10 Mayıs 2011 Salı

NOT ETTİKLERİM

BUGÜNÜN DÜNYASINDA SANATÇI NE YAPABİLİR?


Sanatçılar, toplumun içinde bulunduğu gerginliğe katlanamayarak ya fildişi kuleye sığınıyorlar, ya da toplumu geren, halk öğreticilerinin yanında yer alıyorlar.

Ben, her iki türlüsünü de kaçmak sayıyorum. İnsan acılarına ve güzelliğe aynı zamanda hizmet etmeliyiz.

Bunun gerektirdiği sabır, güç ve sesiz, gösterişsiz başarı beklediğimiz, yeniden doğuşun dayanacağı değerlerdir.

Bu çabanın ne tehlikeli ne acı yanları olduğunu biliyorum. Tehlikelere göğüs germekten başka çaremiz yok.

Köşesinde oturan, sanatçılar çağı geçti. Kırılmak, dünyaya küsmek de yok. Sanatçının kolayca düşeceği durumlardan biri, kendini yalnız sanmaktır.

Sanatçıya, yalnız olduğunu bağıra bağıra söylemekten, oldukça pis bir zevk alanlarda çıkıyor. Ama aslında hiç de öyle değil.

Sanatçı, herkesin ortasında, bütün çalışan ve savaşanların, ne üstünde, ne de altında, onların tam hizasındadır.

Yapmaya çalıştığı iş, baskı karşısında zindanları açmak, herkesin derdini ve sevincini dile getirmektir. Bu işte, sanat düşmanlarına karşı, kendinin kimseye düşman olmadığını göstererek haklı çıkar.

Elbette sanat tek başına doğruluk ve özgürlük getirecek bir diriliş sağlayamaz ama sanat olmadıkça bu diriliş, biçimini bulamaz. Bulamayınca da hiçbir şeye benzemez.

Kültür ve onun gerektirdiği, bağıntılı özgürlüğün bulunmadığı toplum, ne kadar düzenli olursa olsun, bir vahşi ormandır. Onu için de her gerçek sanat yaratışı, yarın için müjdedir.



ALBERT CAMUS

Hiç yorum yok: