10 Temmuz 2010 Cumartesi

ANILARIM

Yer: Beyoğlu - İstanbul
Tarih: 29 Haziran 1981

Ailelerin de onayı ile 1 sene nişanlı kaldıktan sonra, evlilik için 29 Haziran 1981 pazartesi 15'00'e nikâh tarihi aldık.

Nikâh günü, kuafördeki işlerimiz bittikten sonra, fotoğraf çektirmek için, Osmanbey tarafında bir sütüdyoya gittik. İlk fotoğraf çekildikten sonra, kendimi çok kötü hissettim. Kan şekerim düşmüş ve gelinlikler içinde yere yığılmıştım.

Kendime geldiğimde, gelin arabasının içinde, bana bir şeyler yedirmeye çalışıyorlar. Kulaklarım, sesleri hala uğultulu duyuyor. Büyükdere'deki evimize gidemeyeceğimizi, eğer gidersek nikâhı kaçıracağımızı söylüyorlar. Benim konuşacak halim yok. Ailem, evde bizi bekliyorlar...

O seneleri hatırlatmam gerek, evlerde telefon yok. Yani haberleşemiyoruz. Her zaman herkesin iyi gününde ve kötü gününde yanında olan bizler, en mutlu olacağımız günde, beni kuaförde tek başıma bıraktıkları gibi, ailemi de evde yalnız bırakmıştılar.

Baba tarafından yakın akrabamız yoktu. Sitemlerim, daha çok anne tarafıma. Annem, babam ve iki erkek kardeşim evde bizim gelmemizi bekliyorlar...

Acele nikâh dairesine gidiliyor, bizden bir önceki, 2'45 nikâhındaki gelin kaçıyor. Ve bir de benim nikâh saatimden onbeş dakika önce, kaçan gelinin nikâh saatinde, benim, çaresizlik içinde ağlamama, karşı çıkmama rağmen, eşimin ailesi, misafirleri bekletemeyiz diye, nikâh salonuna alınıp, nikâh kıyılıyor. Nasıl olur demeyiniz. Çalıştığım TÜRK KALP VAKFI' ın daki çok değerli, büyüklerim ve çalışma arkadaşlarım araya girerek, biz özel nikâh kıydırırız. Aileye ulaşalım çabaları da netice vermemişti.

Ailem bir şeyler olduğunu düşünüyor ve acele bir taksiye binerek nikâh salonuna geliyorlar. Bakıyorlar hiç kimse yok ve panoda nikâhın kıyıldığını gösteren çarpı işareti. Ne hayallerle büyüttükleri kızlarının nikâhında bulunamıyorlar. Niçin mi anlattım bu olayı çünkü; 29 Haziran 2001 senesi, saat 2'45' te canım annemi kaybettim.

Hiç yorum yok: