29 Aralık 2010 Çarşamba

NOT ETTİKLERİM

  • Buz gibi soğuk bir yüz, içimizde felsefenin barınmadığını gösterir.
  • Çocuklarınıza yaşamayı öğreten, felsefeyi öğretiniz.
  • Bize yaşamayı, ömür geçtikten sonra öğretiyorlar.
  • En büyük en onurlu eserimiz, doğru dürüst yaşamaktır.
  • Mızmız, dırdırcı insanları hiç sevmem; bu insanlar yaşamanın sevinçlerine yan çizerler, dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar, sinekler gibi cilâlı pırıl pırıl yerlerde tutunamaz, pürtüklü, pürüzlü yerlere abanırlar, orada rahat ederler ya da sülükler gibi pis kanla beslenirler.
  • Dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir. Engin denizlerin ötesindeki yerler değil.

İçi arınmamışsa, insanı neler bekler:

Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna!

Tutkuları içinde, ne kemirici kaygılar.

Ne korkular içinde, kıvranır insan!

Ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet,

Öfke, gevşeklik ve tembellik!

  • Issız yerlerde, kendin için bir evren ol.
  • Gevşek ve sıradan zekâlar işleri daha kolaylıkla, daha başarıyla çevirirler. Yüksek ve ince felsefi düşünceler iş görmeye elverişli değildir. Keskin bir düşünce inceliği, kabına sığmayan bir zekâ çevikliği, işlerimize engel olur.
  • Her işin bütün koşullarını ve sonuçlarını arayıp, hesaplayan insan karar vermekte güçlük çeker.

MONTAİGNE

Hiç yorum yok: