7 Mayıs 2011 Cumartesi

NOT ETTİKLERİM

AYAKLANMALARLA TOPLUMSAL KARGAŞALIKLAR ÜSTÜNE


Yetkilerini, her hangi bir amacın, gerçekleştirilmesine yarayacak bir destek durumuna düşüren, böylece kendini, gerçek sorumluluğundan başka sorumluluklara adayan devlet yöneticisi, ülkenin denetimini gitgide elden kaçırmağa başlar.

Uzlaşmazlıkların, kavgaların, bölünmelerin ulu orta sürdürülmesi de, o günkü yönetime saygı kalmadığının belirtisidir.

Devlet büyükleri kendi çevrelerinde, çılgınca dönmeye başlarsa, odaklarla, yörüngeler birbirine karışmış demektir.

Ayaklanmaların neden olduğu, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü ayaklanmaları önlemenin en güvenilir yolu, bunları doğuran nedenleri ortadan kaldırmaktır.

Parlayıcı yakıt bir kez birikmişse, bunu tutuşturacak kıvılcımın ne zaman geleceği hiç belli olmaz.

Ayaklanmaların nedeni iki yolla olur.
  • Büyük oranda yoksulluk
  • Büyük oranda hoşnutsuzluk
Yıkılan ocakların sayısı ne denli çok ise, karışıklığı destekleyenlerde o oranda artar.

Böyle çok kişinin çıkarına uygun düşen savaşlar, bir devlette ayaklanmalarla, karışıklıkların kesin, şaşmaz belirtisidir.

En korkunç ayaklanmalar, açlıktan çıkanlardır.

Sonunda ip en hafif çekme ile kopuverir - İSPANYOL ATASÖZÜ

Ayaklanmaların nedenlerini körükleyici etkenler.

  • Açlık
  • Yeni vergiler
  • Yasalarda değişiklik
  • Tanınan yasal hakların geri alınması
  • Topluma genel bir baskı
  • Değersiz insanlarla, yabancıların yükselmesi
  • Ordudan haksız yere çıkarılmış askerler
  • Umut kırıklığına uğramış partililer
Küskün toplumu, ortak bir amaç çevresinde toplayıp, birleştiren buna benzer şeylerdir.

Ayaklanmaları önlemenin yolu, ülkedeki yoksulluk ile düşkünlüğü ortadan kaldırmaktır.

  • Alım satımı her dalda dengeli olarak geliştirmek
  • Üretimi desteklemek
  • Aylaklığa son vermek
  • Savurganlığı, çarçur etmeyi engellemek
  • Toprağın verimini arttırıp işlemek
  • Satış fiyatlarını saptamak
  • Vergileri, harçları buna benzer yükümlülükleri hafifletmek yolu ile olur.
Az kazanıp çok tüketen bir toplum, ülkeyi, tutumlu yaşayıp çok biriktiren bir toplumdan daha az zamanda çökertir.

Yeni zenginlerin sayısını, büyük kitlenin sayısına göre aşırı arttırmak, bir devleti hızla yoksulluğa götürür.

Ülke gelirine katkıda bulunmayan kurumlardaki insanların, sayısını arttırmak da aynı sonucu doğurur.

Bir ülkenin yaşama düzeyini dış ülkeler sırtından yükseltilebileceğini de unutmamak gerekir. (Çünkü bir yere verilecek bir şeyin, önce başka bir yerden alınması zorunludur)

Bunun için de bir ulusun başka bir ulusa satabileceği üç şey vardır.
  • Doğal ham maddeler,
  • Yapım maddeleri
  • Taşıma, ulaştırma
Bu üç tekerlek dönerse ülkeye refah gelir.

En önemlisi, bir ülkede zenginlik ile paranın birkaç elde toplanmasını önleyecek bir yol uygulanmalıdır.

Para gübreye benzer, dört bir yana saçılmadıkça işe yaramaz.

Bu da ancak tefecilik, istifçilik, büyük otlakları elde tutmak gibi, herkesin ocağını yıkacak kazanç yollarını yasaklamakla olur.


FRANÇİS BACON

Hiç yorum yok: