22 Ağustos 2012 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

Bilim alanında öğretimle, öğretim programları, biçimleri ve pratikleriyle, vb. taşınan ideolojiyi algılamak kadar zor bir şey yoktur aydınlar için.

Sudaki balık gibi kültürün içindedir aydınlar: Balıklar yüzdükleri suyu göremez. Çünkü aydınları aydın yapan her şey, beslendikleri kültürü, bu kültürü veren öğretimi, kendi yaptıkları işlerin toplumdaki yerini ve bizzat kendilerinin bu toplumda araştırmacı, akademisyen ve aydın olarak tuttukları yeri görmelerine engel olmaktadır.

Bilim insanları için, dizginleri ellerinde bulunmayan yasalarla belirlenmiş bir çerçevede yerine getirdikleri pratikleri, içinde yaşadıkları ve dışına çıkmaları da gerekmeyen bir ideolojiyi kendiliğinden üretmektedir. Dahası da var. Kendi ideolojileri, kendi pratiklerinin kendiliğinden ideolojisi (yazın ya da bilim konusundaki ideolojileri) yalnızca kendi pratiklerine bağımlı değildir. Üstelik ve de son kertede, içinde yaşadığı toplumun egemen ideoloji sistemine bağlıdır.

Sonuçta, bu ideolojik sistem onların yazın ya da bilim konusunda sahip oldukları ideolojilerin biçimlerini yönetmektedir. Bu nedenle bilim adamlarının önlerinde olup biter gibi gözüken her şey, aslında arkalarında olup bitmektedir.


LOUIS ALTHUSSER

Hiç yorum yok: