Dil düşüncenin matematiğidir.
Saygılarımla.
Gülseren Kulak Köroğlu
6 Nisan 2019 Cumartesi
4 Temmuz 2018 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
NOT ETTİKLERİM
OLMAK ya da OLMAMAK işte bütün mesele bu.
WILLIAM SHAKESPEARE
Not:
PARA PUL DÜZENİ'ine göre OLMAK ya da OLMAMAK ne demek?
DOĞAL DÜZEN'e göre OLMAK ya da OLMAMAK ne demek?
Sevgi ve Saygılarımla.
OLMAK ya da OLMAMAK işte bütün mesele bu.
WILLIAM SHAKESPEARE
Not:
PARA PUL DÜZENİ'ine göre OLMAK ya da OLMAMAK ne demek?
DOĞAL DÜZEN'e göre OLMAK ya da OLMAMAK ne demek?
Sevgi ve Saygılarımla.
7 Şubat 2018 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Katılarım Ödüllerimdir.
Not: KATI: Görünen her şey (Doğal şekilenen)
Gülseren Kulak Köroğlu
Saygılarımla.
Not: KATI: Görünen her şey (Doğal şekilenen)
Gülseren Kulak Köroğlu
Saygılarımla.
19 Kasım 2017 Pazar
NOT ETTİKLERİM
KARALAHANA ÇORBASI (YEMEĞİ)
RİZE YÖRESİ
Malzemeler:
- 1 Demet Karalahana
- 3 Adet Kuru Soğan (Ülkemiz topraklarında yetişen gerçek soğan) Çiğden konulacak küçük küçük kesilerek.
- 1,5 Su Bardağı Barbunya Fasulye (Akşamdan 1 tatlı kaşığı gerçek tuz ile üzeri geçinceye kadar ılık su ile ıslatılmış ertesi gün haşlanarak haşlama suyu ile birlikte kullanılmak üzere muhafaza edilecek)
- 1, 5 Su Bardağı kırık mısır
- 3 Çorba kaşığı Pilavlık Bulgur
- 3 Çorba kaşığı Mısır Unu
- 1 Adet Arnavut Biberi ya da Acı Sivri Biber
- 1/2 Çay Bardağı Zeytinyağı
- 1.5 Çorba Kaşığı İç Yağı
- 3 Çorba Kaşığı Kavurma (Hazırı tercih sebebidir)
- 1 Çay kaşığı Pul Biber
- 1 Tatlı kaşığı Gerçek Kaya Tuzu
YAPILIŞI:
Lahanaları yaprak yaprak yıkıyoruz içilebilir su ile son yıkayışı gerçekleştiriyoruz. Yaprakları salata yapar gibi doğruyoruz bu aşamada 1 çay kaşığı tuz ile ovuyoruz avucumuzda sıkarak acı suyunu çıkarıyoruz. Pişirme tenceresine sıcak su koyuyor mısır unu, hariç tüm malzemeleri koyuyoruz 40-45 dakika kontrollü olarak pişiriyoruz.
ÇORBANIN SOSU:
LİC AÇMA (Artvin Yöresi)
Yemeklerde , çorbalarda bağlayıcı malzemenin su ile seyreltilerek hazırlanma işlemi.
Bir kasede mısır ununu su ile açıyoruz yemeğe son 20 dakika kala yemeğin sıcak suyunu ilave ederek sosun ısı dengesini sağlıyoruz
İÇ YAĞI'nın (DON YAĞI: Erittikten sonra katılaştığı için yöremizde bu isim ile de bilinir) HAZIRLANIŞI: (Artvin Yöresi)
Kasaptan temin edilen 150-200 gr. İç Yağı küçük küpler şeklinde kesilerek bir tavada kahve ocağının kısık gözünde bir kaşık yardımı ile eritilir içinde kalan kızarmış parçacıklara yöremizde HAHIZİ adı verilir. Yağ donmaya yani katılaşması için soğumaya bırakılır oda ısısında. Tüm malzemeler ile birlikte ilave edilecek.
22 Ekim 2016 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Geçmişimizi yani İNSAN'lığımızı HATIRLA'manın KİLİT'ini açacak ANAHTAR kelimemiz FARKINDALIK.
DOĞA ile BÜTÜN'leş BİR'liğini HATIRLA! SEVGİ ile SAYGI ile YAŞA/YAŞAT tüm VARLIK'ları. DOĞA'mızın BİLGİ IŞIĞI EVRENSEL İLKELER ile adım at GERÇEK YAŞAMA
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
DOĞA ile BÜTÜN'leş BİR'liğini HATIRLA! SEVGİ ile SAYGI ile YAŞA/YAŞAT tüm VARLIK'ları. DOĞA'mızın BİLGİ IŞIĞI EVRENSEL İLKELER ile adım at GERÇEK YAŞAMA
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
2 Ekim 2016 Pazar
NOT ETTİKLERİM
SEN VARSIN ORDA
Aşkımın temeli sen bir âlemsin
Sevgi muhabbetsin dilde söz
Merhabasın dosttan gelen selâmsın
Duyarak alırım sen varsın orda
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda
Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakışın saklar
Karanlık geceler aydınlık şafaklar
Uyanır cümleâlem sen varsın orda
Mevcudiyette olan kudret kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
Sen varsın orda
Hu çeker iniler çalınır sazlar
Kükremiş dalgalar çoşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
Veysel'i söyleten sen oldun mutlâk
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Aşkımın temeli sen bir âlemsin
Sevgi muhabbetsin dilde söz
Merhabasın dosttan gelen selâmsın
Duyarak alırım sen varsın orda
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda
Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakışın saklar
Karanlık geceler aydınlık şafaklar
Uyanır cümleâlem sen varsın orda
Mevcudiyette olan kudret kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
Sen varsın orda
Hu çeker iniler çalınır sazlar
Kükremiş dalgalar çoşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
Veysel'i söyleten sen oldun mutlâk
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
29 Eylül 2016 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
- Seven İNSAN incitir mi incitiyor ise sevmiyor demektir.
- Para - Pul Düzeni'nin KENDİ OLMAYAN insanlar için "HANGİSİ O" diyerek yüzlerine çıkarları (maddi ve manevi) gereği taktıkları sayısız maskeler ile saysız yüzleri, SAHTE İNSANLARI ifade etmişti
Not: Cömert kalbi gereği insani görevlerini çabuk bitirerek erkenden aramızdan ayrılan canım kardeşim meleğim güzel insan GERÇEK İNSAN Ayhan'ımın yaşadığı dönemde kendini ve insanlığı tüketenleri ifade eden sözleri.
Gülseren Köroğlu
14 Eylül 2016 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
CAN'lı kitabımız DOĞA'mızın SÖZEL DİL'i SEVGİ ve SAYGI İLKE'si ile HAREKET'e dayalı YAZI'm DİL'i MATEMATİK (Sayı harf) GEOMETRİ (şekil) ile yazılmıştır. Tüm VARLIK'ların BİR'liğini HATIRLA'tan.
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu.
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu.
5 Eylül 2016 Pazartesi
28 Ağustos 2016 Pazar
NOT ETTİKLERİM
- Birisinin yanında insanı küçük düşüren durum, ondan daha az bilgili olmaktır.
- İnançla bilgiyi, alışkanlıkla görgüyü, terbiye ile ilişkiyi birbirinden ayıramamanın oluşturduğu ortamlar her zaman düşünceyi ağırlaştırır.
- En ağır en yaralayıcı yoksunluk bilgi ve terbiye yoksunluğudur.
- En değerli ve en anlamlı edinim, bilgi ve kişilik edinimidir.
- Toplum yapımızın kırılması bilgi ve kişilik seçkinliğinin, üstünlüğünün gözardı edilmesinden kaynaklanmaktadır.
- Gerçek İNSAN bulunduğu ortamda BİLGİ ve KİŞİLİK BOŞLUĞU'unu doldurur.
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
25 Ağustos 2016 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
NİYET.................................................................................AKİBET
(Yöneliş Sebebin)
BAŞLANGIÇ YAŞAM SÜRESİ SON
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
(Yöneliş Sebebin)
BAŞLANGIÇ YAŞAM SÜRESİ SON
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
23 Ağustos 2016 Salı
21 Ağustos 2016 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Toprağız Biz
Havayız Biz
Suyuz Biz
HER ŞEYİZ BİZ
Biz İNSAN'ız Biz
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
Havayız Biz
Suyuz Biz
HER ŞEYİZ BİZ
Biz İNSAN'ız Biz
Saygılarımla.
Gülseren Köroğlu
18 Ağustos 2016 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
SİMULASYON, bir KÖK'ten ya da gerçeklikten yoksun GERÇEK'in (gerçeğin) MODELLER aracılığı ile türetilmesidir.
JEAN BAUDRİLLARD
JEAN BAUDRİLLARD
29 Haziran 2016 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Ey! Vefasızlar Ey! Hakikatsizler Ey! Ey! Vicdansızlar Ey! Gerçeği bilip SUSANLAR
Gözden Gönülden düşen inkârcılar ben affetsem İÇİMDEKİ ÇOCUK AFFETMİYOR SİZLERİ.
Saygılarımla.
Gözden Gönülden düşen inkârcılar ben affetsem İÇİMDEKİ ÇOCUK AFFETMİYOR SİZLERİ.
Saygılarımla.
23 Haziran 2016 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Hayatta YAŞAM'ın GERÇEK ANLAM'ının GERÇEK'leri GÖRMEK olduğunu ANLA'dım.
Gülseren Köroğlu
Gülseren Köroğlu
22 Haziran 2016 Çarşamba
26 Nisan 2016 Salı
25 Nisan 2016 Pazartesi
19 Nisan 2016 Salı
9 Nisan 2016 Cumartesi
1 Mart 2016 Salı
27 Şubat 2016 Cumartesi
24 Ocak 2016 Pazar
27 Aralık 2015 Pazar
23 Aralık 2015 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Bir insanı tanımak istiyorsan söylediklerine değil, yapıp ettiklerine BAK ve GÖR.
Gülseren Kulak Köroğlu
Gülseren Kulak Köroğlu
20 Eylül 2015 Pazar
27 Ağustos 2015 Perşembe
19 Ağustos 2015 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Şeyleri ve olayları kötü görene iyi olarak gösterecek gibi değiştiren kişi BİLGE'dir.
22 Temmuz 2015 Çarşamba
14 Temmuz 2015 Salı
1 Temmuz 2015 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
MONAD ve RENKLER Evrende her şey bu
BİR'likte ÇOK'luk ÇOK'lukta BİR'lik.
Saygılarımla.
BİR'likte ÇOK'luk ÇOK'lukta BİR'lik.
Saygılarımla.
24 Mayıs 2015 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Mantıklı nedenler yalnızca ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunur.
JOHN FORBES NASH
JOHN FORBES NASH
19 Mayıs 2015 Salı
22 Nisan 2015 Çarşamba
17 Nisan 2015 Cuma
21 Şubat 2015 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Tabiatın DİLİ tüm varlıkların anlayacağı dil ile yazılmıştır. BAK! GÖR! OKU! Anlamlandır her şeyi. Burada bulunuş amacını FARK ET! KENDİNİ TANI! KENDİNİ GERÇEKLEŞTİR. TEK'lik de BÜTÜNLÜĞÜ, BÜTÜNLÜK de ki, TEK'liği FARK ET!
18 Şubat 2015 Çarşamba
10 Şubat 2015 Salı
28 Ocak 2015 Çarşamba
18 Ekim 2014 Cumartesi
15 Ağustos 2014 Cuma
NOT ETTİKLERİM
Şiir, sözcüklerle güzel biçimler kurma sanatıdır... Ozanın duyguları, düşünceleri, hayalleri, dünya görüşü, felsefesi, kişiliği, her şeyi şiirde belli olur. Sözcükleri tanımalı sevmeli, okşamasını bilmek gerek hangi sözcük hangi sözcükle yan yana geldiğinde nasıl bir ışık ortaya çıkar? Bunu bilmek gerek.
CAHİT SITKI TARANCI
CAHİT SITKI TARANCI
10 Ağustos 2014 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Sessizlikteki sessizlik gerçek sessizlik değildir. Ancak hareketteki sessizlik ortaya çıkarsa, gök ve yeri saran EVREN'nin RİTMİ algılanabilir.
LAO - TZU
LAO - TZU
9 Ağustos 2014 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
O P H E L İ E
Dingin kara suların üstünde ak Ofelya
yüzerken iri bir nilüfer gibi, uyur yıldızlar;
ağır ağır yüzerken, bürünerek ak duvağına...
Duyulur sesleri uzak ormanlardaki ölümcül avların.
Bin yılı aşkın bir süredir üzgün Ofelya
geçti, ak bir hayalet olarak, o uzun kara ırmaktan,
bin yılı aşkın bir süredir tatlı çılgınlığı onun
mırıldanıp durur sevda öyküsünü akşam rüzgârına
Göğüslerini öpüyor rüzgâr, açarak bir çelenk gibi
suların usul usul salladığı o uzun duvağını,
titreyen söğütler gözyaşı döküyor dayanıp omuzuna,
eğiliyor geniş hülyalı alnına doğru yaban otlar.
Kıpırdaşan nilüfer iç çekiyor onun çevresinde;
uyanıyor zaman zaman, hafif bir kanat hışırtısı
kaçıp gidiyor uyuyan bir kızılağaçtaki kuş yuvasından;
dökülüyor altın yıldızlardan gizemli bir şarkı
Ey solgun yüzlü Ofelya! Karlar kadar güzel!
Evet yavrum, alıp götürdü seni bir ırmak, sen öldün.
Çünkü Norveç'in ulu dağlarından inen rüzgârlar
fısıltısıyla seslendi sana daha iyi bir özgürlüğün,
Bir solukta o, gür saçlarını kıvırıp büken,
garip söylentiler taşıdı düşlerle yoğrulan kafana;
senin yüreğindi ağacın yakınmalarındaki
ve gecelerin iç çekişindeki Doğa şarkısını dinleyen.
Çok yumuşak, çok insansı yüreğini kıran, o çocuk yüreğini,
çılgın denizlerin konuşmalarıydı, bir büyük yaygaraydı;
dizlerinin dibinde bir nisan sabahı oturan o dili tutulmuş,
O yüzü solgun yakışıklı şövaleydi, o zavallı çılgın.
Gökler! Sevda! Özgürlük! Bu nasıl düş, ey zavallı çılgın kız!
Sen de eriyip gittin onunla, tıpkı ateşte karın eridiği gibi;
kurduğun büyük hayaller bağazlayıverdi sözlerini senin
ve korkuttu o ürkünç sonsuzluk mavi gözlerini!
Diyor ki ozan, ışığı altında yıldızların
geceleri aramaya geliyorsun derlediğin çiçekleri
ve diyor ki, uzun duvağına bürünerek suyun üstünde
yüzüyor ak OFELYA, iri bir nilüfer gibi.
ARTHUR RIMBAUD
Dingin kara suların üstünde ak Ofelya
yüzerken iri bir nilüfer gibi, uyur yıldızlar;
ağır ağır yüzerken, bürünerek ak duvağına...
Duyulur sesleri uzak ormanlardaki ölümcül avların.
Bin yılı aşkın bir süredir üzgün Ofelya
geçti, ak bir hayalet olarak, o uzun kara ırmaktan,
bin yılı aşkın bir süredir tatlı çılgınlığı onun
mırıldanıp durur sevda öyküsünü akşam rüzgârına
Göğüslerini öpüyor rüzgâr, açarak bir çelenk gibi
suların usul usul salladığı o uzun duvağını,
titreyen söğütler gözyaşı döküyor dayanıp omuzuna,
eğiliyor geniş hülyalı alnına doğru yaban otlar.
Kıpırdaşan nilüfer iç çekiyor onun çevresinde;
uyanıyor zaman zaman, hafif bir kanat hışırtısı
kaçıp gidiyor uyuyan bir kızılağaçtaki kuş yuvasından;
dökülüyor altın yıldızlardan gizemli bir şarkı
Ey solgun yüzlü Ofelya! Karlar kadar güzel!
Evet yavrum, alıp götürdü seni bir ırmak, sen öldün.
Çünkü Norveç'in ulu dağlarından inen rüzgârlar
fısıltısıyla seslendi sana daha iyi bir özgürlüğün,
Bir solukta o, gür saçlarını kıvırıp büken,
garip söylentiler taşıdı düşlerle yoğrulan kafana;
senin yüreğindi ağacın yakınmalarındaki
ve gecelerin iç çekişindeki Doğa şarkısını dinleyen.
Çok yumuşak, çok insansı yüreğini kıran, o çocuk yüreğini,
çılgın denizlerin konuşmalarıydı, bir büyük yaygaraydı;
dizlerinin dibinde bir nisan sabahı oturan o dili tutulmuş,
O yüzü solgun yakışıklı şövaleydi, o zavallı çılgın.
Gökler! Sevda! Özgürlük! Bu nasıl düş, ey zavallı çılgın kız!
Sen de eriyip gittin onunla, tıpkı ateşte karın eridiği gibi;
kurduğun büyük hayaller bağazlayıverdi sözlerini senin
ve korkuttu o ürkünç sonsuzluk mavi gözlerini!
Diyor ki ozan, ışığı altında yıldızların
geceleri aramaya geliyorsun derlediğin çiçekleri
ve diyor ki, uzun duvağına bürünerek suyun üstünde
yüzüyor ak OFELYA, iri bir nilüfer gibi.
ARTHUR RIMBAUD
15 Haziran 2014 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez.
Hiçbir şey yapmayan, hiçbir şeyden anlamaz.
Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri, hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar bilgi varsa,
O kadar büyük sevgi vardır...
Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir.
PARACELSUS
Hiçbir şey yapmayan, hiçbir şeyden anlamaz.
Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri, hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar bilgi varsa,
O kadar büyük sevgi vardır...
Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir.
PARACELSUS
9 Haziran 2014 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER
Yavaş yavaş ölürler
seyehat etmeyenler,
yavaş yavaş ölürler
okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörüyü
barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
her gün aynı yolları yürüyenler,
ufuklarını genişletmeyen
ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini
değiştirme riskine bile
girmeyenler,
bir yabancı ile konuşmayanlar,
Yavaş yavaş ölürler
heyecanlardan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalplerin
gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar,
Yavaş yavaş ölürler.
aşkta ve işte bedbaht olup
yön değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için
risk almayanlar,
hayatlarında bir kez dahi
mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar
PABO NERUDA ( Ricardo Eliezer Neftali Reyes Basoalto)
Yavaş yavaş ölürler
seyehat etmeyenler,
yavaş yavaş ölürler
okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörüyü
barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
her gün aynı yolları yürüyenler,
ufuklarını genişletmeyen
ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini
değiştirme riskine bile
girmeyenler,
bir yabancı ile konuşmayanlar,
Yavaş yavaş ölürler
heyecanlardan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalplerin
gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar,
Yavaş yavaş ölürler.
aşkta ve işte bedbaht olup
yön değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için
risk almayanlar,
hayatlarında bir kez dahi
mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar
PABO NERUDA ( Ricardo Eliezer Neftali Reyes Basoalto)
4 Mayıs 2014 Pazar
NOT ETTİKLERİM
YILANIN DANSI
Uykulu ve çiçekli, renkli ve ışıklı
Bir bahar tanı gibi karanlıklar içinden
Gülümseyerek doğuyor; şimdi beliren
Bir bulut biçiminde melekler gibi uçuyor
Derken Değişiyor
Bin kılığa birden giriyor salınışının şimşeğin
Kamaştırıyor aşka istekli gözleri.
Sanat, sarı, mor, pembe, kırmızı, mavi
Işıklı renklere bir dolaşma gücü veriyor
Hepsi de periler gibi gizli
Gizli ve sesiz adımlarla koşuyor
Birden sarıyor çevresini, o ise gökteki
Ve hayaldeki bir çiçek yığını gibi titrek,
Titrek ve bitkin dönüyor... Duru bir geceyi
Sanki bir avize aydınlatıyor, sallanarak
Bazen sönecekmiş, bitecekmiş gibi umarsız
Düşünüyormuş gibi kararsız süzülürken
Bir kanat tüyünün dokunuşuyla birden
Yeniden canlanarak, büyüleyen bir aşk
Gibi ortaya çıkarak
Ben şiirle titriyor kalbi ve hayali
Her kanat çırpması, her nazlı cilvesi
Bazen kocaman aydınlık bir kelebek gibi
Sessizce uçuşu birlikte sürükler
Bakan gözlerinizi; bazen de körpe,
Bir zambağa benzer ki elde değildir
Bir eşini daha görmek şu doğada; yıldızlı
Bir ebemkuşağı sanki... Üstelik, bu güzellikle
Görülür yapraklarının baygın titreyişinde,
Umudun vaad dolu yüzü, güzel yüzü
Ey Sanatın gözü oluşan büyüsü, aydınlık
Bir bahar sabahı gibi karanlıklar içinden
Doğdun, yine karanlıklara döndün; sonsuza dek
Düşüncemde sabahı getirecektir sana ilişkin
Bir sırlar gecesi
Bu sırlar gecesi ki, bütün kıvrak ve renkli
Güllerle, güneşlerle, isteklerle bezenmiş!...
TEVFİK FİKRET
Uykulu ve çiçekli, renkli ve ışıklı
Bir bahar tanı gibi karanlıklar içinden
Gülümseyerek doğuyor; şimdi beliren
Bir bulut biçiminde melekler gibi uçuyor
Derken Değişiyor
Bin kılığa birden giriyor salınışının şimşeğin
Kamaştırıyor aşka istekli gözleri.
Sanat, sarı, mor, pembe, kırmızı, mavi
Işıklı renklere bir dolaşma gücü veriyor
Hepsi de periler gibi gizli
Gizli ve sesiz adımlarla koşuyor
Birden sarıyor çevresini, o ise gökteki
Ve hayaldeki bir çiçek yığını gibi titrek,
Titrek ve bitkin dönüyor... Duru bir geceyi
Sanki bir avize aydınlatıyor, sallanarak
Bazen sönecekmiş, bitecekmiş gibi umarsız
Düşünüyormuş gibi kararsız süzülürken
Bir kanat tüyünün dokunuşuyla birden
Yeniden canlanarak, büyüleyen bir aşk
Gibi ortaya çıkarak
Ben şiirle titriyor kalbi ve hayali
Her kanat çırpması, her nazlı cilvesi
Bazen kocaman aydınlık bir kelebek gibi
Sessizce uçuşu birlikte sürükler
Bakan gözlerinizi; bazen de körpe,
Bir zambağa benzer ki elde değildir
Bir eşini daha görmek şu doğada; yıldızlı
Bir ebemkuşağı sanki... Üstelik, bu güzellikle
Görülür yapraklarının baygın titreyişinde,
Umudun vaad dolu yüzü, güzel yüzü
Ey Sanatın gözü oluşan büyüsü, aydınlık
Bir bahar sabahı gibi karanlıklar içinden
Doğdun, yine karanlıklara döndün; sonsuza dek
Düşüncemde sabahı getirecektir sana ilişkin
Bir sırlar gecesi
Bu sırlar gecesi ki, bütün kıvrak ve renkli
Güllerle, güneşlerle, isteklerle bezenmiş!...
TEVFİK FİKRET
1 Nisan 2014 Salı
30 Ocak 2014 Perşembe
23 Ocak 2014 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Yarattığımız dünya düşünce biçimimizin ürünüdür. Düşünce biçimimizi değiştirmeden, yarattığımız dünyayı değiştiremeyiz.
EINSTEIN
EINSTEIN
NOT ETTİKLERİM
Tanıdık olanda tuhaf olanı, günlük olanda açıklanamaz olanı, kuralda kurala uymayanı keşfedeniz.
BERTOLT BRECHT
BERTOLT BRECHT
11 Ocak 2014 Cumartesi
5 Haziran 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
GURURUMSUN...
En zor günlerde...
En zifiri gecelerde...
Seni düşünürdüm...
Biliyordum orada olduğunu...
*
Bir gün bıçak kemiğe dayandığında, yollar kapandığında, yönümüzü yitirdiğimizde, ufkumuz karardığında...
Küçük bayrağını alıp gelmeni...
Hep bekledim...
*
Bizim gecelerimiz daha karanlıktır...
Bilgisayarlarımızın başında, başımız ellerimizin arasında, kendimizi yalnız ve çaresiz hissettiğimizde...
İtilip kakıldığımızda, yazılarımız sansürlendiğinde, evlerimiz basıldığında, arkadaşlarımız alınıp götürüldüğünde, dövdüğümüzde dizimizi...
Mahkeme koridorlarında dudaklarımızı ısırdığımızda... Korku ve endişeler içinde tek başımıza kaldığımızda...
Bekledim seni...
*
Onun için küçük bayrağını alıp geldiğinde...
Herkesten çok ağladım...
Dilinde yurt şarkıları, çantanda limonun ve bir şişe suyun, yüreğinde vatan sevgisi, gözlerinde korkusuzluk, aklında sadece çağdaş bir ülkenin alnı açık gururlu bireyi olma sevdası...
Sadece saygı, sevgi, barış isteyerek...
Tüm dünyaya, kavga ederken dahi uygarlığını göstererek...
Kendisine bomba atana suyunu vererek...
Bir ağacın vatan, vatanın demokrasi, demokrasinin özgürlük, özgürlüğün zulme boyun eğmemek olduğunu haykıran sesin...
Gaz bulutları arasından...
Baktım...
Evet, gelen sensin...
*
Bence yeter bu kadarı...
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Çünkü benim gibi, çekip gideceği güne kadar diktatörün de hiç aklından çıkmayacak, orada olduğun...
Küçük bayrağını alarak çıkıp gelme ihtimalin, onun da her zaman zihninde korku olarak duracak...
*
Yerden bir avuç toprak al bak...
Üzerinde çiçekler açacaksa, fidanlar yeşerecekse, çocuklarımız şarkılarını söyleye söyleye koşacaksa çağdaşlığa doğru...
Onun dahi güvencesi sensin...
İstemem tırnağına taş dokunsun...
*
Benim için ise orada olduğunu bilmek yeter...
Umudum...
Gururumsun...
★★★
06 Haziran 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr
En zor günlerde...
En zifiri gecelerde...
Seni düşünürdüm...
Biliyordum orada olduğunu...
*
Bir gün bıçak kemiğe dayandığında, yollar kapandığında, yönümüzü yitirdiğimizde, ufkumuz karardığında...
Küçük bayrağını alıp gelmeni...
Hep bekledim...
*
Bizim gecelerimiz daha karanlıktır...
Bilgisayarlarımızın başında, başımız ellerimizin arasında, kendimizi yalnız ve çaresiz hissettiğimizde...
İtilip kakıldığımızda, yazılarımız sansürlendiğinde, evlerimiz basıldığında, arkadaşlarımız alınıp götürüldüğünde, dövdüğümüzde dizimizi...
Mahkeme koridorlarında dudaklarımızı ısırdığımızda... Korku ve endişeler içinde tek başımıza kaldığımızda...
Bekledim seni...
*
Onun için küçük bayrağını alıp geldiğinde...
Herkesten çok ağladım...
Dilinde yurt şarkıları, çantanda limonun ve bir şişe suyun, yüreğinde vatan sevgisi, gözlerinde korkusuzluk, aklında sadece çağdaş bir ülkenin alnı açık gururlu bireyi olma sevdası...
Sadece saygı, sevgi, barış isteyerek...
Tüm dünyaya, kavga ederken dahi uygarlığını göstererek...
Kendisine bomba atana suyunu vererek...
Bir ağacın vatan, vatanın demokrasi, demokrasinin özgürlük, özgürlüğün zulme boyun eğmemek olduğunu haykıran sesin...
Gaz bulutları arasından...
Baktım...
Evet, gelen sensin...
*
Bence yeter bu kadarı...
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Çünkü benim gibi, çekip gideceği güne kadar diktatörün de hiç aklından çıkmayacak, orada olduğun...
Küçük bayrağını alarak çıkıp gelme ihtimalin, onun da her zaman zihninde korku olarak duracak...
*
Yerden bir avuç toprak al bak...
Üzerinde çiçekler açacaksa, fidanlar yeşerecekse, çocuklarımız şarkılarını söyleye söyleye koşacaksa çağdaşlığa doğru...
Onun dahi güvencesi sensin...
İstemem tırnağına taş dokunsun...
*
Benim için ise orada olduğunu bilmek yeter...
Umudum...
Gururumsun...
★★★
06 Haziran 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr
3 Haziran 2013 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
DOĞAYA İNSANLIĞA AĞIT
DİREN GEZİ PARKI DİREN
Diren Gezi Parkı Diren
Ağaçlar ağlıyor
Kuşlar ağlıyor
Kelebekler ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Anneler, Babalar
Dedeler, Nineler
Gençler Ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Dağ, taş, toprak ağlıyor
Güneş ağlıyor, ay ağlıyor
Bulutlar, ağaçlara ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Küçük bir kız çocuğu
Sende saklı anılarına ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
30 Mayıs 2013
DİREN GEZİ PARKI DİREN
Diren Gezi Parkı Diren
Ağaçlar ağlıyor
Kuşlar ağlıyor
Kelebekler ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Anneler, Babalar
Dedeler, Nineler
Gençler Ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Dağ, taş, toprak ağlıyor
Güneş ağlıyor, ay ağlıyor
Bulutlar, ağaçlara ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
Küçük bir kız çocuğu
Sende saklı anılarına ağlıyor
Diren Gezi Parkı Diren
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
30 Mayıs 2013
NOT ETTİKLERİM
ŞAŞIRIRSIN...
Gördün...
Sürprizlerle doludur bu ülke...
Ormanları yok ettin, ses çıkmadı...
Ama bir ağaç dalından gidersin...
Genelkurmay Başkanı'nı kapatırsın içeri...
Ordu Komutanlarını, Kuvvet Komutanlarını hapse atarsın...
Kartondan ordu yaparsın...
Tam zafer sarhoşluğundayken sen...
Gezi Parkın'da annesi altını değiştirirken bir bebek gözükür, milyonlar bir anda ordu ordu düşer peşine...
Şaşırırsın...
Hukuku yıkarsın...
Yargıyı bitirirsin...
Savcı sen olursun...
Yargıcın yerine oturursun...
Ama gözyaşlarını sile sile balkonlarına çıkan o insanların yüreklerinde bir büyük mahkeme kurulur...
Mahkûm olursun...
Valin...
Emniyet Müdürün...
Tomaların, panzerlerin, gaz bombaların, bölük, bölük, polisin...
Ama su şişesini yarım kesip mendili ile burnuna bağlamış genç kız yumruğunu salladı mı?...
Çuvallarsın...
İstediğin kadar gazetelere el koy...
Televizyonlara yalakaları oturt...
Patronu korkut...
Kendi kafana göre bir medya yarat...
Ama 30 milyon muhabiri, 3o milyon yazarı, 30 milyon kameramanı, 30 milyon editörü, 30 milyon genel yayın
müdürü olan sosyal medya yayına geçti mi...
Çuvallarsın...
İstediğin kadar böl milleti...
Bir anda sarılır birbirine; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı...
MHP'li, CHP'li, BDP'li, İP'li...
Ülkücü, solcu, sağcı, milli görüşçü, kominist, muhafazakâr...
Renklerini, farklılıklarını, kimliklerini bir kenara bırakıp el ele veridiler mi...
Afallarsın...
Bak...
Cumhuriyetin kurumlarını yıkabilirsin...
İlkelerine tekme atabilirsin...
Önderlerimizi aşağılayabilirsin...
Ama gaz bombaları altındaki o gençlerimizin yüreklerindeki ışığı söküp atamazsın...
Yurdun dört bir yanında bir anda başlarını güneşe çevirdiklerinde...
Şaşırırsın...
BEKİR COŞKUN
2 Haziran 2013
Gördün...
Sürprizlerle doludur bu ülke...
Ormanları yok ettin, ses çıkmadı...
Ama bir ağaç dalından gidersin...
Genelkurmay Başkanı'nı kapatırsın içeri...
Ordu Komutanlarını, Kuvvet Komutanlarını hapse atarsın...
Kartondan ordu yaparsın...
Tam zafer sarhoşluğundayken sen...
Gezi Parkın'da annesi altını değiştirirken bir bebek gözükür, milyonlar bir anda ordu ordu düşer peşine...
Şaşırırsın...
Hukuku yıkarsın...
Yargıyı bitirirsin...
Savcı sen olursun...
Yargıcın yerine oturursun...
Ama gözyaşlarını sile sile balkonlarına çıkan o insanların yüreklerinde bir büyük mahkeme kurulur...
Mahkûm olursun...
Valin...
Emniyet Müdürün...
Tomaların, panzerlerin, gaz bombaların, bölük, bölük, polisin...
Ama su şişesini yarım kesip mendili ile burnuna bağlamış genç kız yumruğunu salladı mı?...
Çuvallarsın...
İstediğin kadar gazetelere el koy...
Televizyonlara yalakaları oturt...
Patronu korkut...
Kendi kafana göre bir medya yarat...
Ama 30 milyon muhabiri, 3o milyon yazarı, 30 milyon kameramanı, 30 milyon editörü, 30 milyon genel yayın
müdürü olan sosyal medya yayına geçti mi...
Çuvallarsın...
İstediğin kadar böl milleti...
Bir anda sarılır birbirine; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı...
MHP'li, CHP'li, BDP'li, İP'li...
Ülkücü, solcu, sağcı, milli görüşçü, kominist, muhafazakâr...
Renklerini, farklılıklarını, kimliklerini bir kenara bırakıp el ele veridiler mi...
Afallarsın...
Bak...
Cumhuriyetin kurumlarını yıkabilirsin...
İlkelerine tekme atabilirsin...
Önderlerimizi aşağılayabilirsin...
Ama gaz bombaları altındaki o gençlerimizin yüreklerindeki ışığı söküp atamazsın...
Yurdun dört bir yanında bir anda başlarını güneşe çevirdiklerinde...
Şaşırırsın...
BEKİR COŞKUN
2 Haziran 2013
NOT ETTİKLERİM
İNSANLIĞA SESLENİŞ
YALNIZ DEĞİLSİN KARDEŞ
ÇIKARCI ZEKÂ DIŞLANACAK
DUYGUSAL ZEKÂ İNSANLIĞI HATIRLATACAK
DİREN İNSANLIK DİREN! YARINLAR SENİN OLACAK
DUYGULAR KANUN, VİCDANLAR ADALET DAĞITACAK
PARA, PUL GEÇERSİZ, İNSANLIK, KREDİN OLACAK
HER KALBİ, HER KAPIYI AÇACAK
YALNIZ DEĞİLSİN KARDEŞ!
YARINLAR SENİN OLACAK
EZİLMEYECEK, SÖMÜRÜLMEYECEK, TÜKETİLMEYECEK
İNSANLIK DEĞERİN BİLİNECEK, EMEĞİNE SAYGI DUYULACAK
GÖZLERİN, GERÇEK ZENGİNLİĞİ, GÜZELLİKLERİ GÖRECEK
AĞAÇLA, ÇİÇEKLE, KUŞLA, KELEBEKLE, KARINCAYLA DOST OLACAK
VARLIK SEBEPLERİNİN KUTSALLIĞINI ANLAYACAK
CANINDAN ÇOK SEVECEK, KORUYUP; KOLLAYACAK
TABİATIN SIRRINA ERECEK, İNSANLIĞI TADACAK
YALNIZ DEĞİLSİN KARDEŞ
YARINLAR SENİN OLACAK
TENCEREN, TAVAN SES VERECEK
BİL Kİ, KARDEŞLERİN YARDIMINA GELECEK.
SEVGİSİNİ, AŞINI, EKMEĞİNİ, BÖLECEK
BİLİM IŞIĞIN, SANAT GÖZÜN, KULAĞIN, SESİN OLACAK
BAĞLAYACAK İNSANLIĞI, AYIRANLARI KOVACAK
KOLLARIN GÖKÜYÜZÜNE KALKACAK, GÜNEŞ İÇİNİ ISITACAK
DİLİN, İNSANLIĞIN DİLİ SEVGİ OLACAK, KİN, NEFRET YOK OLACAK
KARANLIĞA IŞIK YAKACAK ATEŞ BÖCEKLERİ
DERTLERİNİ PAYLAŞARAK, YÜREĞİNE SIĞDIRACAK.
KOSKOCAMAN AİLEN VAR. BÜTÜN DÜNYAYI SARACAK
BÜTÜN ANNELER, ANNEN, BÜTÜN BABALAR, BABAN OLACAK
BÜTÜN GENÇLER ERKEK, KARDEŞİN, KIZLAR, KIZKARDEŞİN OLACAK
HİÇBİR ÇOCUK AĞLAMAYACAK, SEVGİ İLE SARIP, SARMALANACAK.
KÖTÜLÜKLER YOK OLUP, İYİLİKLER ÇİÇEK AÇACAK
AVUÇLARINA GÖKYÜZÜNDEN YILDIZLAR YAĞACAK
DÖNEN ÇAM AĞAÇLARININ DALLARINDA ÇOCUKLAR OLACAK
GÜVEN DOLU GELECEĞE ŞARKILARLA; TÜRKÜLERLE HAYKIRACAK
SESLERİNİ DÜNYA ÇOCUKLARI DUYACAK, ONLARDA MUTLULUĞA ORTAK OLACAK
KÖTÜLÜKLER, SAKLANACAK KARANLIK KUYULARA KAÇACAK
İYİLİKLER BÜTÜN EVRENE YAYILACAK,
DOĞA ve İNSANLIK, DOĞRULARLA, GERÇEKLERLE YAŞAYACAK
BARIŞ GELECEK VATANIMA YURDUMA, DÜNYA DA KATILACAK
GEZİ PARKI BEBEĞİ, ÖZGÜRLÜĞÜN OLACAK
DÜNYA VAR OLDUKÇA İNSANLIĞIN, SEVGİNİN SİMGESİ OLACAK
Saygılarımla.
3. Haziran 2013
ÇIKARCI ZEKÂ DIŞLANACAK
DUYGUSAL ZEKÂ İNSANLIĞI HATIRLATACAK
DİREN İNSANLIK DİREN! YARINLAR SENİN OLACAK
DUYGULAR KANUN, VİCDANLAR ADALET DAĞITACAK
PARA, PUL GEÇERSİZ, İNSANLIK, KREDİN OLACAK
HER KALBİ, HER KAPIYI AÇACAK
YALNIZ DEĞİLSİN KARDEŞ!
YARINLAR SENİN OLACAK
EZİLMEYECEK, SÖMÜRÜLMEYECEK, TÜKETİLMEYECEK
İNSANLIK DEĞERİN BİLİNECEK, EMEĞİNE SAYGI DUYULACAK
GÖZLERİN, GERÇEK ZENGİNLİĞİ, GÜZELLİKLERİ GÖRECEK
AĞAÇLA, ÇİÇEKLE, KUŞLA, KELEBEKLE, KARINCAYLA DOST OLACAK
VARLIK SEBEPLERİNİN KUTSALLIĞINI ANLAYACAK
CANINDAN ÇOK SEVECEK, KORUYUP; KOLLAYACAK
TABİATIN SIRRINA ERECEK, İNSANLIĞI TADACAK
YALNIZ DEĞİLSİN KARDEŞ
YARINLAR SENİN OLACAK
TENCEREN, TAVAN SES VERECEK
BİL Kİ, KARDEŞLERİN YARDIMINA GELECEK.
SEVGİSİNİ, AŞINI, EKMEĞİNİ, BÖLECEK
BİLİM IŞIĞIN, SANAT GÖZÜN, KULAĞIN, SESİN OLACAK
BAĞLAYACAK İNSANLIĞI, AYIRANLARI KOVACAK
KOLLARIN GÖKÜYÜZÜNE KALKACAK, GÜNEŞ İÇİNİ ISITACAK
DİLİN, İNSANLIĞIN DİLİ SEVGİ OLACAK, KİN, NEFRET YOK OLACAK
KARANLIĞA IŞIK YAKACAK ATEŞ BÖCEKLERİ
DERTLERİNİ PAYLAŞARAK, YÜREĞİNE SIĞDIRACAK.
KOSKOCAMAN AİLEN VAR. BÜTÜN DÜNYAYI SARACAK
BÜTÜN ANNELER, ANNEN, BÜTÜN BABALAR, BABAN OLACAK
BÜTÜN GENÇLER ERKEK, KARDEŞİN, KIZLAR, KIZKARDEŞİN OLACAK
HİÇBİR ÇOCUK AĞLAMAYACAK, SEVGİ İLE SARIP, SARMALANACAK.
KÖTÜLÜKLER YOK OLUP, İYİLİKLER ÇİÇEK AÇACAK
AVUÇLARINA GÖKYÜZÜNDEN YILDIZLAR YAĞACAK
DÖNEN ÇAM AĞAÇLARININ DALLARINDA ÇOCUKLAR OLACAK
GÜVEN DOLU GELECEĞE ŞARKILARLA; TÜRKÜLERLE HAYKIRACAK
SESLERİNİ DÜNYA ÇOCUKLARI DUYACAK, ONLARDA MUTLULUĞA ORTAK OLACAK
KÖTÜLÜKLER, SAKLANACAK KARANLIK KUYULARA KAÇACAK
İYİLİKLER BÜTÜN EVRENE YAYILACAK,
DOĞA ve İNSANLIK, DOĞRULARLA, GERÇEKLERLE YAŞAYACAK
BARIŞ GELECEK VATANIMA YURDUMA, DÜNYA DA KATILACAK
GEZİ PARKI BEBEĞİ, ÖZGÜRLÜĞÜN OLACAK
DÜNYA VAR OLDUKÇA İNSANLIĞIN, SEVGİNİN SİMGESİ OLACAK
Saygılarımla.
3. Haziran 2013
22 Mayıs 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Güçlülerin, egemen olduğu toplumlarda, GERÇEKLİĞİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜR.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
EY! GAZETECİ
Tarih, doğruları ve gerçekleri yazanları kaydeder.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
Tarih, doğruları ve gerçekleri yazanları kaydeder.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
Diline bağ vuranı bul!
Herkesin kaybederim diye sustukları, benim konuşarak, bulduklarım oldu.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
Herkesin kaybederim diye sustukları, benim konuşarak, bulduklarım oldu.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
Duyguların dili, doğadaki her canlı türünün anlayacağı/anlaşacağı dildir.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
Hayranlık duymada insan, bilgisizliğini farkına varır ve bu bilgiyi aramaya koyulur.
KARL JASPERS
KARL JASPERS
NOT ETTİKLERİM
Dünyanın durmadan, ara vermeden devindiği ve geliştiği doğru ise eğer, eskinin yok olup yeninin doğmasının, gelişmenin bir yasası olduğu doğru ise, artık "değişmez" toplum düzenleri, özel mülkiyet ve sömürü gibi (sonsuz ilkeler) olmayacağı; köylülerin, toprak sahibine, işçilerin, kapitaliste bağımlılığı gibi "sonsuz düşünceler" olmayacağı açıktır.
O halde, nasıl kapitalist düzen, zamanın da, feodal düzenin yerini aldı ise, sosyalist düzen de kapitalist düzenin yerini alabilir.
JOSEF STALIN
O halde, nasıl kapitalist düzen, zamanın da, feodal düzenin yerini aldı ise, sosyalist düzen de kapitalist düzenin yerini alabilir.
JOSEF STALIN
NOT ETTİKLERİM
İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına inandırmaktan daha kolaydır.
MARK TAWAIN
MARK TAWAIN
14 Mayıs 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
Af olduğuna inanılmasaydı, insanlar tekrar tekrar suç işlermiydi?
Gerçekte af yoktur.
DİL AFFETSE DE VİCDAN AFFETMEZ.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
Gerçekte af yoktur.
DİL AFFETSE DE VİCDAN AFFETMEZ.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
10 Mayıs 2013 Cuma
3 Mayıs 2013 Cuma
NOT ETTİKLERİM
Dünya bütün insanları besleyecek kadar gıdaya sahiptir. Ama insanların ihtiraslarını besleyecek gıdadan yoksundur.
MAHATMA GANDHI
MAHATMA GANDHI
NOT ETTİKLERİM
Kendi aklını kullanmayan insan her çağda köle olmaya, sömürülmeye mahkûmdur.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
2 Mayıs 2013 Perşembe
1 Mayıs 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Doğruyu bilmeyen, yalnızca aptaldır. Ama doğruyu bilip de yalan diye adlandıran katildir.
GALILEO GALILEI
GALILEO GALILEI
NOT ETTİKLERİM
Hayattaki en büyük ibadet insan hayatını kolaylaştırmaktır, zorlaştırmak değil.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
28 Nisan 2013 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Eğer insan değişir, savaşma, sömürme, hakim olma, tahakkûm etme içgüdüsünden vazgeçerse, ancak o zaman mutlu olur.
CHARLES DARWIN
CHARLES DARWIN
NOT ETTİKLERİM
Nesnelerin görünüş biçimleri ile özleri çakışsalardı, tüm bilim, fazladan ve gereksiz olurdu.
KARL HEINRICH MARX
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Çocuklara yalnızca okumayı öğretmek marifet değildir. Asıl meziyet çocuklara sorgulamayı ve düşünmeyi öğretmektir.
GEORGE CARLIN
GEORGE CARLIN
NOT ETTİKLERİM
Devlet gemiye, halk da suya benzer, gemiyi taşıyan sudur, ama gemiyi deviren de sudur.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Seçip başınızın üzerine çıkaracağınız insanların, vicdanındaki asıl cevheri kontrol etmekten asla vazgeçmeyiniz.
ATATÜRK
ATATÜRK
NOT ETTİKLERİM
Hayat bir sahne ise, dil bu sahnenin dekoru olacaktı, çünkü; düşüncelerimizle örtülü hayat sahnesi, bu düşüncelerin kelimelere dökülmesiyle anlam kazanır.
Bu dekoru eşsizleştiren ise dekorun içindeki illüzyonlardır, çünkü; illüzyonlar daima dikkat çeker ve aslında bilerek ya da bilmeden söylediğimiz her kelimenin altından başka bir anlam bizi karşılar.
WILLAM SHAKESPEARE
Bu dekoru eşsizleştiren ise dekorun içindeki illüzyonlardır, çünkü; illüzyonlar daima dikkat çeker ve aslında bilerek ya da bilmeden söylediğimiz her kelimenin altından başka bir anlam bizi karşılar.
WILLAM SHAKESPEARE
2 Nisan 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var, ama uğrunda öldüreceğim hiçbir dava yoktur.
MAHATMA GANDHI
MAHATMA GANDHI
NOT ETTİKLERİM
Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsınız, çünkü; onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır.
BERNARD SHAW
BERNARD SHAW
NOT ETTİKLERİM
Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm.
NIETZSCHE
NIETZSCHE
25 Mart 2013 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Ruhu özgür insan zenginliği içinde, ruhu köle olan dışında arar.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
Geleceğe yönelik gerçek cömertlik şu an mevcut olan her şeyden vazgeçmeyi içerir.
ALBERT CAMUS
ALBERT CAMUS
NOT ETTİKLERİM
Yaşam benim için küçük bir mum değil, o elimde tuttuğum muhteşem bir meşale gibi ve onu gelecek nesillere geçirmeden önce olabildiğince çok ışık saçmasını istiyorum.
BERNARD SHAW
BERNARD SHAW
NOT ETTİKLERİM
Evrensel akıl, insanlarda ortak olandı ve ortaklaşa olana uygulanması gerekirdi.
HERAKLITOS
HERAKLITOS
12 Mart 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
Felsefe, ruhu karanlıktan aydınlığa çevirmek, yani gerçek varlığa yükseltme işidir.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Bilge olmak, kendince bir hayat tarzı belirlemektir. O hayatını, geleneğe dayalı değerleri hiçe sayarak ve sıradan insanların yaşadığı sıradan hayattan kendisini ayırarak ve o hayata uygun bir tavır alışla yaşamış ve konuşmuş biridir. O bir düşünür ve doğruluk arayıcısı olarak görülür.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Bilgelik, en yüksek ve en tanrısal şeyleri bilmeye yönelmiş zihnin kendisidir.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Çocukluk insanı insanşığa başlatan ilk sahnedir. Çocuk güveni ve güvensizliği bu devrede öğrenir. Dünya ya güvenilir bir ortam ya da korkularla dolu bir ortamdır.
Yetişkinler ve çevre çocuğun dünyaya bakışını belirler. Bu bakış, çocuk büyüyüp yetişkinler içine karıştığı zaman da fazla değişikliğe uğramadan devam eder.
O halde çocuğun, çocukluk dönemi, başka bir ifadeyle kendi iç dünyasının nüvesini oluştururken, bunu hangi şartların etkisi altında ve ne şekilde gerçekleştirdiği son derece önem taşımaktadır. Zira, gelecekte yazar veya şair, ya da kısaca sanatçı olacak birinin çocukluk yaşantıları, bir taraftan onun kişiliğini ve geleceğini biçimlendirirken, diğer taraftan da ileride eserlerini besteleyecek doğal bir kaynak vazifesi görmektedir.
ERIK ERIKSON
Yetişkinler ve çevre çocuğun dünyaya bakışını belirler. Bu bakış, çocuk büyüyüp yetişkinler içine karıştığı zaman da fazla değişikliğe uğramadan devam eder.
O halde çocuğun, çocukluk dönemi, başka bir ifadeyle kendi iç dünyasının nüvesini oluştururken, bunu hangi şartların etkisi altında ve ne şekilde gerçekleştirdiği son derece önem taşımaktadır. Zira, gelecekte yazar veya şair, ya da kısaca sanatçı olacak birinin çocukluk yaşantıları, bir taraftan onun kişiliğini ve geleceğini biçimlendirirken, diğer taraftan da ileride eserlerini besteleyecek doğal bir kaynak vazifesi görmektedir.
ERIK ERIKSON
6 Mart 2013 Çarşamba
28 Şubat 2013 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Ben mutluluğumu kadınlara, başta ANNEME borçluyum.
Annem, her koşulda mutlu olmayı bileceksin, mutluluk bulaşıcıdır, sen mutlu olursan etrafındakiler de mutlu olur, bu da yine senin mutluluğunu artırır, derdi. Hep annemin sözünü tuttum. Uzun ve mutlu yaşamamı buna borçluyum.
STEPHANE HESSEL
Annem, her koşulda mutlu olmayı bileceksin, mutluluk bulaşıcıdır, sen mutlu olursan etrafındakiler de mutlu olur, bu da yine senin mutluluğunu artırır, derdi. Hep annemin sözünü tuttum. Uzun ve mutlu yaşamamı buna borçluyum.
STEPHANE HESSEL
NOT ETTİKLERİM
İnsanlar yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi reddederler.
VOLTAIRE
VOLTAIRE
NOT ETTİKLERİM
İsteseydik, cetvele başvurmaksızın da logaritmamızı hesaplayabilirdik, fakat böyle bir zahmete katlanmak istemiyoruz. Bu cehaletin birinci derecesidir.
HENRI POINCARE
HENRI POINCARE
NOT ETTİKLERİM
Yarının cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, okuyup da öğrenmeyen ya da öğrenemeyenler.
ALVIN TOFFLER
ALVIN TOFFLER
NOT ETTİKLERİM
Siyasette ve yönetimde en zararlı şey, Milletler ve Kuruluşlar için giderilmesi en zor olan felâket, yarım bilgili adamların yetki sahibi olmalarıdır.
İSMET İNÖNÜ
İSMET İNÖNÜ
26 Şubat 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
Pek işsiz pek korkulu çevrem, her şey parçalanıp dağılmakta, nereye baksam.
FREDRICH HÖLDERLIN
FREDRICH HÖLDERLIN
NOT ETTİKLERİM
Gençlik günlerimde şen olurdum sabahları,
Akşamları ağlardım: Şimdi büyüdüm ya,
Kuşkuyla bakıyorum günüme, fakat
Kutsal ve dingindir benim için sonu.
FREDRICH HÖLDERLIN
Akşamları ağlardım: Şimdi büyüdüm ya,
Kuşkuyla bakıyorum günüme, fakat
Kutsal ve dingindir benim için sonu.
FREDRICH HÖLDERLIN
NOT ETTİKLERİM
Kendime
Yaşamdan sanatı öğren, Sanat yapıtından yaşamı,
Birini doğru görürsen, görürsün ötekini de.
FREDRICH HÖLDERLIN
Yaşamdan sanatı öğren, Sanat yapıtından yaşamı,
Birini doğru görürsen, görürsün ötekini de.
FREDRICH HÖLDERLIN
NOT ETTİKLERİM
Bir gün hayvanların öldürülmesine de insanların öldürülmesi gibi bakılacak.
LEONARDO DA VINCI
LEONARDO DA VINCI
NOT ETTİKLERİM
Yeni kapitalizmin kültürü, bireylere kendi kendini tüketen tutkuyu pazarlamayı plânlamakta ve yeri geldiğinde "plânlı eskime" adı altında daha dayanıksız mallar üreterek bireyleri sürekli tüketime mecbur bırakmaktadır.
RICHARD SENNETT
RICHARD SENNETT
NOT ETTİKLERİM
Sürü tarafından DIŞLANMA KORKUSU
İnsanın içgüdüleri doğuştan gelir ve onun doğasını oluşturur. İnsanın doğasında var olan bu içgüdüleri bastırıp yok edebilmesi için doğuştan getirdiği özünün bertaraf edilmesi gerekir ki böyle bir şey söz konusu olamaz.
Bu durumda, insanın içgüdülerini tamamen yok etmesi mümkün değildir. Böyle olmasına rağmen sürü insanın ahlâki değerler karşısında doğasına aykırı davranmakta ısrar etmesinin altında, sürü tarafından dışlanma korkusu yatar.
Bu fertler, sürünün ahlâki değerlerine uyarlar ya da öyle görünürler; çünkü, bireysel davranamayacak kadar güçsüz ve cesaretten yoksundurlar.
NIETZSCHE
İnsanın içgüdüleri doğuştan gelir ve onun doğasını oluşturur. İnsanın doğasında var olan bu içgüdüleri bastırıp yok edebilmesi için doğuştan getirdiği özünün bertaraf edilmesi gerekir ki böyle bir şey söz konusu olamaz.
Bu durumda, insanın içgüdülerini tamamen yok etmesi mümkün değildir. Böyle olmasına rağmen sürü insanın ahlâki değerler karşısında doğasına aykırı davranmakta ısrar etmesinin altında, sürü tarafından dışlanma korkusu yatar.
Bu fertler, sürünün ahlâki değerlerine uyarlar ya da öyle görünürler; çünkü, bireysel davranamayacak kadar güçsüz ve cesaretten yoksundurlar.
NIETZSCHE
NOT ETTİKLERİM
Güçsüz insan doğa olarak yetersizdir onun için güven mutluluk her şeyin sabit olduğu ve değişimin olmadığı sürededir.
NIETZSCHE
NIETZSCHE
NOT ETTİKLERİM
Bir canlıya, bir türe, bir bireye, içgüdülerini yitirmişse, kendisine zararlı olanı seçiyor, yeğliyorsa, yozlaşmış derim.
NIETZSCHE
NIETZSCHE
25 Şubat 2013 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Küresel kültür düşüncesi, öncelikle pazarlama ve işletme uzmanlarının mülkiyetlerinde bulunmaktadır. Bir anlamda onların dünyayı okuma anahtarlarıdır.
ARMAND MATTELART
ARMAND MATTELART
NOT ETTİKLERİM
Kültür, tarihsel olarak bir arada yaşamış, kendi aralarında bir anlam birlikteliği kurmuş, doğal bir çevreye uyum sağlamış ve mantıksal düşünme kapasiteleri bulunan topluluk üyelerinin iletişimini olası kılan ortak hatıralardır.
ARMAND MATTELART
ARMAND MATTELART
NOT ETTİKLERİM
Kitaplar dünyaya hükmeder, hele yazılı bir dili olan ve okumasını bilen milletlerde.
VOLTAIRE
VOLTAIRE
NOT ETTİKLERİM
Sağduyu dünyada dağıtılmış en iyi şeydir.
DESCARTES
Sağduyu: Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü.
DESCARTES
Sağduyu: Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü.
NOT ETTİKLERİM
Akıl bir şeyin gerçek olduğuna hükmetmeyince, onu hakikat olarak kabul etmemelidir.
DESCARTES
DESCARTES
NOT ETTİKLERİM
Eğer elimizin erdiği, gözümüzün gördüğü, aklımızın anladığı bütün olayları kaydeder, mümkün olan bütün gözlemleri ve bütün deneyleri yapar, aldığımız sonuçları bir çizelge haline koyarsak, olaylar arasındaki bağlılıklar meydana çıkarılmış olur. Bu bağlantılardan olaylar arasındaki münasebetleri sınırlayan ve anlatan kanunlar kendiliğinden çıkar.
FRANCIS BACON
FRANCIS BACON
NOT ETTİKLERİM
Eğitim insan teşkil etme sanatıdır, onun için dersler birer vasıtadır. Deney ve gözlem kitaba tercih edilmelidir.
MONTAIGNE
MONTAIGNE
NOT ETTİKLERİM
Bütün yakın bilgilerin anası olan tecrübeden doğmamış, kesin ve açık bir tecrübe ile sona ermemiş bilimlerin, hepsi boş ve yanlıştır.
LEONARDO DA VINCI
LEONARDO DA VINCI
22 Şubat 2013 Cuma
NOT ETTİKLERİM
İNSANDA DOĞRULUK:
Her bir bölümün kendi işini görmesi, içinde, üç ilkenin her birinin sınırını aşıp bir diğerinin sınırına müdahale etmemesidir.
DOĞRU İNSAN:
İçinde düzen kuran, kendini yöneten, kendi kendisinin dostu olandır. Bir insanın kendi kendisinin dostu olması, yaradılışa göre hareket etmesi; her bir bölümün kendi işini yapması, diğerlerinin işine karışmaması, bölümler arasında bir ahengin olmasıdır.
AKLIN işi YÖNETİM
CESARETİN işi KORUYUCULUK
İŞTAHIN işi BEDENSEL İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASIDIR
CESARETİN önemli bir işlevi de, iştahlarla çatışma durumunda aklın taleplerini güçlendirmek ona destek olmak ve itaat etmektir.
Bölümler arasında çatışma iştahın sınırlarını aşması, ölçülü olmaması ile ortaya çıkar.
Bu durumda bedensel istekler, insanı yönlendirmeye ve ona egemen olmaya çalışır. Cesaret bu çatışmada tarafsız kalma değil aklın yanında yer alma, bedensel isteklere karşı çıkarak aklın gücünü artırma işlevine sahiptir.
Doğru insan, tıpkı müzikteki alçak, yüksek, orta tonlar gibi içindeki üç yanını birbirine bağlıyor, çokken bir tek oluyor, tam bir ölçüye ve uyuma varıyor.
Bunu oluşturmak, ne iş yaparsa yapsın bir düzene göre yapmak bilgelik: bu düzeni kurmayı bilmemek bu düzeni bozmak ise eğrilik olacaktır.
Eğrilik bu üç bölümün uyuşmazlığı, birinin ötekinin işine karışması, bölümler arasında ahengin bulunmaması ve bir kargaşanın olmasıdır.
Bölümlerden biri işi olmadığı halde kumandayı ele almak isteyecek, ona düşenin yönetmek değil yönetilmek olduğunu hesaba katmayacak, ölçüsüz davranacaktır.
Ruhun harmonisini koruyan bir kişi adaletsiz davranmaya yetenekli olmayacak, eğrilik nedir bilmeyecek sadece ruhun harmonisine sahip olan kişi adil ve doğru insan olacaktır.
Eğri olan yani adaletsiz olan bir kişi gerçekte bütün insanların en az özgür olanıdır. Çünkü o en kötü parçasının,iştahlarının kölesidir, keza o sürekli ihtiyaçlıdır, arzularını memnun etmek asla mümkün değildir.
Böyle bir insan aşırı derecede mutsuzdur. Aksine gerçek adil bir kişi, yaşamın en mutlusudur. Bir filozof yargıçtır ki, onun hayatı en mutlu hayattır. Çünkü o ruhun bölümleri arasında ahengi oluşturmuş, hayatında aklı egemen kılmış, bilgiyi ruha rehber edinmiştir.
Bireydeki adalet aynı devletteki gibi temel (gerçek)dir.
ADALET, EŞİTLİKTEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEBİLECEK BİR KAVRAM DEĞİLDİR.
PLATON
Her bir bölümün kendi işini görmesi, içinde, üç ilkenin her birinin sınırını aşıp bir diğerinin sınırına müdahale etmemesidir.
DOĞRU İNSAN:
İçinde düzen kuran, kendini yöneten, kendi kendisinin dostu olandır. Bir insanın kendi kendisinin dostu olması, yaradılışa göre hareket etmesi; her bir bölümün kendi işini yapması, diğerlerinin işine karışmaması, bölümler arasında bir ahengin olmasıdır.
AKLIN işi YÖNETİM
CESARETİN işi KORUYUCULUK
İŞTAHIN işi BEDENSEL İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASIDIR
CESARETİN önemli bir işlevi de, iştahlarla çatışma durumunda aklın taleplerini güçlendirmek ona destek olmak ve itaat etmektir.
Bölümler arasında çatışma iştahın sınırlarını aşması, ölçülü olmaması ile ortaya çıkar.
Bu durumda bedensel istekler, insanı yönlendirmeye ve ona egemen olmaya çalışır. Cesaret bu çatışmada tarafsız kalma değil aklın yanında yer alma, bedensel isteklere karşı çıkarak aklın gücünü artırma işlevine sahiptir.
Doğru insan, tıpkı müzikteki alçak, yüksek, orta tonlar gibi içindeki üç yanını birbirine bağlıyor, çokken bir tek oluyor, tam bir ölçüye ve uyuma varıyor.
Bunu oluşturmak, ne iş yaparsa yapsın bir düzene göre yapmak bilgelik: bu düzeni kurmayı bilmemek bu düzeni bozmak ise eğrilik olacaktır.
Eğrilik bu üç bölümün uyuşmazlığı, birinin ötekinin işine karışması, bölümler arasında ahengin bulunmaması ve bir kargaşanın olmasıdır.
Bölümlerden biri işi olmadığı halde kumandayı ele almak isteyecek, ona düşenin yönetmek değil yönetilmek olduğunu hesaba katmayacak, ölçüsüz davranacaktır.
Ruhun harmonisini koruyan bir kişi adaletsiz davranmaya yetenekli olmayacak, eğrilik nedir bilmeyecek sadece ruhun harmonisine sahip olan kişi adil ve doğru insan olacaktır.
Eğri olan yani adaletsiz olan bir kişi gerçekte bütün insanların en az özgür olanıdır. Çünkü o en kötü parçasının,iştahlarının kölesidir, keza o sürekli ihtiyaçlıdır, arzularını memnun etmek asla mümkün değildir.
Böyle bir insan aşırı derecede mutsuzdur. Aksine gerçek adil bir kişi, yaşamın en mutlusudur. Bir filozof yargıçtır ki, onun hayatı en mutlu hayattır. Çünkü o ruhun bölümleri arasında ahengi oluşturmuş, hayatında aklı egemen kılmış, bilgiyi ruha rehber edinmiştir.
Bireydeki adalet aynı devletteki gibi temel (gerçek)dir.
ADALET, EŞİTLİKTEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEBİLECEK BİR KAVRAM DEĞİLDİR.
PLATON
20 Şubat 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
BİLİM, gözlem ve gözleme dayalı uslama (akıl yürütme) yoluyla önce dünyaya ilişkin olguları, sonra bu olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabasıdır.
BERTRAND RUSSELL
BERTRAND RUSSELL
NOT ETTİKLERİM
Bilginin bir bölümüne BİLİM diyelim, ikincisine ANLAMA, üçüncüsüne İNANMA, dördüncüsüne GÖLGELERİN ALGILANMASI; ilk iki bölüme birden KAVRAMA, son ikisine de SANMA diyelim. Sanma OLUŞ hakkındayken, kavrama VARLIK hakkındadır.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.
LUCIUS ANNAEUS SENECA
LUCIUS ANNAEUS SENECA
NOT ETTİKLERİM
İnsan ırkının en büyük liderleri, insanı yarı - uykusundan uyandırmış olanlardır.
İnsanoğlunun en büyük düşmanları ise uyku ilâçları gibi insanlığı uyutanlardır.
ERICH FROMM
İnsanoğlunun en büyük düşmanları ise uyku ilâçları gibi insanlığı uyutanlardır.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Unutma, sana ışık tutanlara sırtını dönersen; göreceğin tek şey kendi karanlığındır.
DESCARTES
DESCARTES
17 Şubat 2013 Pazar
SÜTLÜ İRMİK TATLISI
Mâlzemeler:
Üst kat mâlzemesi:
Çekilmiş ceviz (fındık, Antep fıstığı)
Yapılışı:
Süt, şeker, irmik, krema ve vanilyayı çelik tencerede, kaynama noktasına çıkınçaya kadar tel çırpıcı ile sürekli karıştırarak pişiriniz. Kaynama noktasına çıktıktan 1-2 dakika sonra ocağın altını kapatınız.
İrmik ölçüsünü 7 kaşık kullanınca porsiyonluk olarak servis edebilirsiniz. Dondurma kıvamında oluyor.
8 Kaşık irmik kullanırsanız biraz daha kıvamı katı olacağından, dikdörtgen borcama aktararak, kare kare keserek servis edebilirsiniz.
Üst kat mâlzemesini, porsiyonluklarda soğuduktan sonra tatlıların üzerlerine, diğerinde ise servis aşamasında ikrâm ettiğiniz zaman serpiniz.
Not: Ocağın orta büyük gözünde pişiriliyor.
Not: Vanilyasız da deneyiniz. Farklı bir lezzetle karşılaşacaksınız.
- 1 lt. Organik süt
- 11 Çorba kaşığı şeker
- 7 Çorba kaşığı irmik
- 200 ml. kutu krema
- 1 paket vanilya
Üst kat mâlzemesi:
Çekilmiş ceviz (fındık, Antep fıstığı)
Yapılışı:
Süt, şeker, irmik, krema ve vanilyayı çelik tencerede, kaynama noktasına çıkınçaya kadar tel çırpıcı ile sürekli karıştırarak pişiriniz. Kaynama noktasına çıktıktan 1-2 dakika sonra ocağın altını kapatınız.
İrmik ölçüsünü 7 kaşık kullanınca porsiyonluk olarak servis edebilirsiniz. Dondurma kıvamında oluyor.
8 Kaşık irmik kullanırsanız biraz daha kıvamı katı olacağından, dikdörtgen borcama aktararak, kare kare keserek servis edebilirsiniz.
Üst kat mâlzemesini, porsiyonluklarda soğuduktan sonra tatlıların üzerlerine, diğerinde ise servis aşamasında ikrâm ettiğiniz zaman serpiniz.
Not: Ocağın orta büyük gözünde pişiriliyor.
Not: Vanilyasız da deneyiniz. Farklı bir lezzetle karşılaşacaksınız.
16 Şubat 2013 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Ağzınızdan çıkanlara dikkat edin. Çünkü bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha zaman alır.
LOUIS ARAGON
LOUIS ARAGON
NOT ETTİKLERİM
Birine çamur atmadan düşün ve sakın unutma; ilk önce senin ellerin kirlenecek.
LEV TOLSTOY
LEV TOLSTOY
NOT ETTİKLERİM
Eğer sevgi, bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin saksı mutlaka çatlamıştır.
ERICH FROMM
ERICH FROMM
6 Şubat 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Biz seçen olarak özgürüz fakat özgür olmayı seçemiyoruz. Bundan dolayı bu özgürlükle insan; hiçbir dayanağı, hiçbir yardımcısı olmaksızın meydana getirmeye, keşfetmeye ve yapmaya mahkûmdur.
Mutluluk olan özgürlük sınırsız değildir.
JEAN PAUL SARTRE
Mutluluk olan özgürlük sınırsız değildir.
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Tasarıları gerçekleştiren varlık özgürdür ve gerçek dünya ile hayal dünyası arasında bir ayrım var.
Özgürlüğün sınırları olduğunu kabul etmek gerekir. Zira o, bir şey yapmak için veri üzerinde etki yapmak için özgürdür. Fakat veri, özgürlük olayına karşı oluşturulmuş bir direnmedir ve istenildiğini yapmaya izin vermez. Bu veriye dayanan özgürlüktür ve seçimle kendi sonunu oluşturur.
JEAN PAUL SARTRE
Özgürlüğün sınırları olduğunu kabul etmek gerekir. Zira o, bir şey yapmak için veri üzerinde etki yapmak için özgürdür. Fakat veri, özgürlük olayına karşı oluşturulmuş bir direnmedir ve istenildiğini yapmaya izin vermez. Bu veriye dayanan özgürlüktür ve seçimle kendi sonunu oluşturur.
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Dünyada olayların ve nesnelerin sınırları vardır:
Doğumum, Yerim, Geçmişim, Çevrem, Ölümüm.
Dolayısıyla başkasının düşüncesiyle oluşturulan sınırlar, benim özgürlüğüme karşı çıkabilirler. Onlar bizim içinde karşılaştığımız sınırlar gibidir.
JEAN PAUL SARTRE
Doğumum, Yerim, Geçmişim, Çevrem, Ölümüm.
Dolayısıyla başkasının düşüncesiyle oluşturulan sınırlar, benim özgürlüğüme karşı çıkabilirler. Onlar bizim içinde karşılaştığımız sınırlar gibidir.
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Hikâyemin - tüm benliğimle sevip, tüm güzelliğiyle çizmeye çalıştığım, dün, bugün, yarın hep güzel olanın kahramanı GERÇEKLİKTİR.
LEV TOLSTOY
LEV TOLSTOY
NOT ETTİKLERİM
Tanıdık olan da tuhaf olanı, günlük (rutin) olan da açıklanamaz olanı, kural da kurala uymayanı keşfediniz.
BERTOLT BRECHT
BERTOLT BRECHT
NOT ETTİKLERİM
Yarattığımız dünya düşünce biçimimizin ürünüdür. Düşünce biçimimizi değiştirmeden yarattığımız dünyayı değiştiremeyiz.
EINSTEIN
EINSTEIN
3 Şubat 2013 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Kimlik, bireyin yabancı kişileri ya da nesneleri özümsemesiyle ya da içine atmasıyla başlayan bir özdeşleşme süreci sonucu oluşur.
FREUD SIGMUND
FREUD SIGMUND
NOT ETTİKLERİM
Nicelik haline getirilemeyen nitelikler bilimin diyarına sokulmaması gereken unsurlardır.
GALILEO GALILEI
GALILEO GALILEI
NOT ETTİKLERİM
Altın ve erdem bir terazinin kefelerine konan iki ağırlık gibidir. Kefelerden bir yükselince, diğeri alçalır.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Seste olanlar ruhtaki duygulanımların, yazılanlar de seste olanların simgeleri. Yazı herkes için aynı olmadığı gibi, sesler de aynı değil, Bununla birlikte aynı imler için ruhtaki duygulanımlar herkesçe aynı, tasarımları aynı olanların nesneleri de aynı olacaktır.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
İnsanoğlu, sana ne önceden belirlenmiş bir konum, ne özel bir bakış ne de özel haklar verdim. Sen bunlara karar ve seçiminle sahip olabilirsin.
Dünya üstündeki varlıkların doğasına ilişkin varolan sınırlamalar benim kanunlarımın bir sonucudur.
Verdiğim özgürlüğü, bir engelle kısıtlamaksızın kendi doğanı belirleyeceksin.
Seni dünyanın merkezine koydum, öyle ki bu noktadan dünyadaki en iyi olanı görebilmelisin; seni ne dünyalı ne de öbür dünyalı, ne ölümlü, ne de ölümsüz yarattım, özgür bir sanatçı gibi sen kendi biçimini kendin karar verecek ayırt edici özelliklerinle oluşturmalısın.
GIOVANNI PICO DELLA MIRANDOLA
Dünya üstündeki varlıkların doğasına ilişkin varolan sınırlamalar benim kanunlarımın bir sonucudur.
Verdiğim özgürlüğü, bir engelle kısıtlamaksızın kendi doğanı belirleyeceksin.
Seni dünyanın merkezine koydum, öyle ki bu noktadan dünyadaki en iyi olanı görebilmelisin; seni ne dünyalı ne de öbür dünyalı, ne ölümlü, ne de ölümsüz yarattım, özgür bir sanatçı gibi sen kendi biçimini kendin karar verecek ayırt edici özelliklerinle oluşturmalısın.
GIOVANNI PICO DELLA MIRANDOLA
Etiketler:
GIOVANNİ PICO DELLA MIRANDOLA
28 Ocak 2013 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Biliyoruz ki, "nerede bir sürü varsa, orada, mecburen görevleri o sürüyü kırkmak ve boğazlamak olan çobanlar" da olacaktır.
Öyle görünüyor ki, günümüzün çobanı MEDYA olmuştur.
NIETZSCHE
Öyle görünüyor ki, günümüzün çobanı MEDYA olmuştur.
NIETZSCHE
NOT ETTİKLERİM
Düşünmeyin! Aklınızı kullanmayın! diye bağıranlar farklı kişilerdi. Günümüzde ise bu görevi MEDYA aynı şekilde bağırarak üstlenmiştir.
IMMANUEL KANT
IMMANUEL KANT
NOT ETTİKLERİM
Günümüz toplumlarında insanoğlunun uyku saatlerinin dışındaki hali ayrıntılarına varana dek düzenlenmekte olduğu için, gerçek bir kaçış, ancak uyumakla ya da delilik içinde olabiliyor, ya da bir türlü körelme ile, sessizlikle, edilginleşmeyle oluyor.
MAX HORKHEIMER
MAX HORKHEIMER
NOT ETTİKLERİM
Kapitalist üretim, insanları beden ve ruhlarıyla öyle bir şekilde içine alır ki, kendilerine sunulan şeylere hiç direnmeden kapılırlar.
THEDOR W. ADORNO
THEDOR W. ADORNO
NOT ETTİKLERİM
Kültür endüstrisi insanlara cennet diye yine aynı günlük yaşamı sunmaktadır.
THEDOR W. ADORNO
THEDOR W. ADORNO
NOT ETTİKLERİM
Gerçekte varolan her şey doğru zamanda gelir ve gider ve o ZAMAN onu tayin ettiği sürece bir süre kalır.
MARTIN HEIDEGGER
MARTIN HEIDEGGER
NOT ETTİKLERİM
Yaşamdan vazgeçmeye istekli ve hazır olanlar yaşamın gerçek tadını alırlar.
LUCIUS ANNAEUS SENECA
LUCIUS ANNAEUS SENECA
NOT ETTİKLERİM
Çocuklukta alınan duygusal dersler, yaşam boyunca davranış tarzımızı belirler.
DANIEL GOLEMAN
DANIEL GOLEMAN
NOT ETTİKLERİM
Bir konser çıkışında ünlü kemancı Fritz Kreisler'in bir hayranı ona doğru koşarak coşkuyla, "sizin kadar güzel çalabilmek için bütün hayatımı verirdim" der.
Kreisler cevap verir: " Ben verdim." "yaşam bir serüvendir, hazır reçete değil..."
BERNARD SHAW
Kreisler cevap verir: " Ben verdim." "yaşam bir serüvendir, hazır reçete değil..."
BERNARD SHAW
25 Ocak 2013 Cuma
NOT ETTİKLERİM
Uygarlıktaki her yeni ilerleme, aynı zamanda eşitsizlik yolundaki yeni bir ilerlemedir.
Uygarlıkta doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar, ilk amaçlarının tersine dönerler.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Uygarlıkta doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar, ilk amaçlarının tersine dönerler.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Eğer insanların hepsi birbirini severse o zaman güçsüzler, güçlülerin avı olmayacak, aza sahip olanlar, çoğa sahip olanlarca sömürülmeyecek, yoksullar, zenginlerin hakaretlerine maruz kalmayacak ve saflar, entrikacılar tarafından kandırılmayacaktır.
KONFÜÇYÜS
KONFÜÇYÜS
NOT ETTİKLERİM
Doğal hukukçuların dayanaklarından biri de insan aklıdır. İnsan aklının üstünlüğünü savunan bu görüşe göre her alanda mükemmelliğe ulaşmanın yolu rasyonalizmden geçiyordu. Ancak Aydınlanma Çağı'nın sorgulayıcı tavrı, rasyonalizmi de sorgulamaya kalkınca akılcılığı zor durumda bırakmıştır.
Bir yandan okumuş ve düşünen insan saysının azlığı, diğer yandan aklın iyiliği olduğu kadar kötülüğü de düşünebileceği gerçeği karşısında rasyonalizm eleştiri oklarına hedef olmuştur.
İngiltere'den gelen bir akımla, aklın yerini giderek insan gelişiminde önemli faktörler olarak görülen deneyim ve tutumlar almaya başlamıştır.
DAVID HUME
Bir yandan okumuş ve düşünen insan saysının azlığı, diğer yandan aklın iyiliği olduğu kadar kötülüğü de düşünebileceği gerçeği karşısında rasyonalizm eleştiri oklarına hedef olmuştur.
İngiltere'den gelen bir akımla, aklın yerini giderek insan gelişiminde önemli faktörler olarak görülen deneyim ve tutumlar almaya başlamıştır.
DAVID HUME
24 Ocak 2013 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
UĞURLAR OLSUN
Bir pazar sabahıydı
Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı
Yaz güneşi koynunda
Ucuz can pazarıydı
Kalemim düştü kana
Zalimler pusudaydı
Bedenim paramparça
Ucuz can pazarıydı
Kalemim düştü kana
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın olsun
Bir Keskin Kalem, Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Çevirdim anahtarı
Apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları
Saplandı ciğerime
Ucuz can pazarıydı
Kan doldu gözlerime
İsimsiz korkuları
Katmadım yüreğime
Bembeyaz doğruları
Yaşadım ölümüne
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem, Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Söz: ALİ ÇINAR
Bir pazar sabahıydı
Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı
Yaz güneşi koynunda
Ucuz can pazarıydı
Kalemim düştü kana
Zalimler pusudaydı
Bedenim paramparça
Ucuz can pazarıydı
Kalemim düştü kana
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın olsun
Bir Keskin Kalem, Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Çevirdim anahtarı
Apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları
Saplandı ciğerime
Ucuz can pazarıydı
Kan doldu gözlerime
İsimsiz korkuları
Katmadım yüreğime
Bembeyaz doğruları
Yaşadım ölümüne
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem, Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Söz: ALİ ÇINAR
18 Ocak 2013 Cuma
NOT ETTİKLERİM
İnsanın dünyaya karşı tutumunun oluşması demek olan iktisat ahlâkının, hiç kuşkusuz, çok yüksek düzeyde dogmalardan bağımsız olması gerekmektedir.
MAX WEBER
MAX WEBER
NOT ETTİKLERİM
Bilim her türlü düzenden yoksun duygu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabasıdır.
EINSTEIN
EINSTEIN
NOT ETTİKLERİM
Eğer arılar yeryüzünden kaybolurlarsa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz.
EINSTEIN
EINSTEIN
NOT ETTİKLERİM
Sıradışı büyük insanlar, daima sıradan zekâların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar.
EINSTEIN
EINSTEIN
15 Ocak 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
Doğa için doğru olan, bu yüzden de tarihsel bir gelişme süreci olarak kabul edilen şey, bütün dalları içinde toplum tarihi ve insansal şeyleri işleyen bilimlerin tümü için de doğrudur.
KARL HEINRICH MARX
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Doğa evrensel ve değişmez yasalarca yönetilir.
Doğanın düzenliliği, aynı zamanda bilgilerimizi kontrol etme olanağı da sağlar.
KARL HEINRICH MARX
Doğanın düzenliliği, aynı zamanda bilgilerimizi kontrol etme olanağı da sağlar.
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Gerçek sanatçı, her toplumun en üst katındadır, toplum ve kitle halindeki insanlar onlar sayesinde dünyevi iradeyle bağ kurabilmektedir.
ARTHUR SCHOPENHAUER
ARTHUR SCHOPENHAUER
NOT ETTİKLERİM
İnsanlık iyilik ve kötlük kavramlarının yerine mutluluk ve mutsuzluk kavramlarını ikâme etmeye başladıktan sonradır ki, modern toplum tüketim toplumuna dönüşmüştür.
JEAN BAUDRILLARD
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Felsefe ironinin evidir ve ironiyi mantıksal güzellik olarak tanıtmak mümkündür. İroni kusursuz bir dürtünün ve kusursuz bilinçli bir felsefenin karışımıdır.
Mutlak ile göreceli olan arasında, eksiksiz iletişimin zorunluluğu ve imkansızlığı arasında çözülmez, uzlaşmaz karşıtlığı içerir.
Özgürlüklerin en sonuncusudur. Çünkü ironi ile kendimizi aşarak kendimizden bile kurtuluruz.
FRIEDRICH SCHLEGEL
Mutlak ile göreceli olan arasında, eksiksiz iletişimin zorunluluğu ve imkansızlığı arasında çözülmez, uzlaşmaz karşıtlığı içerir.
Özgürlüklerin en sonuncusudur. Çünkü ironi ile kendimizi aşarak kendimizden bile kurtuluruz.
FRIEDRICH SCHLEGEL
NOT ETTİKLERİM
İroni, bazı kibar insanlara uygundur, bazılarına ise değil, size uygun olanı seçmeye çalışın. İroni kibar bir insana maskaralıktan daha uygundur. İroniyi kullanan bir insan eğlenmek için şaka yapar, maskara ise başkalarını eğlendirmek için.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Sıradan insanlarda gözlemlediğim, değer taşıyan insanları küçültme ve alt düzeylere indirme çabasıyla demokrasinin belirli bir yüzü arasında açık bir ilişki bulunmaktadır.
Ben bu bağlantıyı sergilemek istedim. İnsanlarda varolagelen bu onulmaz kansere Gullver'in Seyahatleri'nin yazarı Janothan Swft'in koyduğu şu eşsiz adı koydum.
Lilliputlaştırma! İngiltere'de bu sözcük bilinmemekle birlikte, bu olgu tehlikeli bir akım haline gelmiştir.
Gazeteci "Lilliputça" diyebileceğimiz, hepimizde var olan, kendimizi başarısız bulduğumuz vakit harekete geçen bir çeşit özel "kafa yapısı" sergilemiyor mu?
Bu gibi kişilerde insanları kendi zavallı durumuna indirgemek isteyen alçak ruhlu kişilerle karşılaşıyor.
Swift ünlü romanında insanı kanser gibi kemiren bu gereksinime bir ad vermiştir. Lilliputçuluk, lilliputçu gazeteci, söyleştiği kişinin ürününü, başarısını öveceği ya da ciddiyetle sorgulayacağı yerde, onu kıskanır. Lilliputçu, bürokrat aynı süreci tersten yaşayarak üstün olduğu kişilerin büyümelerine olanak tanımayarak, kendi boyutunu korur, insanların büyümesini engeller. Lilliputçu devrimci ise gerçek bir adalete ulaşmak yerine, öfkesine yenilir ve kişisel intikam peşine düşer.
ARNOLD WESKER
Ben bu bağlantıyı sergilemek istedim. İnsanlarda varolagelen bu onulmaz kansere Gullver'in Seyahatleri'nin yazarı Janothan Swft'in koyduğu şu eşsiz adı koydum.
Lilliputlaştırma! İngiltere'de bu sözcük bilinmemekle birlikte, bu olgu tehlikeli bir akım haline gelmiştir.
Gazeteci "Lilliputça" diyebileceğimiz, hepimizde var olan, kendimizi başarısız bulduğumuz vakit harekete geçen bir çeşit özel "kafa yapısı" sergilemiyor mu?
Bu gibi kişilerde insanları kendi zavallı durumuna indirgemek isteyen alçak ruhlu kişilerle karşılaşıyor.
Swift ünlü romanında insanı kanser gibi kemiren bu gereksinime bir ad vermiştir. Lilliputçuluk, lilliputçu gazeteci, söyleştiği kişinin ürününü, başarısını öveceği ya da ciddiyetle sorgulayacağı yerde, onu kıskanır. Lilliputçu, bürokrat aynı süreci tersten yaşayarak üstün olduğu kişilerin büyümelerine olanak tanımayarak, kendi boyutunu korur, insanların büyümesini engeller. Lilliputçu devrimci ise gerçek bir adalete ulaşmak yerine, öfkesine yenilir ve kişisel intikam peşine düşer.
ARNOLD WESKER
10 Ocak 2013 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Sanat yeterli bir tarih birikimine dayanmalıdır. Böylelikle bir ülkenin gelişmesine perspektif eklemelidir.
O ülke, insani sorunlarının geçmişte de var olduğunu, daha doğrusu sorunların varolmanın doğasında yattığını anlamalıdır. Böylece toplumlar sorunların her zaman kriz demek olmadığını görecek ve anlayacaklardır.
Bir tarih bilinci herkese verilmelidir. Tarih bilinci olan eğitilmiş insanlar aldatılamayacakları gibi, sorunlarının kriz demek olmadığını anlarlar ve kolay kolay paniğe kapılmazlar.
ARNOLD WESKER
O ülke, insani sorunlarının geçmişte de var olduğunu, daha doğrusu sorunların varolmanın doğasında yattığını anlamalıdır. Böylece toplumlar sorunların her zaman kriz demek olmadığını görecek ve anlayacaklardır.
Bir tarih bilinci herkese verilmelidir. Tarih bilinci olan eğitilmiş insanlar aldatılamayacakları gibi, sorunlarının kriz demek olmadığını anlarlar ve kolay kolay paniğe kapılmazlar.
ARNOLD WESKER
NOT ETTİKLERİM
İnsanların beni yalnız yazdıklarımla değil, yaşayışımla da tanımalarını isterdim. Tabii, yaşamımın en özel bölümleri dışında.
ARNOLD WESKER
ARNOLD WESKER
NOT ETTİKLERİM
Bu yaşamda değeri haketmeyenlere değer vermekten vazgeçmeliyiz, yoksa insanlığımızı yitiririz.
Şaşkınlıklarını, yaralarını, çaresizliğini, gözlerimizin önüne seren ya da sadece varolmanın sevincini coşku ile dile getiren aşırı duyarlı insanlardır, değeri hakedenler.
ARNOLD WESKER
Şaşkınlıklarını, yaralarını, çaresizliğini, gözlerimizin önüne seren ya da sadece varolmanın sevincini coşku ile dile getiren aşırı duyarlı insanlardır, değeri hakedenler.
ARNOLD WESKER
NOT ETTİKLERİM
Sanatçı ne kadar gerçekleri gözetirse, seyirci de o kadar gerçekleri görür. Tatsız gerçekleri bile koruyun. Yakınlarınızın, arkadaşlarınızın düşmanlığını kazandıracak tatsız gerçekleri bile gözetin.
Sanatçı asla fırsatçı olmamalıdır. Fakat şiddetle bağımsız olmalıdır. Sanatçının yeteneği, gelecek sanatçı nesillere güvenle devredeceği, bakıp büyütecek, şefkat beslenecek, emniyetle korunacak eşsiz bir hediyedir.
Sanatçı olmak, insan ilişkilerini ve içinde bulunulan durumu algılamak ve düşünmek için yalnız kalma cesaretini gerektirir.
Bu yüzden gelişmelisiniz. Asla kendinizi yinelemeyin ve keşfetmeyi sürdürün.
ARNOLD WESKER
Sanatçı asla fırsatçı olmamalıdır. Fakat şiddetle bağımsız olmalıdır. Sanatçının yeteneği, gelecek sanatçı nesillere güvenle devredeceği, bakıp büyütecek, şefkat beslenecek, emniyetle korunacak eşsiz bir hediyedir.
Sanatçı olmak, insan ilişkilerini ve içinde bulunulan durumu algılamak ve düşünmek için yalnız kalma cesaretini gerektirir.
Bu yüzden gelişmelisiniz. Asla kendinizi yinelemeyin ve keşfetmeyi sürdürün.
ARNOLD WESKER
NOT ETTİKLERİM
SAHTE ANILAR SENDROMU
Hastalarını gerçekte varolmayan anılarına inanmalarını sağlayarak terapi uygulayan terapistlerin sayısı maalesef kaygı verici boyutta artmaktadır.
Bu sorunun gelecekte, yirminci yüzyılın en büyük aldatmacalarından biri olarak karşımıza çıkacağı kanısındayım.
ARNOLD WESKER
Hastalarını gerçekte varolmayan anılarına inanmalarını sağlayarak terapi uygulayan terapistlerin sayısı maalesef kaygı verici boyutta artmaktadır.
Bu sorunun gelecekte, yirminci yüzyılın en büyük aldatmacalarından biri olarak karşımıza çıkacağı kanısındayım.
ARNOLD WESKER
NOT ETTİKLERİM
Ahlâk ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarlarını gözeten fırsat düşkünü, halk avcısı basın, eninde sonunda kendisi kadar alçak bir toplum yaratır.
JOSEPH PULITZER
JOSEPH PULITZER
9 Ocak 2013 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Bir ülke basını ile birlikte yükselir veya batar.
İyi basın iyi ülke demektir.
Başarılı basın "Doğruyu" anlayacak yetenek ve zekâya "Doğruyu" yazacak güce sahip olan basındır.
JOSEPH PULITZER
İyi basın iyi ülke demektir.
Başarılı basın "Doğruyu" anlayacak yetenek ve zekâya "Doğruyu" yazacak güce sahip olan basındır.
JOSEPH PULITZER
NOT ETTİKLERİM
Bir insanın düşünme ve hissetme tarzı oluşmadan, dış şartlarla durumunda büyük bir değişikliğin sağlanması kadar onu tehlikeye sokan başka bir şey olamaz.
GOETHE
GOETHE
NOT ETTİKLERİM
Erdem yaşamaktan korkmakta değil, belâlara karşı koyup direnmekte, yolundan dönmemektedir.
LUCIUS ANNAEUS SENECA
LUCIUS ANNAEUS SENECA
NOT ETTİKLERİM
İnsanların en çok korktukları rüzgârlar, saklı yerlerini açan rüzgârlardır.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Gençlik bilgeliği öğrenme, yaşlılık uygulama dönemidir. Her insanın yargılama gücüyle seçtiği kendi inancı olmalıdır. Ama sabır, ılımlılık, dürüstlük, yansız adalet insanın beraberinde götürebileceği, kendisini durmadan, korkmadan bunlarla zenginleştirebileceği, ölümün bile değerini azaltmayacağı birer zenginliktir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Bu yaşam bir hastanedir, her hastası yatak değiştirme isteğine saplanmış. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere yanında iyileşeceğine inanır. Bana da hep bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir, ruhumla durmadan tartıştığım bir sorundur bu göç sorunu.
CHARLES BAUDELAIRE
CHARLES BAUDELAIRE
6 Ocak 2013 Pazar
NOT ETTİKLERİM
Bütün insanlık tarihi bir suçlar tarihinden ibarettir. Kötülüğün tarihi aynı zamanda insanlığında tarihidir, bir başka deyişle kötülük mevcut dünyanın ta kendisidir.
JEAN BAUDRILLARD
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Günlük yaşamda "kötü" kavramı bilinç endüstrilerini kontrol eden profesyonel zihin yönlendiricileri tarafından üretilmekte ve istenilen amaçlar doğrultusunda biçimlendirilip topluma sunulmakta ve/veya dayatılmaktadır.
Yaşamda hiçbir şey, gerçek "asıl" değildir.
Yaşanan evren bir simülasyon evreni dir.
Simülasyon evreninde üretim ve tüketim kavramları bireyin özgün etkinliği olmaktan çıkmış, birey için kurgulanıp sunulan ve tüketilen bir zorunluluğa dönüşmüştür.
Böyle bir anlayışın egemen olduğu toplumda gerçek gereksinimlerle sahte gereksinimler arasındaki ayrım ortadan kalkmıştır.
JEAN BAUDRILLARD
Yaşamda hiçbir şey, gerçek "asıl" değildir.
Yaşanan evren bir simülasyon evreni dir.
Simülasyon evreninde üretim ve tüketim kavramları bireyin özgün etkinliği olmaktan çıkmış, birey için kurgulanıp sunulan ve tüketilen bir zorunluluğa dönüşmüştür.
Böyle bir anlayışın egemen olduğu toplumda gerçek gereksinimlerle sahte gereksinimler arasındaki ayrım ortadan kalkmıştır.
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Olumsuzluk, mutsuzluk ve ölüm üzerine oturtulan her şey, kötülüğün ta kendisi olurken, tüm gerçeklerini kaybeden insan da ruhunu şeytana satarak bütünüyle mutsuz bir hale gelmektedir.
JEAN BAUDRILLARD
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Duygular, bireyin öğrenme potansiyelini uyararak öğrenmesini sağlayan; soru sormaya yönlendirerek meraklandıran, bilinmeyeni aramaya iten, kapasitesini geliştirerek, öğrenileni pratiğe geçirilmesini ve böylece bir davranış sergilemesini ifade eden özellikler bütünüdür.
DANIEL GOLEMAN
DANIEL GOLEMAN
NOT ETTİKLERİM
Duygular içsel rehberlerdir, başkalarından gelen sinyallere cevap vererek iletişim kurması için bireye yol gösterirler. Dahası, hisler fiziksel varlığı olmayan ya da belirsiz şeyler değildir.
Geleneksel bilimin göüşünün aksine, duygular da en az diğer algılar kadar bilişseldir.
Duygular fiziksel olarak neokorteks ile amigdala arasındaki bağlantılardır. Duyguların her kültürde aynı algılanan temel duygu kümeleri vardır, ancak bunlar tam kesin belirlenmiş değildir.
Bedende uyarıma neden olan başlıca duygular; sevgi, üzüntü, öfke, korku, zevk, şaşkınlık, iğrenme ve utanç olarak sıralanabilir.
İnsanlar karar verirken sadece mantığa dayanmaz, aynı zamanda geçmiş deneyimlerinin getirdiği duygusal bir birikime ihtiyaç duyarlar. Zekâ üzerine odaklanan araştırmaların beyine yoğunlaşması, duygusal bağlar koptuğunda, basit kavramların bile alınamadığını göstermiştir.
DANIEL GOLEMAN
Geleneksel bilimin göüşünün aksine, duygular da en az diğer algılar kadar bilişseldir.
Duygular fiziksel olarak neokorteks ile amigdala arasındaki bağlantılardır. Duyguların her kültürde aynı algılanan temel duygu kümeleri vardır, ancak bunlar tam kesin belirlenmiş değildir.
Bedende uyarıma neden olan başlıca duygular; sevgi, üzüntü, öfke, korku, zevk, şaşkınlık, iğrenme ve utanç olarak sıralanabilir.
İnsanlar karar verirken sadece mantığa dayanmaz, aynı zamanda geçmiş deneyimlerinin getirdiği duygusal bir birikime ihtiyaç duyarlar. Zekâ üzerine odaklanan araştırmaların beyine yoğunlaşması, duygusal bağlar koptuğunda, basit kavramların bile alınamadığını göstermiştir.
DANIEL GOLEMAN
NOT ETTİKLERİM
Bana yol gösteren ruhumun sesi (vicdan) yapacağım şeyleri göstermekten çok neleri yapmamam konusunda beni uyarır.
SOKRATES
SOKRATES
1 Ocak 2013 Salı
NOT ETTİKLERİM
MADDECİ insanların inandıkları, tapındıkları dinin adı PARA DİNİ'dir.
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
GÜLSEREN KULAK KÖROĞLU
NOT ETTİKLERİM
Deneysel araştırmadan yoksun teori boştur, teoriden yoksun deneysel araştırma ise kördür.
PIERRE BOURDIEU
PIERRE BOURDIEU
NOT ETTİKLERİM
Eğer sosyolog her zaman biraz rahatsızlık veriyorsa, bunun nedeni, bilinçsiz kalınması yeğlenen şeylerin bilincine varmaya zorlamasıdır.
PIERRE BOURDIEU
PIERRE BOURDIEU
NOT ETTİKLERİM
Günümüzde bireyin birey olarak gerekli ve hemen hemen yeri doldurulamaz olduğu yer TÜKETİCİ KONUMUDUR.
JEAN BAUDRILLARD
JEAN BAUDRILLARD
NOT ETTİKLERİM
Hiç kimse sizin izniniz olmadan, size kendinizi değersiz hissetiremez.
FRANKLIN D. ROOSEVELT
FRANKLIN D. ROOSEVELT
NOT ETTİKLERİM
Bir devlet, yaşayan ve kendine karşı çıkanı ne kadar koruyabilirse o kadar güçlüdür.
PAUL VALERY
PAUL VALERY
NOT ETTİKLERİM
İnsan düşünme sürecinde, dünyanın kendi dışında olmadığını kavrayamıyorsa YABANCILAŞMA başlar.
GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL
GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL
Etiketler:
GEORG WİLHELM FRİEDRİCH HEGEL
NOT ETTİKLERİM
Yabancılaşma, insan ve özü arasındaki karşıtlıktır.
GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL
GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL
Etiketler:
GEORG WİLHELM FRİEDRİCH HEGEL
NOT ETTİKLERİM
Gülme eylemi, temelde alay türünden bir şeydir. Bizi eğlendiren kişiyi bir şekilde kendimizden aşağı görürüz.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Göreceli olarak güçsüz kimselerin kusurlarına, ayıplarına ve özellikle de bilgisizliklerine güleriz. Bundan alınan zevk bu tür insanlara karşı kötülüktür.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Yüksek sanat yaratıcılığı, dünyadaki insanların acılarını yatıştırmak ve onları barıştırmak üzere yeryüzüne inmiştir.
NIKOLAY VASILEVIÇ GOGOL
NIKOLAY VASILEVIÇ GOGOL
NOT ETTİKLERİM
Bir insanı anlamak istiyorsan, gökte üç ay eskiyene kadar onun ayakkabılarıyla dolaş.
KIZILDERİLİ ATASÖZÜ
KIZILDERİLİ ATASÖZÜ
NOT ETTİKLERİM
MATEMATİK, öğrenciler için içine kapanık, cansız, hissiz ve tamamıyla keşfedilmiş... olarak düşünülmektedir. Oysa derslerimizde matematik tarihine yer vermek öğrencilerin matematiğin, açık, yaşayan, hisleri olan ve her zaman ilginç olduğu fikrini edinmelerini sağlayabiliriz.
JAMES K. BİDWELL
JAMES K. BİDWELL
NOT ETTİKLERİM
Başkalarının BİLGİSİ ile BİLGİN olsak bile, ancak kendi aklımızla AKILLI olabiliriz.
MONTAIGNE
MONTAIGNE
NOT ETTİKLERİM
İnsanlar arasında iki tür eşitsizliğin varlığını düşünüyorum. Bunlardan birisi tabii veya fiziki eşitsizliktir. Bu eşitsizlik tabiat tarafından yaratılmıştır.
Yaş, sağlık, beden kuvveti ve akıl ile ruhun niteliklerini içine alır.
Ahlâki veya politik eşitsizlik olarak isimlendirilebilecek olan diğeri, bir tür sözleşmeye dayanır ve insanların rızası ile kurulmuş, ya da hiç olmazsa doğrulanmıştır.
İkinci tür eşitsizlik, bazı insanların diğerlerinin zararına yararlandıkları, daha zengin daha şerefli daha güçlü olmak ve hatta kendi emirlerine başkalarını uymaya zorlamak gibi çeşitli ayrıcalıklardan meydana gelir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Yaş, sağlık, beden kuvveti ve akıl ile ruhun niteliklerini içine alır.
Ahlâki veya politik eşitsizlik olarak isimlendirilebilecek olan diğeri, bir tür sözleşmeye dayanır ve insanların rızası ile kurulmuş, ya da hiç olmazsa doğrulanmıştır.
İkinci tür eşitsizlik, bazı insanların diğerlerinin zararına yararlandıkları, daha zengin daha şerefli daha güçlü olmak ve hatta kendi emirlerine başkalarını uymaya zorlamak gibi çeşitli ayrıcalıklardan meydana gelir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Onurum yaşamımdır, beraber büyümüşlerdir, onurumu benden alın, yaşamım da bitmiş demektir.
WILLIAM SHAKESPEARE
WILLIAM SHAKESPEARE
29 Aralık 2012 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Kendimi sürekli bir biçimde açığa dökme ihtiyacı duyuyorum, kayıtsız şartsız bir biçimde itiraf etmek üzere yüreğimi her an dudaklarıma götürüyorum.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
İtiraflarımın gerçek amacı; iç düşüncelerimi yaşamımın her durumunda olduğu gibi ortaya koymak.
Anlatmayı vaad ettiğim ruhumun tarihidir. Ve bunu aslına sadık olarak yazarken başka hiçbir anıya ihtiyacım olmayacak; şimdiye kadar yaptığım gibi yeniden kendi iç benliğime nüfuz etmem yeterli... Şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş ve bundan sonra da görülmeyecek bir işe kalkışıyorum.
Amacım benzerlerime, doğaya her bakımdan sadık kalarak bir insanı sergilemek.
Bu insan ben olacağım. Yalnızca kendim. Yalnızca kendi yüreğimi tanıyor ve içimdeki adamı anlıyorum. Bu yüzden benzerlerimin alayı çevreme toplansın ve itiraflarımı dinlesinler... Böylece bir kereliğine bile olsa, dünya bu adamı olduğu gibi kabul edebilir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Not: İTİRAFLAR adlı eserinden.
Anlatmayı vaad ettiğim ruhumun tarihidir. Ve bunu aslına sadık olarak yazarken başka hiçbir anıya ihtiyacım olmayacak; şimdiye kadar yaptığım gibi yeniden kendi iç benliğime nüfuz etmem yeterli... Şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş ve bundan sonra da görülmeyecek bir işe kalkışıyorum.
Amacım benzerlerime, doğaya her bakımdan sadık kalarak bir insanı sergilemek.
Bu insan ben olacağım. Yalnızca kendim. Yalnızca kendi yüreğimi tanıyor ve içimdeki adamı anlıyorum. Bu yüzden benzerlerimin alayı çevreme toplansın ve itiraflarımı dinlesinler... Böylece bir kereliğine bile olsa, dünya bu adamı olduğu gibi kabul edebilir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Not: İTİRAFLAR adlı eserinden.
NOT ETTİKLERİM
Zihnim kendi zamanı içinde ilerlemeye ihtiyaç duyar bir başkasının zamanına boyun eğmez, çünkü biliyorum ki, kendi deneyimim bir başkasına uygulanamaz.
JEAN - JACQUES ROUSSEAU
JEAN - JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Mevcut olanı sergilemek yetmiyor. Arzulanan ya da olanaklı olanı da düşünmek gerek.
MAKSİM GORKİ
MAKSİM GORKİ
NOT ETTİKLERİM
Yaşamımız denen garip gerçek bir yandan bir şeyler yapma zorunluluğu, öte yandan ne yapmamız gerektiğini kararlaştırma zorunluluğudur. Dolayısıyla yazgıyla özgürlüğün karmaşasıdır.
JOSE ORTEGA Y. GASSET
JOSE ORTEGA Y. GASSET
NOT ETTİKLERİM
Belli bir bakış açısı, eğer bilinçliyse, diğer bakış açılarının varlığını da hesaba katar, onlara açıktır, dolayısıyla kendi içine kapalı bir evrene dönüşme eğilimini açmıştır.
Mutlak akıl'ın karşısına farklı bakış açılarının bütünleşmesi koyulursa ancak oluşturulacak diyalektik sistem insanların ufkunu genişletecektir.
JOSE ORTEGA Y. GASSET
Diyalektik: Tez+Antitez= Sentez
-----
Diyalektik, kavramlar arasındaki karşıtlık ilişkisinden yola çıkarak, bunu doğruya varan süreçlerin açığa çıkarılmasında bir ilke olarak, kullanan düşünme ve araştırma yolu. (FELSEFE GEN)
Mutlak akıl'ın karşısına farklı bakış açılarının bütünleşmesi koyulursa ancak oluşturulacak diyalektik sistem insanların ufkunu genişletecektir.
JOSE ORTEGA Y. GASSET
Diyalektik: Tez+Antitez= Sentez
-----
Diyalektik, kavramlar arasındaki karşıtlık ilişkisinden yola çıkarak, bunu doğruya varan süreçlerin açığa çıkarılmasında bir ilke olarak, kullanan düşünme ve araştırma yolu. (FELSEFE GEN)
27 Aralık 2012 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Tekno ekonomik düzenle, kültür arasında kopukluk vardır. Kültüre egemen olan eğilimler, akılcı olmayan eğilimlerdir.
DANIEL BELL
DANIEL BELL
NOT ETTİKLERİM
Çocuklarımızın kötü görüntüler arasında büyümelerinin bizi korkutması gerekmez mi?
Bu sağlığa zararlı otlakta her gün küçük dozlarla alınan ve özümlenen bir sürü zehirli ot gibidir. Bunlar farkına varmaksızın kalbinin derinliğinde dermansız zehir haline gelir.
SOKRATES
Bu sağlığa zararlı otlakta her gün küçük dozlarla alınan ve özümlenen bir sürü zehirli ot gibidir. Bunlar farkına varmaksızın kalbinin derinliğinde dermansız zehir haline gelir.
SOKRATES
NOT ETTİKLERİM
Genel görüşe veya egemen adetlere aykırı olan (fikirler) mahkûm edilmemelidir. Bu tür seslerin yokluğu, toplumlarda ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir.
BAŞYARGIÇ WARREN
Hempshire, 1957
BAŞYARGIÇ WARREN
Hempshire, 1957
NOT ETTİKLERİM
Eğer eğitim kurumu özgür değilse, akademik topluluk içinde bireyler de öğretmen ve öğrenme de özgür olamazlar.
ROBERT M. O'NEIL
ROBERT M. O'NEIL
NOT ETTİKLERİM
Propagandanın amacı, bir grup insana, bir başka grup insanın insan olduğunu unutturmaktır.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Hepimizin aynı fikirde olması iyi bir şey değildir, yaratıcılığı ortaya çıkaran fikir ayrılıklarıdır.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Düşün onları, seyredecek birileri olmasaydı kaç kişi lüksleriyle gösteriş yapardı.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek şey vardır, o da kendisidir.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Doğuştan duyarlı kişiler, savaşın ortadan kalkmasına ilişkin duygularla doludur.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Dile, sezgilere, zekâya ve sempatiye rağmen, birisi asla gerçekten başkasıyla bir şey hakkında iletişim kuramaz.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere, dertlerin yüzme bilmediğini söyle.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Deneyim bir insanın başından geçenler değil, başından geçenlerin bıraktığı izlerdir.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Bilgisizlik yok edilebilir, çünkü bilmek istemediğimizden bilmeyiz.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
NOT ETTİKLERİM
Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.
ALDOUS LEONARD HUXLEY
ALDOUS LEONARD HUXLEY
24 Aralık 2012 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Yol sizi nereye götürüyorsa oradan gitmeyin, yol olmayan yerden gidin ki, iz bırakın.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
İdealler yıldızlara benzer. Onlara ulaşamazsınız ama size yol gösterirler.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
Hiçbir şey büyüklük kadar sade değildir. Çünkü sade olmak birazda büyük olmak demektir.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
Hepimiz başkalarını kendi yüreğimizde taşıdığımız biçimde görürüz.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
Beyaz Reis, Washington'da ki Büyük Reis'in bize selâmlarını ilettiğini söylüyor. Bu çok ince bir davranış, çünkü karşılığında bizim dostluğumuza pek ihtiyaç duymadığınızı biliyoruz.
Onun halkı çok kalabalık.
Benim halkımsa az.
Fırtınanın yaladığı bir ovaya dağolmış ağaçlara benziyor.
Büyük ve öyle sanıyorum ki, iyi Beyaz Reis, bize topraklarımızı satın almak istediği haberini yolluyor.
Ama rahat bir hayat sürmemizi sağlayacak kadarını bize bırakacakmış.
Toprağımızı alma isteğiniz üzerinde düşüneceğiz.
Halkım Beyaz Adam'ın almak istedği nedir, diye soracak.
Bunu bizim anlamamız zor.
Eğer o güzelim havanın, köpüren suyun sahibi biz değilsek, onu bizden nasıl alabilirsiniz ki?
Güneşte parıldayan her bir çam ağacının, kara ormanların üzerinde salınan sisin, vızıldayan her arının, halkımızın hafızasında ve düşüncelerinde kutsal bir anlamı var.
Ağaçta yükselen özsuyu Kızıl adam'ın hatırasını taşıyor.
Biz toprağın parçasıyız, toprak da bizim parçamız. Hoş kokulu çiçekler kız kardeşlerimiz bizim, rengeyiği, at, yüce kartal ise erkek kardeşlerimiz.
Irmağın köpüren dalgaları, çayırlardaki çiçeklerin özsuyu, tayın teri ve insanın teri, her biri BİR ve TEK SOYA, BİZİM SOYA AİT.
Bu yüzdendir ki, Washington'daki Büyük Reis bizden toprağımızı isterken çok şey istiyor.
SEATTLE
Kızılderili Reisi
Not: Kızılderili Reisi Seattle tarafından ABD Başkanı Franklin Pierce'ye ithafen yazılmış mektup.
(1853 - 1857)
Onun halkı çok kalabalık.
Benim halkımsa az.
Fırtınanın yaladığı bir ovaya dağolmış ağaçlara benziyor.
Büyük ve öyle sanıyorum ki, iyi Beyaz Reis, bize topraklarımızı satın almak istediği haberini yolluyor.
Ama rahat bir hayat sürmemizi sağlayacak kadarını bize bırakacakmış.
Toprağımızı alma isteğiniz üzerinde düşüneceğiz.
Halkım Beyaz Adam'ın almak istedği nedir, diye soracak.
Bunu bizim anlamamız zor.
Eğer o güzelim havanın, köpüren suyun sahibi biz değilsek, onu bizden nasıl alabilirsiniz ki?
Güneşte parıldayan her bir çam ağacının, kara ormanların üzerinde salınan sisin, vızıldayan her arının, halkımızın hafızasında ve düşüncelerinde kutsal bir anlamı var.
Ağaçta yükselen özsuyu Kızıl adam'ın hatırasını taşıyor.
Biz toprağın parçasıyız, toprak da bizim parçamız. Hoş kokulu çiçekler kız kardeşlerimiz bizim, rengeyiği, at, yüce kartal ise erkek kardeşlerimiz.
Irmağın köpüren dalgaları, çayırlardaki çiçeklerin özsuyu, tayın teri ve insanın teri, her biri BİR ve TEK SOYA, BİZİM SOYA AİT.
Bu yüzdendir ki, Washington'daki Büyük Reis bizden toprağımızı isterken çok şey istiyor.
SEATTLE
Kızılderili Reisi
Not: Kızılderili Reisi Seattle tarafından ABD Başkanı Franklin Pierce'ye ithafen yazılmış mektup.
(1853 - 1857)
NOT ETTİKLERİM
O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları, halâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o kanlı çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum.
Evet, bir halkın DÜŞÜ öldü orada, kırılıp paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, ölüp gitti KUTSAL AĞAÇ.
KARA GEYİK
Kızılderili Reisi
Evet, bir halkın DÜŞÜ öldü orada, kırılıp paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, ölüp gitti KUTSAL AĞAÇ.
KARA GEYİK
Kızılderili Reisi
14 Aralık 2012 Cuma
NOT ETTİKLERİM
İnsanların çoğu "kötülük"e karşı "iyilik"i seçer, oysa "iylikle" "kötülük" arasında seçme diye bir şey yoktur. İyilik ve kötülük doğru tanımlanmışsa, insanlığı iyiliğe götüren somut ve özel eylemlerden oluşan yollar ya da insanı kötülüğe götüren yollar vardır.
Seçme konusunda içimizde doğan ahlâksal çatışma genel olarak iyilikle kötülük arasında bir seçme yapmaktan çok somut bir karar vermek zorunda kaldığımız zaman ortaya çıkar.
ERICH FROMM
Seçme konusunda içimizde doğan ahlâksal çatışma genel olarak iyilikle kötülük arasında bir seçme yapmaktan çok somut bir karar vermek zorunda kaldığımız zaman ortaya çıkar.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Bizler, herkesi aynı yol üstünde gördüğümüz için, izlediğimiz yolun bizi bir amaca götürmesi gerektiğine inanmakta olan bir sürüyüz.
ERICH FROMM
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Bizim ahlâk sorunumuz, insanın kendi kendisine karşı kayıtsızlığıdır.
Bu, birey önemine ve bireyciliğine ilişkin duyguyu yitirmiş ve kendimizi kendi dışımızdaki amaçların araçları yapmış olmamız; kendi kendimizi bir eşya olarak görmemiz ve kendi güçlerimizin bize yabancılaşmış olması olgusunda ortaya çıkan bir durumdur.
ERICH FROMM
Bu, birey önemine ve bireyciliğine ilişkin duyguyu yitirmiş ve kendimizi kendi dışımızdaki amaçların araçları yapmış olmamız; kendi kendimizi bir eşya olarak görmemiz ve kendi güçlerimizin bize yabancılaşmış olması olgusunda ortaya çıkan bir durumdur.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
Kararsızlığın, umutsuzluk ve vazgeçişe dönüşmesinin doğal bir sonucu olarak ahlâk değerleri önemini yitirecek, adalete olan güven sarsılacaktır.
Sorgulama ve eleştirme gücünü yitiren birey, ahlâka ve adalete olan bağlarını koparmaya hazır hale gelmiştir.
Artık toplumun ve doğanın sürekliliğini sağlamak için adalet değil, daha çok makineye, dolayısıyla daha çok makineye, dolayısıyla daha çok ekonomik gücü elinde bulundurmaya ihtiyaç vardır.
ERICH FROMM
Sorgulama ve eleştirme gücünü yitiren birey, ahlâka ve adalete olan bağlarını koparmaya hazır hale gelmiştir.
Artık toplumun ve doğanın sürekliliğini sağlamak için adalet değil, daha çok makineye, dolayısıyla daha çok makineye, dolayısıyla daha çok ekonomik gücü elinde bulundurmaya ihtiyaç vardır.
ERICH FROMM
NOT ETTİKLERİM
İnsan, doğruluğu bilmeye ve sevmeye gücü olan bir varlıktır. Ama eğer o, (yalnız bedeni değil tüm varlığı) daha üstün bir güç tarafından tehdit edilirse, zavallı ve korkan bir varlık haline getirilirse anlığı etkilenir; işlevleri bozulup felce uğrar.
Gücün etkisi yalnızca uyandırdığı korkuya değil, eşit ölçüde örtük bir vaade de dayanır. Bu vaad, güç sahibi olanların kendilerine boyun eğen "zayıfları" koruyabilecekleri ve onlara bakacakları türünden bir vaaddir. İnsanın bu tehdit ve vaad birleşimine boyun eğmesi, gerçek düşüşüdür.
Birey sevme gücünü yitirir; çünkü, duyguları kendilerine dayandığı kimselere bağlanmıştır. Ahlâk duygusunu yitirir; çünkü, güç sahibi olan kimselerin sorgulama ve eleştirme konusundaki yeteneksizliği onun herhangi bir kimse ya da şeyle ilgili ahlâksal yargı gücünün etkisini azaltır.
ERICH FROMM
Gücün etkisi yalnızca uyandırdığı korkuya değil, eşit ölçüde örtük bir vaade de dayanır. Bu vaad, güç sahibi olanların kendilerine boyun eğen "zayıfları" koruyabilecekleri ve onlara bakacakları türünden bir vaaddir. İnsanın bu tehdit ve vaad birleşimine boyun eğmesi, gerçek düşüşüdür.
Birey sevme gücünü yitirir; çünkü, duyguları kendilerine dayandığı kimselere bağlanmıştır. Ahlâk duygusunu yitirir; çünkü, güç sahibi olan kimselerin sorgulama ve eleştirme konusundaki yeteneksizliği onun herhangi bir kimse ya da şeyle ilgili ahlâksal yargı gücünün etkisini azaltır.
ERICH FROMM
13 Aralık 2012 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Eylemde bulunanlar ya iyi ya da kötüdürler; insanlar karakter bakımından iyi ya da kötü olmaları bakımından birbirlerinden ayrıldığına göre, bütün ahlâksal özelliklerimiz dönüp dolaşıp sonunda bu iyi - kötü karşıtlığına varır.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Toplum kendisine karşı saygısızca davranışların öcünü gülme ile alır. Doğa ise düzenine karşı saygısızca davranışların öcünü cezalandırarak alır.
HENRI BERGSON
HENRI BERGSON
NOT ETTİKLERİM
Bir insanın düşüncelerini aktarmadaki gücü karakterinin sadeliğine, yani GERÇEĞE olan bağlılığına ve bunu hiç kaybetmeden yansıtma isteğine bağlıdır.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
Doğa zaman içerisinde tüm eşitsizliklerin ortadan kalktığı sürece bu uyumu idrak edebilecek ve devam ettirebilecek bir güçtür.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
NOT ETTİKLERİM
Hiçbir şey sizin ilkeli ve dürüst kullandığınız kendi aklınızdan daha kutsal değildir.
RALPH WALDO EMERSON
RALPH WALDO EMERSON
12 Aralık 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
DİNLE KÜÇÜK ADAM,
YAŞAMINI YÖNETMEYİ ÖĞRENMEME,
KENDİNİ BU YÖNDE EĞİTMEME,
KENDİNİ ELEŞTİRMEME
ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİPSİN.
WILHELM REICH
YAŞAMINI YÖNETMEYİ ÖĞRENMEME,
KENDİNİ BU YÖNDE EĞİTMEME,
KENDİNİ ELEŞTİRMEME
ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİPSİN.
WILHELM REICH
NOT ETTİKLERİM
Kutsal sözcüklerin tohumunu ektim yeryüzüne
Çok geçmeden kötülükler silinecek, savaşçılar ölecek.
Taşlar toprak olacak;
Çok geçmeden anlı şanlı krallar güz yaprakları gibi savrulacak:
Her tufanda, binlerce Nuh gemisi şu sözlerimi yankılatacak:
EKİLEN TOHUMLAR ÜRÜN VERECEK
Eski zamanlarda yaşamış bir BİLGE tarafından yazılmış bir şiir.
WILHELM REICH
Not: Dinle Küçük Adam (adlı eserinde geçiyor)
Çok geçmeden kötülükler silinecek, savaşçılar ölecek.
Taşlar toprak olacak;
Çok geçmeden anlı şanlı krallar güz yaprakları gibi savrulacak:
Her tufanda, binlerce Nuh gemisi şu sözlerimi yankılatacak:
EKİLEN TOHUMLAR ÜRÜN VERECEK
Eski zamanlarda yaşamış bir BİLGE tarafından yazılmış bir şiir.
WILHELM REICH
Not: Dinle Küçük Adam (adlı eserinde geçiyor)
NOT ETTİKLERİM
SEVGİ, ÇALIŞMA ve BİLGİ yaşamımızın tükenmez kaynaklarıdır. Dolayısıyla, yaşamı onların yönetmesi gerekir.
WILHELM REICH
Not: Dr. Wilhelm Reich'in DİNLE KÜÇÜK ADAM adlı eserinden.
Hayatımızı dar eden küçük insanların hem kendilerini hem toplumu nasıl çıkmazlara soktuklarını, gözler önüne seren bir eserdir. Okunmasını tavsiye ederim.
WILHELM REICH
Not: Dr. Wilhelm Reich'in DİNLE KÜÇÜK ADAM adlı eserinden.
Hayatımızı dar eden küçük insanların hem kendilerini hem toplumu nasıl çıkmazlara soktuklarını, gözler önüne seren bir eserdir. Okunmasını tavsiye ederim.
NOT ETTİKLERİM
Aynanın öbür yanı
Dudakları açık - hiçbir ses gelmedi
O aralık kırmızı çizgiden.
Her ne idi ise, o korkunç yara
Sesizce ve gizlice kanadı.
O dilsiz acısını hiçbir iç çekiş rahatlatmadı
Dehşetini anlatmak için SESİ yoktu.
MARY ELIZABETH COLERIDGE
Dudakları açık - hiçbir ses gelmedi
O aralık kırmızı çizgiden.
Her ne idi ise, o korkunç yara
Sesizce ve gizlice kanadı.
O dilsiz acısını hiçbir iç çekiş rahatlatmadı
Dehşetini anlatmak için SESİ yoktu.
MARY ELIZABETH COLERIDGE
NOT ETTİKLERİM
İnsan türü, insanlığın tüm doğal yeteneklerini kendi çabalarıyla, aşama aşama ortaya çıkartmak zorundadır. Her nesil diğerini eğitir.
IMMANUEL KANT
IMMANUEL KANT
NOT ETTİKLERİM
Her SOYLU ahlâk, kendine zafer kazanmış bir şekilde "EVET" demekten gelişirken, KÖLE ahlâkı daha başında "DIŞTA" olana "FARKLIYA" "KENDİ OLMAYANA" "HAYIR" der.
NIETZSCHE
NIETZSCHE
NOT ETTİKLERİM
Kapitalist sistem herkesin ÖTEKİ olduğu ve hiç kimsenin KENDİsi olmadığı bir dünyayı nitelemektedir.
MARTIN HEIDEGGER
MARTIN HEIDEGGER
NOT ETTİKLERİM
Kapitalist sistemin yarattığı İNSANın ıstırabı o kadar derindir ki, artık kendini kendi öz benliğine adamayıp "ötekiler"in, "onlar" denilen belirsiz topluluğun seçimlerine tabi olduğu bir dünyaya sürüklenip gittiğini hisseder.
FRITZ PAPPENHEIM
FRITZ PAPPENHEIM
NOT ETTİKLERİM
Bilgili insan ihtiraslarının ve isteklerinin kölesi olmaz, bilgi ve erdem birbirini bütünler.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Halkı zincire vurmak için aynı zincirleri taşıyormuş gibi görünmek lâzımdır.
VOLTAIRE
VOLTAIRE
NOT ETTİKLERİM
Eğitim, ruhun gücünü iyiden yana çevirmeye bunun için de en kolay en şaşmaz yolu bulma sanatıdır.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Önemli olan bir şeyin doğruluğuna başkalarını inandırmamız değil, kendimizin inanmasıdır.
SOKRATES
SOKRATES
7 Aralık 2012 Cuma
NOT ETTİKLERİM
Aklın erdemi BİLGELİK
Yüreğin erdemi CESARET
İştahın erdemi ÖLÇÜLÜLÜK
BİLGELER - FİLOZOFLAR vardır. Rasyonel olanı, aklı temsil ederler. BİLGİNİN aşığıdırlar. En yüksek mutluluk olanı İYİ İDEASINA erişmeye yatkındırlar.
YİĞİTLER - KORUYUCULAR - BEKÇİLER
Cesareti temsil ederler. Onuru amaçlayan hareketli bir yaşamları vardır.
HIRSLILAR - İŞTAHLILAR
Ruhlarını, iştahsal kısımları yönetir. Bunlar için mutluluk, hazların gerçekleşmesi ve acıdan sakınmadır. Bu nedenle altın, gümüş, mülkiyetin diğer türlerini biriktirmek amaçlarıdır.
Bu üçleme dikkate alındığında elbette BİLGELER - FİLOZOFLAR yöneticiliği hak ederler.
Sahip oldukları BİLGİ EVRENSEL BİLGİDİR ve MUTLAK BİLGİDİR
PLATON
Yüreğin erdemi CESARET
İştahın erdemi ÖLÇÜLÜLÜK
BİLGELER - FİLOZOFLAR vardır. Rasyonel olanı, aklı temsil ederler. BİLGİNİN aşığıdırlar. En yüksek mutluluk olanı İYİ İDEASINA erişmeye yatkındırlar.
YİĞİTLER - KORUYUCULAR - BEKÇİLER
Cesareti temsil ederler. Onuru amaçlayan hareketli bir yaşamları vardır.
HIRSLILAR - İŞTAHLILAR
Ruhlarını, iştahsal kısımları yönetir. Bunlar için mutluluk, hazların gerçekleşmesi ve acıdan sakınmadır. Bu nedenle altın, gümüş, mülkiyetin diğer türlerini biriktirmek amaçlarıdır.
Bu üçleme dikkate alındığında elbette BİLGELER - FİLOZOFLAR yöneticiliği hak ederler.
Sahip oldukları BİLGİ EVRENSEL BİLGİDİR ve MUTLAK BİLGİDİR
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Adalet diğer tüm erdemlerin varlığı için mutlak koşuldur. Adalet, diğer üç erdemin uyum içindeki biraradalığı ile söz konusu olacaktır.
PLATON
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Başka birine yararlı olan insan, yani kendine değil, bir başkasına erdemli davranan insan iyi insandır.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Aslanlar kendi tarihçilerini yetiştirmedikçe, destanlar avcının zaferini söyleyecektir.
AFRİKA ATASÖZÜ
AFRİKA ATASÖZÜ
1 Aralık 2012 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Erdem, yalnızca doğru akla uygun eylem değil, aynı zamanda doğru akla giden bir huydur.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Mutluluk, ruhun tam erdeme göre etkinliğidir. Erdem ise, ruhun akla göre etkinliğidir.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
İnsan ruhunun unsurları olan akıl, istek ve irade arasında doğru bir ilişki olursa, insan mutlu olur.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
BİLGELİK, CESARET, ÖLÇÜLÜLÜK
Bu üç duygu arasındaki dengeyi sağlayan ADALET ERDEMİdir.
PLATON
Bu üç duygu arasındaki dengeyi sağlayan ADALET ERDEMİdir.
PLATON
NOT ETTİKLERİM
Davranışı herhangi bir şekilde kurala bağlı olmayan bir insan, insanlar topluluğuna akıllı bir varlık olarak iştirak edemez.
SOKRATES
SOKRATES
NOT ETTİKLERİM
Doğruluk, aklın açık - seçik tutarlı bir şekilde aydınlattığı bir yargıdır.
DANIEL GOLEMAN
DANIEL GOLEMAN
NOT ETTİKLERİM
Fikir ve zihin eğitimi öğretimle, ahlâk eğitimi ise alışkanlıkla sağlanır.
ARISTOTALES
ARISTOTALES
NOT ETTİKLERİM
Hiç kimse deneyim sahibi olmadığı şey konusunda doğru bir şey söyleyemez ve yapamaz.
SOKRATES
SOKRATES
28 Kasım 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Umutsuzluğa düştüğümde, tarih boyunca doğruluk ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım.
MAHATMA GANDHI
MAHATMA GANDHI
NOT ETTİKLERİM
Aydınlanmış bilinç, dünya sorunlarına eleştirel bakmayı başaran bilinçtir.
IMMANUEL KANT
IMMANUEL KANT
24 Kasım 2012 Cumartesi
NOT ETTİKLERİM
Güzel sanatlarda başarı; bütün inkılâpların başarılı olduğunun en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatı ile tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.
ATATÜRK
ATATÜRK
NOT ETTİKLERİM
Sanat bir canlandırmadır, bilim bir açıklamadır, her ikisi de gerçeklikle uğraşır, biri onu canlandırır, diğeri ise açıklar.
HERBERT READ
HERBERT READ
NOT ETTİKLERİM
Yaşam kalitesi - yaşamın anlamının algılanması, bireyin yarattığı, sevdiği, inandığı ya da miras olarak geride bıraktıklarını yansıttığı zaman anlam duygusu ortaya çıkar.
VIKTOR EMIL FRANKL
VIKTOR EMIL FRANKL
NOT ETTİKLERİM
Felsefenin olmayışı, eğersiz atın üstüne binerek, çılgın bir şekilde oradan oraya gitmeye benzer.
WILLIAM VAN TIL
WILLIAM VAN TIL
NOT ETTİKLERİM
Eğitim, devletin kendi ideolojik hegemonyasını kurmada ve sürekliliğini sağlamada bir araç, devlete uygun bireyler yetiştirmede bir aygıt olarak görülür.
Egemen ideolojinin dışına çıkmayan, ondan bağımsız düşünemez hale getirilen birey, ideallerini gerçekleştirmede, özgür düşünmede, sanatsal yaratıcılıkta körelir.
LOUIS ALTHUSSER
Egemen ideolojinin dışına çıkmayan, ondan bağımsız düşünemez hale getirilen birey, ideallerini gerçekleştirmede, özgür düşünmede, sanatsal yaratıcılıkta körelir.
LOUIS ALTHUSSER
19 Kasım 2012 Pazartesi
NOT ETTİKLERİM
Yargılarına, bakışlarına teslim olduğumuz başkaları bizim ne olmak istediğimize hiç önem vermeksizin, bizi geçmişimizle, ya da o anki davranışlarımızla, "iyi", "kötü", "güzel", "çirkin" gibi kelimelerle nitelendirirler.
JEAN PAUL SARTRE
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Savunmaya geçmediğim sürece ben başkasının bakışına ve yargılarına teslimiyet halindeyim. Çünkü başkası kendisi için benim bu nesne olduğum varlıktır. Benim düşüşüm onun varoluşudur.
JEAN PAUL SARTRE
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Bana başkasının bakışını ve o bakışın sonunda da kendimi açan "utanç" ya da "gurur"dur.
JEAN PAUL SARTRE
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
Utanç "ben"in utancı olup, kişinin kendisini yeniden tanımasına imkân verir. Başka bir deyişle utanç, benim gerçekten başkasının baktığı ve sorguladığı bir nesne olduğum olgusunun yeniden kavranışıdır.
Bu utanç, bir yanılgıya düşmüş olmamdan kaynaklanan bir duygu olmayıp, başkasının gözünde özgürlüğümü ve değerimi yitirişimden kaynaklanan bir ilk düşüş duygusudur.
JEAN PAUL SARTRE
Bu utanç, bir yanılgıya düşmüş olmamdan kaynaklanan bir duygu olmayıp, başkasının gözünde özgürlüğümü ve değerimi yitirişimden kaynaklanan bir ilk düşüş duygusudur.
JEAN PAUL SARTRE
NOT ETTİKLERİM
İyi ve namuslu şeylere karşı sevgi dolu kalbim, hayatta masumluk ve mutluluktan başka bir şey görmediği zaman, arkasında felâketlerimin uzun zincirini sürükleyecek olan uğursuz anın eşiğine varıyordum.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Hayatın çalkantısına ta çocukluğumda atılmış olan ben, bu dünyada yaşamak için yaratılmamış olduğumu ve gönlümün arzuladığı duruma asla gelemeyeceğimi deneyimlerimle erkenden öğrendim.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Kendinize iyi bir yol gösterici mi arıyorsunuz, daima tabiatın gösterdiği yoldan gidiniz.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
NOT ETTİKLERİM
Tabiatın size verdiği meziyetlere dönün, eğreti halleri bırakın, tabiiliği benimseyin.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
JEAN JACQUES ROUSSEAU
15 Kasım 2012 Perşembe
NOT ETTİKLERİM
Uygarlığımızın geleceği, bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır.
JOHN DEWEY
JOHN DEWEY
NOT ETTİKLERİM
John Dewey ve küçük oğlu çamurlu suyun içinde yürüyordu. Dewey'in yüzünde ne yapacağını bilememenin acizliği okunuyordu. Onun bu halini gören arkadaşı "Çocuğu sudan çıkar John, yoksa üşütecek" dedi.
Bunun üzerine "Biliyorum, biliyorum" dedi. Dewey " Ama onu bu çamurlu sudan çıkarmamın bir faydası olmayacak" "Onun bu çamurlu sudan çıkmayı kendinin arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum" dedi.
JOHN DEWEY
Bunun üzerine "Biliyorum, biliyorum" dedi. Dewey " Ama onu bu çamurlu sudan çıkarmamın bir faydası olmayacak" "Onun bu çamurlu sudan çıkmayı kendinin arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum" dedi.
JOHN DEWEY
NOT ETTİKLERİM
Eğer ben doğruyu biliyorsam ve sen cahilsen, senin düşüncelerini ve yolunu değiştirmek benim için ahlâki bir görevdir; böyle yapmaktan geri durmak ZULÜM ve BENCİLLİKtir.
BARUCH SPINOZA
BARUCH SPINOZA
NOT ETTİKLERİM
En kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey mimarın kuracağı yapıyı önceden kafasında tasarlamasıdır.
KARL HEINRICH MARX
KARL HEINRICH MARX
NOT ETTİKLERİM
Aranızda sadece komşu çocukları sokacaklarına dair anlaşma olsa bile yılanlara kendi bahçenizde yuva yaptırmamak gerekir. Eninde sonunda dönüp sizin çocuklarınızı da sokacaktır.
GENERAL DAVİD PETREUS
GENERAL DAVİD PETREUS
14 Kasım 2012 Çarşamba
NOT ETTİKLERİM
Ümit ediyoruz ki eğitim sırasında yetenekleri geri itilmez, deforme edilmez ise her insan sanatçı olabilir. Bir sanat yolu bularak kendini anlatabilir.
HERBERT READ
HERBERT READ
NOT ETTİKLERİM
Sanat yapılmış bir şey değil, gidiş ve akışa bırakılmış oluşan bir şeydir. Doğal bir düzencedir. İçinde oranlar ve ritimler vardır. O'nun için sanatla uğraşan kişi ve çocuk çevresinde bir uyum bulur.
HERBERT READ
HERBERT READ
NOT ETTİKLERİM
Sanat ne yazınsal içerikten, ne de öykünmeci içerikten, ne de ahlâksal içerikten çıkarılır.
HERBERT READ
HERBERT READ
NOT ETTİKLERİM
Bir biçimin algılanması, insanın onu kendi bedensel duygulanımı içine sokmasıyla mümkündür.
HERBERT READ
HERBERT READ
NOT ETTİKLERİM
Sanatçı ayrıcalıklı kişidir. O coşkuyu oluşturan iç kaynaklardan gelen bir destek olan herhangi bir elemanı saf dışı etmez, onun amacı bu gibi elemanları apaçık bir biçimde sunmaktır.
İd, adını verdiğimiz, derinlerinde oluşmuş tabakalardan gelen güçleri sergiler, hatta alışılagelmiş bir gerçeklik kavramı onu rahatsız bile eder. Zihnin ihmal edici faktöründen kaçınma arzusunu taşır ve dünyayı bütün varlığı ve canlılığı ile sezer. Zihnin içteki süreçleriyle algılar. Tek sorunu uzlaşmadır. Sıradan insanla ters düşmemek ya da şaşkınlık yaratmamak için içgüdüsel enerjilerin taşkınlıklarını kontrol eder.
O, bunu yasa tanımayan imajlarını maskeleyerek yapar. Şekillere biçim proporsiyon verir.
Geniş halk yığınınca kabul edilebilecek şekilde sembollerle bezer ve mitlerle süsler.
Buna göre denilebilir ki artistik süreç iki ayrı yönü içermektedir.
Birincisi; esinlenme psikolojik anlamıyla bilinçsizliğin alt katmanlarına uzanan bir yoldur.
İkincisi; işsizlik sürecidir. Sanat eğitiminde amaç; çocuklarda masum bir gözün sevinci ve görebildiklerini korumaktan başka bir şey olmamakdır.
HERBERT READ
Not: İd: İlkel benlik (alt bilinç)
İd, adını verdiğimiz, derinlerinde oluşmuş tabakalardan gelen güçleri sergiler, hatta alışılagelmiş bir gerçeklik kavramı onu rahatsız bile eder. Zihnin ihmal edici faktöründen kaçınma arzusunu taşır ve dünyayı bütün varlığı ve canlılığı ile sezer. Zihnin içteki süreçleriyle algılar. Tek sorunu uzlaşmadır. Sıradan insanla ters düşmemek ya da şaşkınlık yaratmamak için içgüdüsel enerjilerin taşkınlıklarını kontrol eder.
O, bunu yasa tanımayan imajlarını maskeleyerek yapar. Şekillere biçim proporsiyon verir.
Geniş halk yığınınca kabul edilebilecek şekilde sembollerle bezer ve mitlerle süsler.
Buna göre denilebilir ki artistik süreç iki ayrı yönü içermektedir.
Birincisi; esinlenme psikolojik anlamıyla bilinçsizliğin alt katmanlarına uzanan bir yoldur.
İkincisi; işsizlik sürecidir. Sanat eğitiminde amaç; çocuklarda masum bir gözün sevinci ve görebildiklerini korumaktan başka bir şey olmamakdır.
HERBERT READ
Not: İd: İlkel benlik (alt bilinç)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)