28 Nisan 2011 Perşembe

NOT ETTİKLERİM

Haset, gaddarlık ve nefret, hemen bütün halk öğreticileri sınıfı tarafından kutsanırken, özellikle özgür olmaları gereken şeyler, baskı altında tutulmuştur.

İçgüdüsel yapımız iki bölümden oluşur, birincisi kendimizin ve çocuklarımızın yaşamını geliştirmeye, diğeri ise rakip gördüğümüz kişilerin yaşamını engellemeye yönelir.

Birincisi yaşama aşkını sevgiyi ve psikolojik olarak sevginin bir kolu sanatı içerir, ikincisi de rekabeti milliyetçiliği ve savaşı içerir.

Geleneksel ahlâk öğretileri, birincisini bastırmak, ikincisi de yüreklendirmek için her şeyi yapar.

Gerçek ahlâk öğretileri, bunun tam tersini gerektirirdi. Sevdiklerimizle ilgili davranışları, içgüdüye güvenle bırakabiliriz.

Akıl kapsamına alınması gerekli olan ise, nefret duyduğumuz kişilere olan davranışlardır.

Günümüz dünyasında etkin olarak, nefret ettiklerimiz bizden uzak olan gruplar, özellikle yabancı uluslardır.

Onları soyut olarak algılarız ve gerçekte nefretin ta kendisi eylemleri, adaletle olan aşkımız ve benzeri yüce amaçlar için yaptığımızı ileri sürerek kendimizi kandırırız.

Bu gerçeği bizden saklayan perdeyi, ancak büyük ölçüde kuşkuculukla kaldırabiliriz.

Bunu ve kıskançlık çılgınlığının tedavisini gerçekleştirdikten sonra, kıskançlıklara ve sınırlamalara dayalı olmayan, dopdolu bir yaşam arzusuna ve başka insanların birer engel değil, birer yardımcı olacağının, idrakine dayalı yeni bir ahlâk oluşturmaya başlayabiliriz. Bu ütopik bir beklenti değildir.

Eğer insanlar bir başkasının mutsuzluğu peşinde koşmak yerine kendi mutluluklarının peşine düşmeyi öğrenirlerse, bu beklenti hemen yarın gerçekleşebilir. Bu hiç de, uygulanmayacak kadar sert bir ahlâk töresi değildir, ama benimsenmesi dünyayı cennete dönüştürebilir.


BERTRAND RUSSELL

SORGULAYAN DENEMELER

Hiç yorum yok: