14 Aralık 2010 Salı

NOT ETTİKLERİM

DOSTLUK HAKKINDA

Dostluk insanların, insanlarla ve tanrıyla ilgili her şeyde, yakınlık ve sevecenlik duygularıyla anlaşmasıdır.

Kimi zenginliği, kimi tam sağlığı, kimi etkililiği, kimi toplumsal konumları, birçokları da zevki üstün tutarlar.

Sonuncu sırada saydığımız hayvansal zevkleri saymazsak, ötekileri geçici ve kuşkuludur; bizim kararlarımızdan çok yazgının cilvesine bağlıdır. Katıksız iyiliğin erdemde bulunduğuna inanların çok hakkı var.

Çünkü dostluğu hem doğuran hem sürdüren erdemdir. Erdem olmadan dostluğun hiçbir türü olamaz. Şimdi günlük yaşamda ve dilimizde erdem sözcüğüne verilen anlamı açıklayalım:

Birçok bilginin yaptığı gibi onu parlak sözcüklerin ölçüsüne vurmayalım.

Dostluğun karşılıklı yakınlığında kendisini dinlendirmeyen insan için yaşam, yaşam mıdır? Karşısında kendinle konuşuyormuş gibi her şeyi söylemeyi göze alabileceğiniz birini bulmaktan daha tatlı ne var? İyi günlerinde senin kadar sevinecek biri olmasaydı mutluluğundan ne zevk alırdın?

Öte yandan da kara günlerinde senden çok üzülecek bir dostun olmasaydı, o günlere katlanmak güç olurdu.

Son olarak peşinde koşulan her şey genellikle bir tek işe yarar: Servet harcamaya yarar; sözü geçerlik, saygınlık; toplumsal konum, övülme; zevkler neşe getirir; sağlık, acıdan kurtarır, bedenini istediğin gibi kullanmana yardım eder.


Dostluk birçok iyiliği bir araya toplar. Gözlerini nereye çevirsen onu orada hazır bulursun, hiçbir yere yabancı, hiçbir zaman yersiz ve can sıkıcı değildir bunun için derler ki, ateş ve sudan çok dosta gereksinimiz vardır.

Hem ben burada, halk arasındaki ya da düzeyli insanlar arasındaki dostluktan değil, bunun bile kendilerine göre zevk ve yararları vardır. Adları sayılan birkaç kişinin dostluğu gibi gerçek ve yetkin dostluktan söz ediyorum.

Dostluk mutlu günleri daha aydınlık yapar yıkımları hafifletir.

Dostluğun çok büyük yararları olmakla birlikte, biri ötekilere çok üstündür.

Dostluk gelecek için parlak bir umut ışığıdır; ruhu güçsüzlüğe düşmekten ve kendini kapıp koyuvermekten alıkoyar. Çünkü gerçek dosta bakan insan sanki onda kendi örneğini görür.

Bu yüzden, uzaktaki dostlar yanımızdadır, yoksullar zengin olur, güçsüzler güçlü, dahası söylemesi güç! Ölüler yaşamayı sürdürürler.

Dostlara duyulan saygı ve onların anısı, özlemi o derece insanın içindedir. Onun için, onların ölümü mutlu, ötekilerin yaşamı, övülmeye değer sayılır.

Doğadan sevgi ve yakınlık bağı kaldırılsa, hiçbir ev, hiçbir kent ayakta duramaz. Tarım bile yapılamaz.

Bu kadarı yetmezse, dostluğun, anlaşmanın gücü, düşünce ayrılıklarından ve anlaşmazlıklardan kestirilebilir.

Hangi güçlü aile, hangi sağlam devlet vardır ki, kin ve anlaşmazlıklarla temelden sarsılmasın? Bundan dostlukta ne büyük iyilikler olduğunu anlayabilirsiniz.

Agrigentum'lu bir bilgin tanrının esiniyle yazdığı Yunanca şiirlerinde, bütün dünyada ve evrende duran ya da kımıldayan her şeyin dostlukla birleştiğini, anlaşmazlıkla ayrıldığını bildirmiş.

CİCERO

Laelius da Amicitia
adlı eserinden

Hiç yorum yok: