6 Mayıs 2012 Pazar

NOT ETTİKLERİM

XII. Yüzyılın en ünlü okullarından biri olan Chartres'te verilen temel eğitim şöyle aktarılmaktadır.

Okulun ünlü bir öğrencisi kabul edilen Salisbury'li John'un derlediği ders notlarından aktarılmıştır.

Ne kadar çok disiplin bilinirse, bunlar insana o denli nüfuz eder, yazarların (Eskiler) doğruluğu daha iyi kavranır ve bu doğruluk daha berrak bir şekilde öğretilir.

Bu yazarlar, resimleme veya renklendirme diye çevirebileceğimiz "diacrisis" sayesinde, bir öykünün, bir izleğin, bir fablin ham malzemesinden hareketle, tüm bu disiplinlerin olduğu gibi büyük bir sentez ve çeşni katma ustalığının da yardımıyla, tamamlanmış eseri tüm sanatların bir imgesi haline getiriyorlardı.

Gramer ve Şiir sıkı sıkıya kaynaşmakta ve konunun bütününü kapsamaktadır.

Mantık bu alana ispat renklerini taşıyarak, akla dayalı kanıtlarını altın parlaklığıyla aktarmaktadır.

Hitabet, ikna ve güzel konuşmanın parlaklığıyla gümüşün parıltısına öykünmektedir.

Dört atlı savaş arabasının tekerlekleri tarafından sürüklenen Matematik diğer sanatların izlerinin üzerinden geçmekte ve cazibesini sonsuz renkleriyle birlikte arkasında bırakmaktadır.

Fizik, doğanın sırlarını araştırdıktan sonra, nüanslarının çoğul çekiciliğini getirmektedir.

Son olarak da Felsefe dallarının en yücesi olan, o olmaksızın filozofun adının bile olamayacağı Ahlâk, esere getirdiği vakar ile diğer hepsini aşmaktadır.

Vergilius veya Lucanus'u didik didik ederek incelersen, öğrettiğin felsefe hangisi olursa olsun, onlarda uzlaşıp uyum sağlayabileceğin şeyleri bulacaksın.

Önceden eski yazarların okunmasının hocanın yeteneği ile öğrencinin beceri ve iştirakı oranında sağladığı yarar budur.

Bu, Bernard de Chartes'in izlediği yöntem olup Galya'da modern zamanlarda yazının en münbit kaynağını oluşturmaktadır.


JACQUES LE GOFF

Hiç yorum yok: