahibi, şairi, bilim adamını kendi ücretli emekçisi durumuna getirdi.
Burjuvazi, aile ilişkisindeki duygusal peçeyi yırtıp attı ve bunu salt para ilişkisine indirgedi.
FRIEDRICH ENGELS
NOT ETTİKLERİM
Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.
FRIEDRICH ENGELS
FRIEDRICH ENGELS
NOT ETTİKLERİM
Burjuvazinin, proletaryayı (işçi sınıfı) zincirlediği kölelik, hiçbir yerde, fabrika sisteminde olduğundan daha belirgin değildir.
Her özgürlük, fabrikada, hukuken ve fiilen biter. İşçi, sabah saat beş-buçukta fabrikada olmalıdır; bir iki dakika gecikirse para cezasına çarptırılır; on dakika gecikirse, kahvaltı bitinceye dek içeri alınmaz ve ücretinin dörtte biri kesilir, buna karşılık on iki saatlik iş gününün yalnızca iki-buçuk saatini az çalışır.
Komutlarla yemeli, içmeli ve uyumalıdır. En zorunlu gereksinimleri için, en asgari zaman tanınır. Evinin fabrikadan yarım ya da bir saat uzakta olması patronun sorunu değildir. Despot bir çan, onu yataktan, kahvaltı ya da yemek masasından geri çağırır.
FRIEDRICH ENGELS
Her özgürlük, fabrikada, hukuken ve fiilen biter. İşçi, sabah saat beş-buçukta fabrikada olmalıdır; bir iki dakika gecikirse para cezasına çarptırılır; on dakika gecikirse, kahvaltı bitinceye dek içeri alınmaz ve ücretinin dörtte biri kesilir, buna karşılık on iki saatlik iş gününün yalnızca iki-buçuk saatini az çalışır.
Komutlarla yemeli, içmeli ve uyumalıdır. En zorunlu gereksinimleri için, en asgari zaman tanınır. Evinin fabrikadan yarım ya da bir saat uzakta olması patronun sorunu değildir. Despot bir çan, onu yataktan, kahvaltı ya da yemek masasından geri çağırır.
FRIEDRICH ENGELS
NOT ETTİKLERİM
Ekonomi politik, işçi (emek) ile üretim arasındaki dolaysız ilişkiyi göz önünde tutmaması sonucu, emeğin özündeki yabancılaşmayı gizler.
Gerçi emek zenginler için harikalar ama işçi için yoksunluk üretir.
Saraylar, ama işçi için inler üretir. Güzellik, ama işçi için solup sararma üretir.
Emeğin yerine makineleri geçirir, ama işçilerin bir bölümünü barbar bir çalışma içine atar ve öbür bölümünü de makine durumuna getirir.
Us, ana işçi için budalalık, aptallık üretir.
KARL HEINRICH MARX
Gerçi emek zenginler için harikalar ama işçi için yoksunluk üretir.
Saraylar, ama işçi için inler üretir. Güzellik, ama işçi için solup sararma üretir.
Emeğin yerine makineleri geçirir, ama işçilerin bir bölümünü barbar bir çalışma içine atar ve öbür bölümünü de makine durumuna getirir.
Us, ana işçi için budalalık, aptallık üretir.
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Dünya iyi ile kötü arasında paylaşılmıştır ve maddenin koyu karanlığı, ruhun ışığını karartmaktadır.
AUGUSTINUS
AUGUSTINUS
NOT ETTİKLERİM
Geçici güvenlik uğruna temel özgürlüğünü feda eden insanlar, ne özgürlüğe ne de güvenliğe lâyıktırlar.
BENJAMIN FRANKLIN
BENJAMIN FRANKLIN
17 Haziran 2012 Pazar
NOT ETTİKLERİM
İnsanın kendini gerçekleştirebilmesi içn korkuyla yüzleşmesi gerekir. Birisi yaşama korkusu diğeri ölüm korkusudur.
OTTO RANK
OTTO RANK
NOT ETTİKLERİM
Eğer insanlar, kendimden fazlasıyla söz açıyorum diye şikâyet ederlerse, ben de onlardan, kendi üzerlerine azıcık olsun eğilip düşünmediklerini ileri sürerek şikâyet ederim.
Biz genellikle yarı uykudayızdır ve işimize başlamak için ancak yettiği kadar uyanırız. Ama biricik önemli ödev olan yaşamaya başlamak için yeterince uyanmış değiliz.
İnsan ırkının en büyük liderleri, insanı yarı-uykusundan uyandırmış olanlardır.
İnsanoğlunun en büyük düşmanları ise uyku ilâçları gibi insanlığı uyutanlardır.
ERICH FROMM
Biz genellikle yarı uykudayızdır ve işimize başlamak için ancak yettiği kadar uyanırız. Ama biricik önemli ödev olan yaşamaya başlamak için yeterince uyanmış değiliz.
İnsan ırkının en büyük liderleri, insanı yarı-uykusundan uyandırmış olanlardır.
İnsanoğlunun en büyük düşmanları ise uyku ilâçları gibi insanlığı uyutanlardır.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Doğa durumunda insanların tek kaygısı, fiziki ihtiyaçlarının giderilmesinden ibarettir. Bu basit ihtiyaçları karşılayacak şeyler de hemen ellerinin altındadır.
Bu açıdan, doğa durumunda insanların mutsuz olmasını gerektirecek bir neden yoktur.
Doğa durumunda insanlar arasında hiçbir manevi ilişki ve görev bağı da yoktur. Dolayısıyla; insanlar her türlü baskıdan uzaktır.
Doğa durumunda insanlar birbirlerine karşı ne iyi ne de kötüdürler; suç nedir, erdem nedir bilmezler.
Bu insanlarda sadece şefkat ve merhamet duygusu vardır.
Doğa durumunda insanlar arasında mücadele ve savaş yoktur. Çünkü istekleri sınırlı olan ve bu isteklerini, rahatça karşılayan, yalnızca, şefkat ve merhamet duygularıyla hareket eden insanların savaşmalarını gerektirecek bir durum yoktur.
Doğa durumunda insanlar kötülük yapmaktan çok, kötülükten kaçmayı yeğleyeceklerdir.
İnsanlar karşılaştıkları şiddet hareketlerini, cezalandırılması gereken davranış değil, fakat telafisi mümkün bir kötülük olarak değerlendireceklerdir ve intikam almaya kalkışmayacaklardır.
Böyle bir ortamda iyilik-kötülük, haklılık-haksızlık, eşitlik-eşitsizlik, benimki-seninki, gibi ayrımlar yoktur.
Bu dönemde insanlar arasında üstünlük, kendini beğenmişlik, soğukluk, kıskançlık, şüphe, korku, hile ve nefret de yoktur. İnsanlar özgür ve her bakımdan birbirleriyle eşittir.
Herkesin özgür ve eşit olduğu bu mutlu iyi düzen ne zaman bozulmuştur
Bu iyi hal uygar toplumun ortaya çıkmasıyla son bulmuştur.
Bir insan bir toprak parçasının etrafını bir çitle çevirip, "burası benimdir" deyince (mülkiyet ortaya çıkınca) uygar toplum kurulmuş, uygar toplumun kurulmasıyla da bu iyi/mutlu düzen son bulmuştur.
Mülkiyet, güç sahibi olma ve başkalarına hükmetme hırsı ile hareket eden, uygar toplum insanları arasında zamanla zengin-fakir, köle-efendi, üstün-aşağı, güçlü-güçsüz ayırımları oluşmuştur.
Bir başka deyişle; insanlar arasındaki eşitlik yok omuştur.
Uygar toplum insanındaki aşırı mülkiyet hırsı, doğa durumundaki şefkat ve merhameti yok etmiş; insanları cimri, kıskanç, çıkarcı, bencil ve kötü yapmıştır.
İnsanların daha fazlasına sahip olmak için giriştikleri mücadele, zenginlerin gaspları, fakirlerin haydutlukları, yeni doğmuş toplumu korkunç bir savaşa sokmuştur.
Hiç kimse ne zengin ne fakir, artık güvende değildir.
Bu duruma (savaş/güvensizlik durumuna) akıl çerçevesinde çözüm arayan insanlar artık doğa durumuna dönüş mümkün olmadığı için, bir toplum sözleşmesi ihdas ederek, devleti oluşturmuşlardır.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Bu açıdan, doğa durumunda insanların mutsuz olmasını gerektirecek bir neden yoktur.
Doğa durumunda insanlar arasında hiçbir manevi ilişki ve görev bağı da yoktur. Dolayısıyla; insanlar her türlü baskıdan uzaktır.
Doğa durumunda insanlar birbirlerine karşı ne iyi ne de kötüdürler; suç nedir, erdem nedir bilmezler.
Bu insanlarda sadece şefkat ve merhamet duygusu vardır.
Doğa durumunda insanlar arasında mücadele ve savaş yoktur. Çünkü istekleri sınırlı olan ve bu isteklerini, rahatça karşılayan, yalnızca, şefkat ve merhamet duygularıyla hareket eden insanların savaşmalarını gerektirecek bir durum yoktur.
Doğa durumunda insanlar kötülük yapmaktan çok, kötülükten kaçmayı yeğleyeceklerdir.
İnsanlar karşılaştıkları şiddet hareketlerini, cezalandırılması gereken davranış değil, fakat telafisi mümkün bir kötülük olarak değerlendireceklerdir ve intikam almaya kalkışmayacaklardır.
Böyle bir ortamda iyilik-kötülük, haklılık-haksızlık, eşitlik-eşitsizlik, benimki-seninki, gibi ayrımlar yoktur.
Bu dönemde insanlar arasında üstünlük, kendini beğenmişlik, soğukluk, kıskançlık, şüphe, korku, hile ve nefret de yoktur. İnsanlar özgür ve her bakımdan birbirleriyle eşittir.
Herkesin özgür ve eşit olduğu bu mutlu iyi düzen ne zaman bozulmuştur
Bu iyi hal uygar toplumun ortaya çıkmasıyla son bulmuştur.
Bir insan bir toprak parçasının etrafını bir çitle çevirip, "burası benimdir" deyince (mülkiyet ortaya çıkınca) uygar toplum kurulmuş, uygar toplumun kurulmasıyla da bu iyi/mutlu düzen son bulmuştur.
Mülkiyet, güç sahibi olma ve başkalarına hükmetme hırsı ile hareket eden, uygar toplum insanları arasında zamanla zengin-fakir, köle-efendi, üstün-aşağı, güçlü-güçsüz ayırımları oluşmuştur.
Bir başka deyişle; insanlar arasındaki eşitlik yok omuştur.
Uygar toplum insanındaki aşırı mülkiyet hırsı, doğa durumundaki şefkat ve merhameti yok etmiş; insanları cimri, kıskanç, çıkarcı, bencil ve kötü yapmıştır.
İnsanların daha fazlasına sahip olmak için giriştikleri mücadele, zenginlerin gaspları, fakirlerin haydutlukları, yeni doğmuş toplumu korkunç bir savaşa sokmuştur.
Hiç kimse ne zengin ne fakir, artık güvende değildir.
Bu duruma (savaş/güvensizlik durumuna) akıl çerçevesinde çözüm arayan insanlar artık doğa durumuna dönüş mümkün olmadığı için, bir toplum sözleşmesi ihdas ederek, devleti oluşturmuşlardır.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
14 Haziran 2012 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Bilge kişilikler, ruhsal huzursuzlukları, hüzünleri acıları felsefi deneyimleriyle bilinçli algılamaya başlarlar.
Felsefe bu tür acılı bilinçlenmeyle başlar. Ve bilinçlenmenin artmasıyla da ruhsal acı duygusu yoğunlaşır. Ancak, bu acıyı aşmanın tek yönü de, bu bilinçlenmeyi geliştirmekten geçer.
MARSILLIO FICINO
Felsefe bu tür acılı bilinçlenmeyle başlar. Ve bilinçlenmenin artmasıyla da ruhsal acı duygusu yoğunlaşır. Ancak, bu acıyı aşmanın tek yönü de, bu bilinçlenmeyi geliştirmekten geçer.
MARSILLIO FICINO
NOT ETTİKLERİM
Melankolik kişilik, ruhsal acı çekmenin, korku duyumunun ve bilgeliğin bir uzantısıdır.
MARSILLIO FICINO
MARSILLIO FICINO
NOT ETTİKLERİM
Kara safra, yemekler, iklim, yaş vb. nedenlerle niteliğini değiştirebilir. Ancak, melankolik mizaç ile melankolik hastalık birbirinden ayrılır.
Doğaları gereği melankolik mizaçta olanlar hasta değillerdir. Bunlar, özgün bir ahlâk (ethos) ve özünde haklı çıkmış tutkulu bir güçle heyecanlanabilme (pathos) yeteneğinde insanlardır. Bunlar sıradan insanlardan farklıdırlar.
Buradaki farklılık ve olağanüstülük, olumlu anlamdadır. Bu durumda kara safra hastalık yapmaz, fakat mizacı belirler.
Burada düşünce merkezlerine yakın yerlerde toplanan kara safra, insanların yeteneklerini uyarır.
Melankolik mizaçlarda, normal koşullarda baskı altında tutulan yetenekler ve yaratıcı güçler özgün koşullarda serbest kalır.
Psişik etkiler ruhsal yapıyı harekete geçirir. Normal koşullarda insanların varlığından haberdar olmadığı olanakları, yetenekleri ortaya çıkar.
Melankolik mizaç ile melankolik hastalığı arasında her zaman belirli sınır koymak da kolay değildir.
Bu sınır zaman zaman aşılabilir. Gerçekte melankolik mizaç, olağan üstü psişik boyutlarıyla çok az ortaya çıkar.
Not: Kara safra (melankoli)
Tıbbi literatürde - Nevrasteni
Melankoli eşsiz ve kutsal bir armağandır.
ARİSTOTALES
Doğaları gereği melankolik mizaçta olanlar hasta değillerdir. Bunlar, özgün bir ahlâk (ethos) ve özünde haklı çıkmış tutkulu bir güçle heyecanlanabilme (pathos) yeteneğinde insanlardır. Bunlar sıradan insanlardan farklıdırlar.
Buradaki farklılık ve olağanüstülük, olumlu anlamdadır. Bu durumda kara safra hastalık yapmaz, fakat mizacı belirler.
Burada düşünce merkezlerine yakın yerlerde toplanan kara safra, insanların yeteneklerini uyarır.
Melankolik mizaçlarda, normal koşullarda baskı altında tutulan yetenekler ve yaratıcı güçler özgün koşullarda serbest kalır.
Psişik etkiler ruhsal yapıyı harekete geçirir. Normal koşullarda insanların varlığından haberdar olmadığı olanakları, yetenekleri ortaya çıkar.
Melankolik mizaç ile melankolik hastalığı arasında her zaman belirli sınır koymak da kolay değildir.
Bu sınır zaman zaman aşılabilir. Gerçekte melankolik mizaç, olağan üstü psişik boyutlarıyla çok az ortaya çıkar.
Not: Kara safra (melankoli)
Tıbbi literatürde - Nevrasteni
Melankoli eşsiz ve kutsal bir armağandır.
ARİSTOTALES
NOT ETTİKLERİM
İçe doğru yolculuğuna cesur bir şekilde adım atan ve tehlikelerin üstesinden gelerek, yolu sonuna dek takip eden kişi, dışa doğru olan yolculuğuna aynı korkusuzlukla devam edebilir ve dışsal gerçeklik dünyasında yol almaya başlayabilir.
CARL GUSTAV JUNG
CARL GUSTAV JUNG
13 Haziran 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
HIPOKRAT ve Kos adası tıp okulları hekimlerinin, ruh bilimine önemli ipuçları veren kuramları
Dört element, ateş, hava, su ve toprak makrokozmosu oluştururlar.
Dört sıvı madde, sarı safra, kan, balgam ve kara safra mikro kozmosu oluşturur.
Her iki durumda da aynı nitelikler bir araya gelir. Sıcak ve kuru, sıcak ve ıslak, soğuk ve ıslak, soğuk ve kuru ve hem elementlerin hem de sıvı maddelerin dengesi, bütünün iyi işlemesini belirler.
Her bir elementin egemenliğinde olmak üzere dört mevsim, yılı, dört yaş dönemi, insanın tüm yaşamını: dört iklim, yeryüzünün yüzeyini paylaşır.
Nihayet, her bir sıvı maddenin egemenliğinde, psişik ve bedensel karakterlerin toplamı olan öfkeci, iyimser, ağırkanlı ve melankolik dört huy, insan varlıklarının bütün çeşitliliğini kapsar.
Dolayısıyla her huy bir mevsime, bir iklime ya da bir elemente denk düşer.
HIPOKRAT
Dört element, ateş, hava, su ve toprak makrokozmosu oluştururlar.
Dört sıvı madde, sarı safra, kan, balgam ve kara safra mikro kozmosu oluşturur.
Her iki durumda da aynı nitelikler bir araya gelir. Sıcak ve kuru, sıcak ve ıslak, soğuk ve ıslak, soğuk ve kuru ve hem elementlerin hem de sıvı maddelerin dengesi, bütünün iyi işlemesini belirler.
Her bir elementin egemenliğinde olmak üzere dört mevsim, yılı, dört yaş dönemi, insanın tüm yaşamını: dört iklim, yeryüzünün yüzeyini paylaşır.
Nihayet, her bir sıvı maddenin egemenliğinde, psişik ve bedensel karakterlerin toplamı olan öfkeci, iyimser, ağırkanlı ve melankolik dört huy, insan varlıklarının bütün çeşitliliğini kapsar.
Dolayısıyla her huy bir mevsime, bir iklime ya da bir elemente denk düşer.
HIPOKRAT
NOT ETTİKLERİM
Depresyon - Tıbbi bir terim
Melankoli - Felsefi bir terim olarak kullanılıyor.
HİPOKRAT dönemi, insan sağlığını dengede tutuğuna inanılan dört temel unsur.
Safra kesesinin salgıladığı safranın suyunun koyulaşması, acılaşması ve zehir niteliğine dönüşmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olan melankoliyi, Hipokrat içeride göğsün içine gömülü, içkin bedensel bir sağlık bozukluğu-hastalık durumu olarak tanımlamıştır.
HIPOKRAT
Melankoli - Felsefi bir terim olarak kullanılıyor.
HİPOKRAT dönemi, insan sağlığını dengede tutuğuna inanılan dört temel unsur.
- Sarı safra
- Kan
- Balgam
- Kara safra
Safra kesesinin salgıladığı safranın suyunun koyulaşması, acılaşması ve zehir niteliğine dönüşmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olan melankoliyi, Hipokrat içeride göğsün içine gömülü, içkin bedensel bir sağlık bozukluğu-hastalık durumu olarak tanımlamıştır.
HIPOKRAT
NOT ETTİKLERİM
Bilgelik kötü bir kafaya girmez. Vicdanı olmayan bir sanatta da ruh virane olur.
FRANÇOIS RABELAIS
FRANÇOIS RABELAIS
NOT ETTİKLERİM
Kendine kumanda yeteneğin olmadığı halde, başkalarını nasıl idare edersin.
FRANÇOIS RABELAIS
FRANÇOIS RABELAIS
NOT ETTİKLERİM
- Doğa boşluklardan nefret eder.
- Bir çocuk doldurulacak bir vazo değildir. O yakılacak bir ateştir.
- İştah yemekle gelir, susuzluk içmekle gider.
- Bahçelerinde lahana ekenler, bizden üç veya dört kat mutludurlar.
FRANÇOIS RABELAIS
NOT ETTİKLERİM
Kitaplar dünyaya hükmeder, hele yazılı bir dili olan ve okumasını bilen milletlerde.
VOLTAIRE
VOLTAIRE
11 Haziran 2012 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
SOLON, yaşadığı dönem, ölülerin arkasından her yerde, dirilerin hakkında ise tapınak, mahkeme, agora ve şenliklerde kötü konuşulmasını yasakladı.
SOLON
SOLON
NOT ETTİKLERİM
Haksızlığa uğramayanlar da, uğrayanlar kadar öfke duydukları zaman haksızlıklar ortadan kalkar.
SOLON
SOLON
NOT ETTİKLERİM
Canlı dokuda duyulan her türlü acı fiziki acıdır. Bu acıyı insanlar, hayvanlar, ağaçlar da duyar.
Fiziki darbeye maruz kalan insanlar, hayvanlar nasıl acı çekerlerse, ağaçların da gövdesinde balta darbeleriyle oluşan yaralar açıldığında, acı çekip inlerler.
MONTAIGNE
Fiziki darbeye maruz kalan insanlar, hayvanlar nasıl acı çekerlerse, ağaçların da gövdesinde balta darbeleriyle oluşan yaralar açıldığında, acı çekip inlerler.
MONTAIGNE
10 Haziran 2012 Pazar
NOT ETTİKLERİM
İçimizden kopup gelen bir sesin, ilâhi içgüdünün öğrettiği hakikatler en açık ve en kat'i hakikatlerdir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Eğer elimizin erdiği, gözümüzün gördüğü, aklımızın anladığı bütün olayları kaydeder, mümkün olan bütün gözlemleri ve bütün deneyleri yapar, aldığımız sonuçları bir çizelge haline koyarsak, olaylar arasındaki bağlılıklar meydana çıkarılmış olur.
Bu bağlantılardan olaylar arasındaki münasebetleri sınırlayan ve anlatan kanunlar kendiliğinden çıkar.
FRANÇIS BACON
Bu bağlantılardan olaylar arasındaki münasebetleri sınırlayan ve anlatan kanunlar kendiliğinden çıkar.
FRANÇIS BACON
NOT ETTİKLERİM
Bütün yakın bilgilerin anası olan tecrübeden doğmamış kesin ve açık bir tecrübe ile sona ermemiş bilimlerin hepsi boş ve yanlıştır.
LEONARDO DA VINCI
LEONARDO DA VINCI
NOT ETTİKLERİM
Hakikati, hakikat olduğu için sevmek! İşte bu dünyada insan olgunluğunun en önemli unsuru ve başka bütün faziletlerin kaynağı budur.
JOHN LOCKE
JOHN LOCKE
NOT ETTİKLERİM
Tabiatın sınırlarını matematik kanunlarına vurarak, hem tabiatın, hem de matematiğin sınırlarını aynı anahtarla açacağını ümit etmeye cesaret göstermiştir.
DESCARTES'in ölümünden sonra mezar taşına yazılan yazı
DESCARTES'in ölümünden sonra mezar taşına yazılan yazı
NOT ETTİKLERİM
Akıl, bir şeyin gerçek olduğuna hükmetmeyince, onu hakikat olarak kabul etmemelidir.
DESCARTES
DESCARTES
NOT ETTİKLERİM
Kötülük, sağlıksız sosyal ve kültürel çevrelerin ve yanlış eğitim tekniklerinin bir ürünüdür.
ERICH FROMM
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Erdem, ruhun doğruluğu, düzeni ve uyumudur. Kötülük ise, bu düzenin ve uyumunun bozulmasıdır.
İnsan erdemli olduğu ölçüde özgürdür. Çünkü böyle bir insanın ruhunu, aklı yönetir.
Aklı egemen olduğu için erdemli kişi, mutlu, dengeli ve huzurludur.
Tutkularının kölesi olan ise, mutsuzluk, uyumsuzluk ve huzursuzluk içindedir.
PLATON
İnsan erdemli olduğu ölçüde özgürdür. Çünkü böyle bir insanın ruhunu, aklı yönetir.
Aklı egemen olduğu için erdemli kişi, mutlu, dengeli ve huzurludur.
Tutkularının kölesi olan ise, mutsuzluk, uyumsuzluk ve huzursuzluk içindedir.
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Bahtlılık da ruhundur, bahtsızlık da. Ruh, bahtlı, bahtsız varlığın durağıdır. Her hazzı değil, ahlâkça güzel olana bağlı olanı seçmek gerekir.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
9 Haziran 2012 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Hediye verme, hediyeyi geri verme ve hediye alma zorunluluğunu içerir (armağan).
Vermeyi reddetmek veya davet etmeyi ihmal etmek, almayı reddetmek gibi savaş ilânı demektir; bu ittifakı ve birliği reddetmektir.
Ayrıca, hediye vermenin bir diğer nedeni de kişinin buna zorunlu olması ve alıcının, verici konumundaki kişiye ait her şey üzerinde bir tür mülkiyet hakkına sahip olmasıdır.
Bunlar teoride gönüllü, gerçekte ise zorunlu olarak alınıp, verilirler.
MARCEL MAUSS
Vermeyi reddetmek veya davet etmeyi ihmal etmek, almayı reddetmek gibi savaş ilânı demektir; bu ittifakı ve birliği reddetmektir.
Ayrıca, hediye vermenin bir diğer nedeni de kişinin buna zorunlu olması ve alıcının, verici konumundaki kişiye ait her şey üzerinde bir tür mülkiyet hakkına sahip olmasıdır.
Bunlar teoride gönüllü, gerçekte ise zorunlu olarak alınıp, verilirler.
MARCEL MAUSS
NOT ETTİKLERİM
İnsanın ne olduğu ile değil, neye sahip olduğu ile değerlendirildiği ve fonksiyonlarıyla ön plâna çıktığı günümüz dünyasında saçmalık, yabancılaşma, yalnızlık, tedirginlik, bulantı gibi belirtilerle kendini açığa vuran "anlamsal boşluk" duygusu yaşanıyor.
MARCEL MAUSS
MARCEL MAUSS
NOT ETTİKLERİM
Armağanlar köleler yaratır, tıpkı kırbaçların köpekler yaratması gibi.
ESKİMO ATASÖZÜ
ESKİMO ATASÖZÜ
NOT ETTİKLERİM
Bir eleştiricinin değeri yoktur, ortaya çıkıp kendi yaptığı iş'leri tozlu, terli yüzü ile göstermedikçe.
THEODORE ROOSEVELT
THEODORE ROOSEVELT
NOT ETTİKLERİM
Bitkilerin güçlerini topraktan almaları gibi, daha doğmamış bebekler de iyiliklerini kendilerini taşıyan analarından alırlar.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Gözündeki bağ dildir.
LUDWIG JOSEF JOHANN WITTGENSTEIN
LUDWIG JOSEF JOHANN WITTGENSTEIN
Etiketler:
LUDWİG JOSEF JOHANN WİTTGENSTEİN
7 Haziran 2012 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Bir üniversitenin var olmasının ana nedeni, insanları, öğrenmenin yaratıcı düşüncesinde birleştirerek, yaşam sevinci ile bilgi arasındaki bağlantıyı kurmaktır.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Eğitim, yaşam sanatını kavrama açısından bireye bir yol göstericidir.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Eğitim eyleme dayanır, bilgi ve fikirlerin yalnızca öğrenenlere mantıklı ve önemli gelen durumların denenmesiyle elde edilir.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Bilgide ustalık anlamına gelen bilgelik, insanın elde edebileceği en özel özgürlüktür.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
İdeallerin sönmesi, insan çabasının yenilgisinin bir delilidir.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
En iyi eğitim, en basit aletlerle en fazla bilgi elde etme becerisini göstermektir.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Eğitim, plânlı çalışmalar, zihinsel aktiviteler, günceli yakalama ve tecrübenin birlikteliğinden oluşur.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Çocuğa eğitimin daha başlangıcından itibaren, keşif ve buluş zevkini tattırmak gerekir.
ALFRED NORTH WIHITEHEAD
ALFRED NORTH WIHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Mekanik, matematiksel bilimlerin cennetidir, çünkü kişi onunla matematiğin meyvelerine ulaşır.
ALFRED NORTH WHITEHEAD
ALFRED NORTH WHITEHEAD
NOT ETTİKLERİM
Yaratıcılığın iki boyutu vardır. İlki bilgi ve beceri, ikincisi ise yeniliktir.
JOHN DEWEY
JOHN DEWEY
NOT ETTİKLERİM
Sosyal hayat, insanları birbirine yaklaştıran ve birbirinden uzaklaştıran güdüleri gösterir ve hangisinin yararlı, hangisinin zararlı olduğunu bildirir.
JOHN DEWEY
JOHN DEWEY
NOT ETTİKLERİM
BAKTIĞIMIZ PENCERE
Bir gün John Dewey ve küçük oğlu çamurlu suyun içinde yürüyordu. Dewey'in yüzünde ne yapacağını bilmemenin acizliği okunuyordu. Onun bu halini gören arkadaşı "Çocuğu sudan çıkar John, yoksa üşütecek" dedi. Bunun üzerine "Biliyorum biliyorum" dedi. Dewey "Ama onu bu çamurlu sudan çıkarmanın bir faydası olmayacak" "Onun bu çamurlu sudan çıkmayı arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Bir gün John Dewey ve küçük oğlu çamurlu suyun içinde yürüyordu. Dewey'in yüzünde ne yapacağını bilmemenin acizliği okunuyordu. Onun bu halini gören arkadaşı "Çocuğu sudan çıkar John, yoksa üşütecek" dedi. Bunun üzerine "Biliyorum biliyorum" dedi. Dewey "Ama onu bu çamurlu sudan çıkarmanın bir faydası olmayacak" "Onun bu çamurlu sudan çıkmayı arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.
5 Haziran 2012 Salı
NOT ETTİKLERİM
Ekonomik üretkenliğin artışı bir yandan adil bir dünya için gereken koşulları yaratırken öte yandan teknik aygıta ve bunu elinde tutan sosyal gruplara halkın geri kalan kısmı üzerinde hadsiz, hesapsız bir üstünlük kurmalarını sağlıyor.
Ekonomik güçler karşısında birey tamamen hükümsüz bırakılıyor ve bu güçler toplumun doğa üzerindeki egemenliğini akla hayale gelmez bir düzeye çıkarıyor.
Birey kullandığı aygıtın önünde görünmez hale gelirken geçimi yine bu aygıt tarafından çok daha iyi bir şekilde sağlanıyor.
Kendilerine dağıtılan metaların niceliğiyle birlikte kitlenin acizliği ve güdüleme olasılığı adil olmayan bir şekilde artıyor.
Alt katmanların yaşam düzeyinin maddi yönden büyük ölçüde, sosyal yöndense hayal kırıklığı yaratacak şekilde yükseltilişi, aklın iki yüzlüğe yakışan yaygınlaşmasında yansıyor.
THEDOR W. ADORNO
Ekonomik güçler karşısında birey tamamen hükümsüz bırakılıyor ve bu güçler toplumun doğa üzerindeki egemenliğini akla hayale gelmez bir düzeye çıkarıyor.
Birey kullandığı aygıtın önünde görünmez hale gelirken geçimi yine bu aygıt tarafından çok daha iyi bir şekilde sağlanıyor.
Kendilerine dağıtılan metaların niceliğiyle birlikte kitlenin acizliği ve güdüleme olasılığı adil olmayan bir şekilde artıyor.
Alt katmanların yaşam düzeyinin maddi yönden büyük ölçüde, sosyal yöndense hayal kırıklığı yaratacak şekilde yükseltilişi, aklın iki yüzlüğe yakışan yaygınlaşmasında yansıyor.
THEDOR W. ADORNO
NOT ETTİKLERİM
Çağımızda medya, devlet iktidarının ve seçkinlerinin ihtiyaçlarını karşılayan bir propaganda aracı olarak işlev görür.
NOAM CHOMSKY
NOAM CHOMSKY
NOT ETTİKLERİM
İlkesinden yoksun bir gerçekliğin, gerçeklik olarak algılanması mümkün görünmemesidir.
JEAN BAUDRILLARD
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Kitle medyası, bir çok ülkede görülen yabancı düşmanlığı benzeri olumsuz duyguları sömürerek halkı kışkırtmakta ve ayaklanmalara neden olmaktadır.
PIERRE BOURDIEU
PIERRE BOURDIEU
NOT ETTİKLERİM
Habitus, alışkanlık gibi tekrarlar sonucunda edindiğimiz, sadece zihnimizle değil, bedenimizle de tanıdığımız bir şeydir.
PIERRE BOURDIEU
PIERRE BOURDIEU
NOT ETTİKLERİM
Sosyoloji, insanların yaptığı şeyleri neden yaptıklarını açıklamaya çalışan bilimdir.
PIERRE BOURDIEU
PIERRE BOURDIEU
NOT ETTİKLERİM
Yeterince düşünmeksizin alelacele yargıya varmaktan daha yanlış ne vardır? Ya da bir şeyi yalan yanlış duyumsamak, yeterince araştırmadan algılayıp bilgi olarak benimsemek ve hiçbir kuşku duymaksızın onu savunmak kadar bilgece saygınlığa ve kararlılığa yakışmayan bir şey var mıdır?
CICERO
CICERO
NOT ETTİKLERİM
Burjuvazi her türlü kişisel onur ve saygınlığı, değişim değeri içinde eritti. İnsanların uğruna savaştığı tüm özgürlüklerin yerine, ilkesiz tek bir özgürlük koydu. SERBEST TİCARET.
KARL HEINRICH MARX
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Kapitalist dünya görüşünde olan herkes bir şey satar. Satacak bir şeyi olmayanlar da onurunu, şerefini, haysiyetini satar.
EMILE ZOLA
EMILE ZOLA
NOT ETTİKLERİM
Eski Mısır'da yaşamış insanlardan nasihatlar
- Eğer başkasının evine girersen, orada hatalı olan şeylere gözlerini dikme. Eğer gözlerin onları görürse, susmasını bil. Dışarıda kimseye bahsetme, seni işitenler bir hata bir cinayet işleyebilirler.
- Sırlarını açığa vurmaktan çekin, üst derecedeki amirlerine öfke ile cevap verme. O, sana acı söylediği zaman, sen ona güzellikle cevap ver ve onu sakinleştir. Onun öfkesi geçince, sana yeniden dönecektir.
2 Haziran 2012 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Çocuklarımıza düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmelerini, içten inandıklarını savunmayı buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız.
Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile, yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmalıyız.
Bence bunlar, çocuk terbiyesinde, ana kucağından en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır.
Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı birer vatandaş ve mükemmel bir insan olur.
ATATÜRK
Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile, yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmalıyız.
Bence bunlar, çocuk terbiyesinde, ana kucağından en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır.
Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı birer vatandaş ve mükemmel bir insan olur.
ATATÜRK
NOT ETTİKLERİM
Gerek sanatımın icrası sırasında, gerek sanatımın dışında insanlarla münasebette iken etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.
HIPOKRAT
HIPOKRAT
NOT ETTİKLERİM
Pek çok hastalıklar, besinlerin yeterli derecede hazmedilmemesi ve yeterince sindirilememiş besinlerin ortaya çıkardığı gazın vücuda verdiği zarardan meydana gelir.
HIPOKRAT
HIPOKRAT
NOT ETTİKLERİM
Besinin, ilacın olsun, ilacın besin olsun.
HIPOKRAT
Not: Hipokrat döneminin slogan sözü
HIPOKRAT
Not: Hipokrat döneminin slogan sözü
NOT ETTİKLERİM
Hayat kısa; sanat uzun; olay ani; tedavi riskli; kayıp ağırdır. Bir hekim için önemli olan yalnızca tedaviyi uygulamak değil, hastanın kendisi, yakınları ve çevresi düşünülerek de tedavi gerçekleştirilmelidir.
HİPOKRAT
HİPOKRAT
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)