7 Mayıs 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

YÜKSEK GÖREVLER ÜSTÜNE

Yüksek görevdeki kimseler, üç bakımdan kuldurlar.

  • Devlet başının ya da devletin kulu.
  • Ünün kulu.
  • Gördükleri işin kulu.

Bu yüzden, ne kişiliklerinde, ne davranışlarında ne de zamanlarında özgürdürler.

İnsanın, özgürlüğü pahasına bir güçlük ardında koşması, ya da başkalarından güçlü olmaya çalışırken, kendi üzerindeki gücünü yitirmesi, yadırganacak bir özlemdir.

Bir göreve yükselmek, çetin bir iştir. İnsan çabaladıkça yeni güçlüklere sürüklenir. Zaman zaman küçülür, onursuzluk yolu ile onur kazanır.

Yüksek görevlerin tabanı, kaygan olur.

Buralardaki insanın sonu ya yuvarlanmak ya da en azından gözden düşmektir. Pek iç açıcı bir şey değildir.

Çekilmek isteseler çekilemezler, gerekli olduğu zaman bile böyle istekte bulunamazlar. Tersine yaşlılıklarında, hastalıklarında bile bir köşeye yerleşemezler. Tıpkı sokak başlarında oturmaktan bir türlü vazgeçmeyerek, kendilerini alay konusu eden kocamış kentliler gibi.



FRANÇİS BACON

Hiç yorum yok: