30 Haziran 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

Tevazu olmadan doğa sevgisi olmaz. Doğa en yaşlı alimlerini bile, feci bir gaftan dolayı durmaksızın, sınıfın en gerisine gönderir.


ALFRED AUSTİN

29 Haziran 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

  • Eğer iyi bir şey arıyorsan, bunu kendinden al.
  • Epictetos "doğamız nedir?" diye sorar ve hemen ardından şöyle yanıtlar: "kendine saygılı, asil ve özgür bir birey olarak davranmak"
  • Ahlâk amacının dışındaki alanda ne iyi ne de kötü diye bir şey vardır.
  • Dışsal olanlar kontrolümün altında değillerdir.
  • İyinin ve kötünün özü istencin tutumundadır.

EPİCTETOS

28 Haziran 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

Çoğu kimse politik görüşlerini belirlerken, toplumun iyiliği isteğiyle yola çıktığını düşünür; ancak on kişiden dokuzunun politik eğilimi, onun geçimini nasıl kazandığına bakılarak kestirilebilir.


BERTRAND RUSSEL

SORGULAYAN DENEMELER

(İnsan Rasyonel olabilir mi?)



27 Haziran 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

  • Bilgisizlikle uyum içine giren bir unsurun, akıl olarak bir değeri yoktur.
  • Kanlıdır son sahne, nitekim bütün öteki oyunlarda güldürücü güzeldir. Sonunda başına yıkılır insanın dünya, işte hep böyledir.
  • Konuşmada beğenilme ve etkili olma gereklidir; ancak beğenilmeden de anlaşılması gereken gerçektir.
  • Sizin için iyi düşünmelerini ama bundan söz edilmemesini isteyiniz.
  • Ölümden korkmak, sakıncalı bir durumdan uzak kalmaktır, sakıncalı durumda bulunmak değil, önce insan olma gereği var.


BLAİSE PASCAL

DÜŞÜNCELER

25 Haziran 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

  • Olmak ya da Olmamak, işte bütün mesele bu
  • Cehalet Tanrı'nın laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
  • Buz kadar lekesiz, kar kadar temiz olsan bile, iftiradan kurtulamazsın.
  • Aslında biz rüyaların yapıldığı kumaştanız.
  • Cehennem boş, tüm şeytanlar burada
  • Ölçülebilen bir sevgi, zavallı bir sevgidir.
  • Gerçek, kulübesinde hapsedilen sadık bir köpektir.
  • Bir erkeğe yaraşan her şeyi yapmayı göze alabilirim; ama daha fazlasını yapmak erkeklik değildir.
  • Hayat, gelip geçen bir gölgedir.
  • Kendini boşuna harcamış olur insan, dilediğine ulaşıp da sevinç duymazsa. Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, yıkmakta kazandığın yapmacık bir mutluluktur.
  • İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi.
  • Ne kadar da fakirdir sabrı olmayanlar
  • Dünya bir oyun sahnesidir.
  • Konuşmadan önce düşün, hareket etmeden önce ölç.
  • İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarında yaşar. İyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür.
  • Konuşmadan önce düşün ki, konuştuktan sonra düşünmeyesin.
  • Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir.
  • Her dost dosdoğru dost olmuyor.
  • Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir.
  • Herkese kulağını, ama çok az insana sesini ver.
  • Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.
  • Gözyaşı ile yıkanan yüzden daha temiz bir yüz olamaz.
  • Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur.
  • Geçmiş bir dost için yakınmak, yeni dertler edinmektir.
  • Felaket dost sayısını sıfıra indirir.
  • Daha iyi, iyinin düşmanıdır.
  • Bir iftira başka iftiraları doğurur.
  • Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikçileridir.
  • Ben zamanı harcadım. Şimdi de zaman beni harcıyor.
  • Ayrılmanın gökteki yıldızlar kadar çeşidi vardır.
  • Sevecek olan ilk başta sever.
  • Aşk bir deliliktir.
  • Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.


WİLLİAM SHAKESPEARE

22 Haziran 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yarim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yarim kara topraktır

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gonca gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Dileğin varsa ise Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul Allah'a
Hak'kın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yarim kara topraktır

Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yarim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır


AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU

20 Haziran 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

ZİHNİN PUTLARI


Bilimin kılavuzu felsefenin, gerektiği konuma gelebilmesi, insanın bilim ışığı altında yükselebilmesi için, zihnin "putları" yıkılmalıdır. "put"tan kasıt, gerçeklerin yerine konulmuş, yanlış ve hatalı, akıl-dışı yöntemler ve düşüncelerdir.

Bu yanlış düşünceler, sadece yeni yanlışlıkların doğmasına yol açar ve böylece bilimin gerçek yolunun ve gerçeklerin üstünü örter.

Eserde dört çeşit putla karşılaşırız:

  • Kabile (Oymak) putları
  • Mağara putları
  • Çarşı putları
  • Sahne putları

KABİLE (OYMAK) PUTLARI


Tüm putların en önemlisi ve en zararlısıdır. Gelenekten veya doğal yapımızdan gelen görüşleri, araştırma yapmaksızın kabul etmeyi içerir.

Oysa, düşüncelerimiz nesnelerden çok kendimizi, bakış açımızı yansıtır. İnsan olmasını istediği şeye kolaylıkla inandığı için birçok geri dönüşü olmayan yanlış kanılara sapar.



MAĞARA PUTLARI

Yaratılıştan ve doğadaki gelişim süreci yüzünden biçimlenen ve daraltılan bakış açısını ve zihni tanımlar. Oysa gerçek ne dar bir alana sıkıştırılmıştır ne de tarafgirdir.

Mağara putları kişinin gelişmesini, daha geniş bir pencereden bakmasını engelleyen yanlışlıklar, dar bakış açılarıdır.



ÇARŞI PUTLARI

İnsanları birbirleriyle ilişkilerinden ve alışverişlerinden meydana gelir. Anlaşılacağı gibi dil ve insan ilişkileri ile ilgilidir. Dilin, kelimelerin ve insan ilişkilerinin zihni daralttığı noktaları ve doğurduğu yanlışları simgeler.



SAHNE PUTLARI

Filozofların, eski çağlarda ürettiği temelsiz, dramatik dogmalardır.



İnsan zihnini körelten bu putlar yıkılmadıkça, felsefe ve bilim karanlıktan kurtulamaz.



FRANCİS BACON

Novum Organum
adlı eserinden


NOT ETTİKLERİM

AHLÂK VE POLİTİKA

  • Sevdiğimiz bir yüksek düzen var. Yüreklerde ve vicdanlarda egemendir. Bir başka düzen de var kanlı, orada insan kendini yadsır ve gücünü kinden alır.
  • Toplum düzeni içinde bu denge, değişmez şey yönetenle, yönetilen arasındaki dengedir.
  • Anlaşma dediğimiz de, yüksek bir ilke adına yapılır. Bu ilke bizim için doğruluktur.
  • Doğruluk olmayan yerde düzen olmaz. Ulusların en yüksek düzeni, onların mutluluğuna bağlıdır.
  • Kimse, kendi dilediğini zorla kabul ettirmek için, düzen gerektiğini ileri süremez.
  • Doğruluğu besleyen düzen değildir. Düzeni ortaya koyan, gün ışığına çıkaran doğruluktur.
  • O düzen ki, kendi kendisiyle ve yazgısıyla barışmış bir ulus içinde, herkesin iş ve dinlenme payı olsun. İşçi küsmeden ve gözü başkalarında kalmadan çalışsın. Sanatçı, insanlığın dertleriyle içi burkulmadan yaratsın ve herkes, yüreğinin sessizliği içinde kendi durumu üstüne düşünebilsin.
  • Biz bu zorbalıklar, gürültüler dünyasını sevmiyoruz. İçimiz onu sevecek kadar bozuk değil.
  • Böylesi bir dünyada en iyi yanımız, umutsuz bir savaşta yıpranıyor.
  • Bir düzen var ki, biz onu istemiyoruz. Çünkü, bu düzen, bizim aradan çıkmamızı ve insanoğlunun, umudunu kesmesini gerektiriyor.


ALBERT CAMUS

Ahlâk Ve POLİTİKA III

NOT ETTİKLERİM

DENGE VE ANLAŞMA OLMAYAN YERDE DÜZEN OLMAZ


ALBERT CAMUS


19 Haziran 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

YURTSEVERLİK


Basın Yayın Bakanı, önceki gün konuştu. Konuşmasını bütünüyle beğendik. Ama üstünde durmamız gereken bir nokta var: Bir bakanın yurduna insanca bir ahlâk adına seslenmesi ve ona ödevlerini anımsatması her zaman rastlanan şeylerden değildir.

Bakan, birçok Fransız'ın nasıl güçsüzlükten, ihanete kadar sürüklendiğini açıkladı.

Düşmana yaranan ve işin kolayına kaçan insan, bir yerde duramıyor ve bir ödünden diğerine sürükleniyordu.

Bir ödün diğerinden daha ağır değildi, ama ikisi bir araya gelince, bir alçaklık oluyordu. İki alçaklık bir araya gelince de, insanda onur diye bir şey kalmıyordu.

Gerçekten de yurdumuzun dramı budur işte. Bunu önlemenin kolay olmayışı, insan bilincinin işe karışmasından ileri geliyor.

Çünkü, bu durumda EVET ya da HAYIR demenin keskinliği var. Fransa köhneleşmiş bir bilgeliğe dayanıyordu.

Bu bilgelik, genç kuşaklara şöyle bir ders veriyordu:

"Yaşam böyledir, kimi işleri oluruna bırakmalı, ödün vermek gerekir. İnsan coşkunluğu uzun sürmez; kötülerin, ister istemez, haklı oldukları bir dünyada, haksız duruma düşmemeye çalışmalı"

Biz bu durumdaydık işte. Bizim kuşağımızın insanları, haksızlık karşısında irkilince, "bu da geçer" diyorlardı.

Böylece, işin kolayına kaçan ve dünyaya küsen bir ahlâk, insandan insana yayıldı.

Böyle bir hava içinde, Fransa'yı kendi üstüne eğilmeye çağıran, ürkek ve titrek bir sesin yapacağı etkiyi bir düşünün.

İnsanın en kolayına gelen, rahatını arayan yanına başvuran, kazançlı çıkar her zaman.

Onur isteğine gelince, bu istek kendine ve başkalarına karşı korkunç bir sorumluluğu gerektirir. Yorucu bir iştir bu, orası öyle. 1940'tan önce de birçok Fransız yorulmuştu gerçekten.

Hepsi yorgun değildi. Resistance'a (Dayatış Hareketi) katılan Fransız'ların çoğunun, yurtseverliği meslek edinmiş insanlar olmaması, birçoklarını şaşırtmıştı.

Neden böyle oldu? Çünkü, yurtseverlik gerçekte bir meslek değildir. Kimi insanlara göre yurtseverlik, yurdunun haksız olmamasını istemek ve bunu yurduna söylemektir.

Bir de şu var: Bu adamların giriştikleri garip savaş, yalnız yurtseverlik kaygısıyla olmamıştır.

Bu işte bir incelik, bir duyarlılık, her türlü dalavereden iğrenen bir dürüstlük, burjuvaların kusur saydığı bir gurur, kısacası bir " HAYIR" deme gücü gerekiyordu.

Birçok bakımdan zavallı olan bu dönemin büyüklüğü şuradadır ki, bu dönemde insan seçtiğini tertemiz bir yürekle seçiyordu. Bu dönemde insan, boyun eğmemeyi en büyük ödev sayıyor, uzlaşmacı ahlâk, sonunda topu atıyordu.

Bu dönemde kötüleri haklı da bulsanız, haksız olmayı kabul etmek gerekiyordu. Yaşamak için, utanca, yalana ve zorbalığa katlanmaktansa, ölmeye razı olmak zorundayız.

İşte, bugün Fransa'da ve toplumun her basamağında yeniden kurulması, yeniden uyandırılması gereken duygu, bu bükülmezlik ve boyun eğmezliktir. Şunu bilmeliyiz ki, her bayağılığa katlanma, her vazgeçme, her kolaya kaçma, bize düşman tüfekleri kadar zararlıdır.

Şu dört yıllık, korkunç sınavlarda yorgun düşen Fransa'nın artık yorulmaya, yorgun bir Fransa olmaya hakkı yoktur.

Yeniden kalkınmamızın tek koşulu budur.

Bizi kurtaracak şey, "HAYIR" demesini bilmiş olan insanlarımızın yarın aynı sarsılmazlıkla ve çıkarım düşünmeden "EVET" demesini bilmeleridir.


ALBERT CAMUS

18 Haziran 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

  • Bütün olmaya çalış! Olamıyorsan işe yarar bir parça ol ve bütüne katıl.
  • Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.
  • Büyük ruhlar sesizce katlanır.
  • Hiçbir şeyden korkmuyorum, hiçbir şeyden! senin sevginin sınırları hariç.
  • Doğruluk her türlü şartta meyve verir.
  • Bilgeliğin, ak saçların bilgeliği olsun. Fakat kalbin, masum çocukların kalbi olsun.


FRİEDRİH SCHİLLER

17 Haziran 2011 Cuma

NOT ETTİKLERİM


GÜZEL GECE


Artık kulübeyi terk ediyorum,

Sevdiklerimin meskenini;

Yalnız, alçak adımlarla dolaşıyorum

Issız ve karanlık ormanın içini.

Luna (ay) doğuyor çalı ve meşeler ortasından,

Zefir (meltem) seyrini bildiriyor,

Huş ağaçları eğilerek serpiyor yukarıdan

Ona doğru, en tatlı tütsüyü seriyor.

Nasıl tapınıyorum serinlikte,

Bu güzel yaz gecesine!

Ah, ne damıtıcı burada duygulanma,

Ruhu şen ve mutlu kılan;

Neşene nafile dokunamadan!

Ama, gene de isterdim ki, ey sema sana

Binlercesine böyle gece bırakmak,

Yarimi verseydin bir tek bana.


GOETHE

Çeviren: MUSA AKSOY

NOT ETTİKLERİM

GEÇER GİDER


Geçer gider yeryüzünde en güzel nimetler bile,

Zaman sınırlarını aşan düşüncelerimizle,

Yaptığımız etki düşünenlere,

Bir o vardır o kalır sonsuzluğa.



GOETHE

Çeviren: MUSA AKSOY

16 Haziran 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

Bir sanatçı ancak iki niteliğini hiçbir biçimde göz ardı etmiyorsa sanatçıdır. Bu iki nitelik, aynı anda hem kendisi hem de bir başkası olabilme gücüdür.


CHARLES BAUDELAİRE

NOT ETTİKLERİM

KEMPTON-WACE MEKTUPLAR

Romanın kurgusal karakteri Wace tanıdığı iki kadın karakteri hakkında, biri eğlencelik diğeri ise göğüs kabartan harika bir anneydi. Bu türü bilirsiniz, onlara "İNSANLIĞIN ANNELERİ" derim.

Bu analar öyle ki, hayatın hiyerarşik düzeni içerisinde en son, en yüksek ve en kutsal basamaklarda yer alırlar.

Ben gönül maceralarımı akılcı bir davranışla düzenlemeyi tercih ederim...

Bu sebeple Hester Stebbins ile evlendim.

Ne modası geçmiş hayvansı seks çılgınlığı, ne de eskimiş romantizmin büyüsüne kapılıp evlenmeye zorlandım.

Ben, beden ve ruh sağlığı ile uyumlu bir beraberlik için sözleşme imzaladım. Benim akıl gücüm bu sözleşmeden zevk almalı.

Onu evlenmek niyetinde olduğu kadına mecbur eden şeyin ne olduğunu araştırırken de Wace şöyle der.

"İÇİMİZDEKİ, HER ERKEK VE KADININ İÇİNDEKİ DOĞA ANA, SOY SOP DİYE HAYKIRIR" der.


JACK LONDON

15 Haziran 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

  • Aydınlanma; kişinin kendi aklını kullanmaya cesaret etmesidir.
  • İki şey vardır ki, ruhumu hep yeni, hep artan bir hayranlık ve müthiş bir saygıyla dolduruyor. Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve vicdanımdaki ahlâk yasası.
  • İnsanlar ışığı görmez. Işıkla görür.
  • Aklımda merak, şüphe uyandıran iki şey vardır. Üzerimde yıldız gibi parlayan cennet ve içimdeki ahlâk yasası.
  • Başkalarını kendi amaçlarını gerçekleştirmek için araç görme.
  • Bilgi deneyle başlar ama deneyden doğmaz.
  • Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalıp, ezilmekten yakınmamalıdır.
  • Bütün sahip olduğumuz bilginin, tecrübe ile başladığına şüphe yoktur.
  • Zaman sesiz bir testeredir.
  • Kavramlar duyusuz boştur. Duyular kavramsız kördür.
  • Dogmalar ve kurallar, insanın doğal yetilerinin akla uygun kullanılışının ya da daha doğru bir deyişle kötüye kullanılmasının bu mekanik araçları, erginleşme ve olgunlaşma için sürekli bir ayakbağı olurlar.
  • Ne var ki, her yandan "düşünmeyin! aklınızı kullanmayın!" diye bağırıldığını işitiyorum. Asker "düşünme, eğitimini yap!" maliyeci "düşüme, vergini öde!" din adamı "düşünme inan" diyorlar.


IMMANUEL KANT

14 Haziran 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

Her insan, herkes karşısında, her şeyden sorumludur.


DOSTOYEVSKİ

NOT ETTİKLERİM

  • Nezaket bir kişinin, kendisinin veya çevresindekilerin meziyetlerine ilişkin görüşlerine saygılı olma alışkanlığıdır.

  • Kendisine, kendi küçüklüğünü görme olanağı vermeyen hiç kimse, muktedir olduğu yüceliğe erişemez.


BERTRAND RUSSELL

13 Haziran 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

  • İnsanlar, konuştukları gibi düşünürler.
  • Evrensel dil, fikirlermizin alfabesidir.
  • Bilimselliğin, bir boyutu evrensellikse diğer boyutu apaçıklıktır.
  • Ruhumuz, yalnızca kavramları ya da fikirleri değil bir takım ilkeleri de içerir.
  • Ben ülkeler için ya da herhangi bir ulus için kendinden geçenlerden değilim; tümüyle insan türünün iyiliği için çalışıyorum.

LEİBNİZ

12 Haziran 2011 Pazar

NOT ETTİKLERİM

Sahip olunması zorunlu tek şey var. Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...


NİETZSCHE

11 Haziran 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

Ey İnsanlar, günahkâr besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmeye bir son veriniz.

Ekinlerimiz var, dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız var, bağlarda olgun üzümlerimiz var, kimileri ateşte pişirilebilen lezzetli bitkilerimiz ve otlarımız var.

Sütten mahrum değilsiniz, kekik çiçeklerinin üzerindeki hoş kokulu baldan da.

Dünya sonsuz zenginliği ve cömertliğiyle, bütün ihtiyaçlarımızı fazlasıyla karşılar ve öldürmeye ya da kan dökmeye gerek kalmaksızın size yiyecek verir.

Et, yalnızca yabani hayvanların açlığını giderir. Hatta bütün hayvanların da değil.

Atlar, koyunlar ve çiftlik hayvanları, çimenlerle beslenir. Ama vahşi ve saldırgan olanlar; aslan, kaplan, kurt ve ayılar yiyeceklerini kanla ıslanmış olarak severler.

Ah ne kadar yanlıştır, etten bedenleri etle beslemek; açgözlü bir bedeni, başka bir bedeni yiyerek semirtmek; bir yaratığın yaşamını bir başka yaratığın ölümüne bağlamak!

  • İnsanın bilebileceği tek şey olan kendisiyle yetinmelidir.
  • İnsan her şeyin ölçüsüdür.
  • Her şey herkese nasıl görünüyorsa öyledir.
  • Rüzgâr üşüyen için soğuk, üşümeyen için soğuk değildir.

PROTAGORAS

NOT ETTİKLERİM

DİL DÜŞÜNCENİN TENİDİR


HEGEL

NOT ETTİKLERİM

Grimm kardeşler çeşitli mahalli lehçeleri incelemişler, daha sonra köy köy. kasaba, kasaba dolaşarak, akşam sohbetlerinde yüzyıllardan beri anlatılagelen eski Alman şaiirlerini, efsanelerini ve masallarını derleyip, edebi bir uslûpla yeniden yazıp ÇOCUK VE YUVA masalları adı altında yayınlamışlardır.


Eserleri :

HANSEL'LE GRETEL

PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER

KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ

ORMANDAKİ EV

SU PERİLER

RAPUNZEL

ALTIN SAÇLI ŞEYTAN

BREMEN MIZIKACILARI

PARMAK ÇOCUK

UYUYAN GÜZEL

FARELİ KÖYÜN KAVALCISI

KURBAĞA PRENS

KURT VE YEDİ KÜÇÜK OĞLAK

KAR BEYAZ İLE KIRMIZI GÜL

ÇİZMELİ KEDİ

KURT İLE YEDİ KEÇİ YAVRUSU




JACOB GRİMM

WİLHELM GRİMM


Grimm kardeşlerden
LUDWİG EMİL GRİMM'de dünyaca tanınmış bir ressam ve grafikçidir.




NOT ETTİKLERİM

Alay etmeyi bilen kişiler, yapıları gereği dostluğa pek yatkın olmayan kişilerdir.


DEMOKRİTOS

NOT ETTİKLERİM

Bir insanın kişiliği, en iyi kendi özel yaşayışında belli olur. Çünkü o zaman zorunluluktan doğan yapmacıklara sapamaz.

Öfkelenince bütün kuralları unutabilir. Umulmadık bir durumla da karşılaşınca, alışkanlıkları işe yaramadığı için sinirlenebilir.

Yaradılışları, işlerine uygun düşen insanlar, mutlu insanlardır.


FRANCİS BACON

İnsanın Yaradılışı üstüne

10 Haziran 2011 Cuma

NOT ETTİKLERİM

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,

Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka

Bir dost göz arayışıyla,

Saat tıkırtısıyla...

Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,

Ama;

"Günün aydın, akşamın iyi olsun" diyen biri olmalı.

Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.

Yoksa, zor değil, hiç zor değil,

Demli çayı bardakta karıştırıp,

Bir başına yudumlamak doyasıya.

Ama; "çaya kaç şeker alırsın?"

Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...


CAN YÜCEL



NOT ETTİKLERİM

Bir insan ne kadar çok bilgili ise o kadar çok yalnızdır.

NOT ETTİKLERİM

  • İnsanın kişiliği ya yararlı bitkiler yetiştirir ya da ayrıkotları, yararlıyı zamanında sulamalı, ayrıkotunu da söküp atmalı.
  • Göğsünü saran zincirleri birden kıran, aynı zamanda sızlanmayı da kesen kimse, ruhunun en büyük kurtarıcısıdır.

FRANCİS BACON

İnsanın Yaradılışı Üstüne

NOT ETTİKLERİM

BİLİM DOĞANIN ÖZÜNE YÖNELMEDİR


FRANCİS BACON

9 Haziran 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

  • Felsefe, neleri bilmediğini bilmek ve kendini bilmektir.


SOKRATES



  • Felsefe, ilkeler ya da ilk nedenler bilimidir.


ARİSTOTELES


  • Felsefe, doğruyu bulma yolunda düşünsel çalışmadır.



PLATON



  • Felsefe, inanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır.


PETRUS ABEILARDUS



  • Felsefe, evreni açıklamaktır.



HEGEL




  • Felsefe, doğayı bilmektir.


GİORDANO BRUNO




Felsefe, deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üstünde düşünmektir.


FRANCİS BACON



Felsefe, bütün bilimleri birleştiren bir bilim, bir bilimler bilimidir.



AUGUSTE COMTE



Felsefe, doğabilimleriyle, doğabilimleri de felsefeyle sürekli olarak bağlı kalmak zorundadır.


LUDWİG ANDREAS FEUERBACH








8 Haziran 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

Ben vaktimi kadınlarla geçirip, cinsel arzularımı tatmin edeceğime ezilen işçi sınıfını bulunduğu bataklıktan çıkarmayı yeğlerim. Üstelik kadın cinsel eğlence aracı değildir.

Asla böyle aşağılık bir tabaka da bulunamaz. Kadını aşağılık bir yaratıkmış gibi eğlenme amaçlı görenler ise Burjuvadan başkası değildir. Sözüyle aile ve kadına bakış açısını, kısaca özetlemiştir.

ENGELS PARA'NIN OLMADIĞI BİR DÜNYA İSTİYORDU



Engels bu fikrini ölmeden birkaç saat önce yaşadığı olayı yine ölmeden önce yazdığı son makalesinde şöyle bir örnekle açıklamıştır.

Kaldığım otelin resepsiyonunda bir kadın ve yanında da kısa-şişman bir adam gördüm.

Uzaktan izlemeye başladım. Adam kadını bir köşeye çekti ve yüzüne iki yumruk attı ve yüksek sesle bağırdı;
"Bana bak fahişe! Şimdi odaya çık ve o adamı memnun et."

Ben bunu duyunca kadının odaya çıkmasını engelledim. Polis çağırarak adamı tutuklattım. Kadına bir bilet parası verdim. Ona Manchester'daki fabrikama gidip çalışmasını ve fabrikaya gittiğinde benim adımı vermesini söyledim. Bir de kartımı verdim. İnanmadıkları takdirde kartımı göstermesini ve kendisini işe mutlaka alacaklarını söyledim.

Ama kadın hızlı adımlarla odaya çıktı.

Ben biraz bekledim. Kadın odadan inince ona şunları söyledim.


PARA HER KAPIYI AÇAR AMA KİLİTLEYEMEZ



FRİEDRİCH ENGELS



NOT ETTİKLERİM

PARA HER KAPIYI AÇAR AMA KİLİTLEYEMEZ


FRİEDRİCH ENGELS

NOT ETTİKLERİM

  • İstençli bilginler ve erdemli insanlar, erdemlerine zarar verecek bir yaşama yolunu aramazlar, dahası erdemlerini yetkinleştirmek için yaşamlarını bile verirler.
  • Büyük ve üstün insanın hedefi gerçekliktir.
  • Erdem, bir insan için su ve ateşten de önemlidir. Ben ateş ve su içinde ölen insanlar gördüm ama erdem içinde ölenleri görmedim.
  • Bir insan yanlışları olup da düzeltmezse, bunları benimsemiş demektir.
  • Bir insan geleceği düşünmezse, yakın bir zamanda kesinlikle üzüntüyle karşılaşacaktır.
  • Konuşulacak bir insan olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulmayacak bir insanla konuşmak ise sözlerin boşuna harcanması demektir. Akıllı olan, ne o insanı yitirir, ne de sözleri boşuna harcar.
  • Halk bir insandan nefret ettiğinde, bunu incelemek gerekir.
Halk bir kimseyi seviyorsa, yine bunu incelemek gerekir.
  • Ben her şeyi içine alan bilgiyi arıyorum.
  • Kimi insanlar, yalnızlığa çekiliyorlar,
Kimileri kötü bakışlardan uzaklaşıyorlar,

Kimileri de anlamsız sözlerden kaçıyorlar.

  • Kendisini büyük bir dikkatle yetiştiren kimse, bütün insanlara rahatlığı sağlamak için, kendisini yetiştiren insandır.


KONFÜÇYÜS

7 Haziran 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

  • RUHTA ERDEM IŞIĞI BELİRİNCE, DOSTLUK OLUŞUR.
  • Doğruluk, dürüstlük, hakseverlik ve cömertlikleriyle beğenilecek bir davranış ve yaşam yolu tutan, her türlü açgözlülük, şehvet ve küstahlıktan uzak, direngen kimselere iyi insanlar diyebiliriz.
  • Üzüntüden kaçarsak, erdemden de kaçmalıyız.
Örneğin:

İyilik, kötülükten,

Ilımlılık, tutkudan,

Gözüpeklik, alçaklıktan,
nefret eder.

Bu yüzden,

Haksızlığın, doğruları,

Alçaklığın, yiğitleri,

Zevk düşkünlüklerinin ise, ölçülü kimseleri en çok kaygılandırdığını görebilirsiniz.

O durumda, iyi şeyler için sevinmek, kötülükler için acı duymak, dengeli bir ruh özelliğidir.

Bilge acı duyuyorsa, kesin olarak da duyar, yok her türlü insanca duygunun onun ruhundan koparıldığını düşünürsek, o başka!

Biraz üzülmemek için, dostluğu yaşamdan büsbütün kaldırmak neden?

Ruhta eylem olmazsa, insanla hayvan arasında demiyorum ama insanla ağaç kütüğü, kaya ya da bu gibi bir eşya arasında ne ayırım kalır?

Çünkü kendisinin sert, hem de demir gibi sert olmasını isteyenlerin sözlerini dinlemeyen erdem, aslında birçok işte olduğu gibi, özellikle dostlukta yumuşaktır ve işlenebilir.

Öyle ki, dostun mutlu günlerinde sanki genişler, kara günlerinde sıkışır.

Bu yüzden dost için duyulacak kaygı, dostluğu yaşamdan kaldıracak denli büyük değildir.
Aynı biçimde kimi sıkıntı ve üzüntüler doğurabilir diye erdemden vazgeçebilecek de değildir.


CİCERO

6 Haziran 2011 Pazartesi

NOT ETTİKLERİM

Uğruna kaygı duymaları gereken şeyle kaygı duymadıkları için, gerçekte bir hiç iken bir şey olduklarını düşündükleri için, benim sizi azarladığım gibi siz de bu davranışta olanları azarlayın.


SOKRATES

NOT ETTİKLERİM

İstedikleri her şeyi yaparlar, çünkü yalnız yapabilecekleri şeyleri isterler.


HENRIK IBSEN

Not: Kendilerine ışıklı yolu gösterenleri değil, bile bile karanlığı tercih edenlere ithaf olunur.

4 Haziran 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

İnsanlara rahatsızlık veren, olayların kendisi değil, bu olaylara getirdikleri bakış açılarıdır.


EPİCTETOS

NOT ETTİKLERİM

Ne kadar çok çalışırsan, o kadar çok şanslı olursun.


GARY PLAYER

NOT ETTİKLERİM

Doğru düşünce yapısına sahip bir insanı, hedefinden hiçbir şey alıkoyamaz.

Yanlış düşünce yapısına sahip insana, hiçbir şey yardımcı olamaz.



THOMAS JEFFERSON

3 Haziran 2011 Cuma

NOT ETTİKLERİM

Her türlü sosyal ve ekonomik düzenlemelerin en üst kıstası, insan olmalıdır. Bu açıdan, bir toplumun hedefi, insanların sahip oldukları yetenek, akıl, sevgi ve yaratıcılıklarını tam olarak geliştirebilme imkânlarını yaratmak olmalıdır.

Bütün sosyal düzenlemeler, insanların yabancılaşmışlığını ve kötürümlüğünü aşacak her türlü tedbiri almalı ve insanları gerçek özgürlük ve bireyselliğe ulaştırabilmelidir.

Sosyalizmin ana hedefi, bütün insanların gelişimini destekleyecek temel şart olarak, her bireyin mutlak gelişimini sağlayan bir sistem yaratmaktır.

Sosyalizmin en yüce ilkesi:

İnsanın, eşyadan

Hayatın, mülkten

değil,

Yaratıcılıktan kaynaklanmasıdır.

İnsanın, gelişmelerin denetiminde değil, gelişmelerin insanların denetimi altında olmasıdır.

İnsanlar arasındaki ilişkide, her birey kendi başına bir amaç olmalı, hiç kimse başka birisinin amaçlarına araç olmamalıdır.

Bu ilkeden hareketle, belirli bir sermayeye sahip olunsa bile, kimsenin kişisel olarak başka birine kölemsi biçimde bağımlı olmasına izin verilmez.


ERİCH FROMM

Hümanist Sosyalizm

2 Haziran 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

  • Kural erdemdir ve halktan geliyorsa anlamlıdır. Halk gevşeyince kural bulanıklaşır, baskı büyür.
  • Devrim, daha var olmayan insanı sevmek demektir.
  • Başkaldırı, yalnızca bireysel deneyimden düşünceye götüren devinimler, devrim ise tarihsel deneyime düşüncenin girişidir.
  • Ayaklanan insan, ancak bencillikleri kendi bencilliği ile birleştiği ölçüde ya da birleştiği sürece uyacaktır öteki insanlara.
  • Gerçek başkaldırı, değerler yaratmada başarılı olduğu zaman başarılı ve anlamlıdır.
  • Başkaldırı ya her şeyi ister ya da hiçbir şeyi.
  • Yirminci yüzyılın gerçek tutkusu köleliktir.
  • Bugün, yoksaycılar tahtlarda, devrim adına, dünyamızı yönetmeye kalkan düşüncelerin ise boyun eğiş ülküleri oldu. Başkaldırı ideolojileri değil. İşte bu nedenle çağımız, kişileri ve kitleleri yok etme tekniklerinin çağıdır.

ALBERT CAMUS

1 Haziran 2011 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

BİLMELİSİN Kİ...


Bilmelisin ki...

Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.


Bilmelisin ki...

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.


Bilmelisin ki...

Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak
arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.


Bilmelisin ki...

Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!


Bilmelisin ki...

Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi
yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.


Bilmelisin ki...

Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil


Bilmelisin ki...

Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.


Bilmelisin ki,

Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affetmesi gerekiyor.


Bilmelisin ki...

Yüreğimiz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.


Bilmelisin ki...

Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.


Bilmelisin ki...

İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.


Bilmelisin ki...

Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.


Bilmelisin ki...

Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.


CAN YÜCEL

NOT ETTİKLERİM

NEREYE GİTTİĞİNİ BİLEN İNSANLARA, DÜNYA ÇEKİLİP YOL VERİR.